MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke'nin, partisinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik sözlerini eleştirerek, "CHP'nin sözcüleri, Sayın Genel Başkanımızın adını ağızlarına alırken iyi düşünmelidir. Milliyetçi Hareket'e bu konularda dil uzatmak, sicili bozuk, sabıkası kabarık zihniyetlerin haddi ve hakkı değildir" dedi.

Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere partisinin ve camiasının, "CHP destekçisi malum medya tarafından" hedef tahtasında tutulmaya devam ettiğini ileri sürdü. "MHP ile PKK'nın siyasi uzantısı HDP'yi bir araya getirmeye çalışmaktan bir türlü vazgeçmeyen siyaset terzilerinin umduğunu bulamamanın hezeyanı ve hayal kırıklığı içerisinde çirkefleştiğini" ifade eden Büyükataman, "Bir siyaset kuklası CHP'li Selin Sayek Böke, Sayın Genel Başkanımıza ve partimize izansızca laf atmaktadır. Kendileri PKK'nın 'don lastiği' oldukları için dünyayı öyle algılamaları ve partimize lastik yakıştırması yapmaları tamamıyla bilinç altlarının dışa vurumudur." görüşünü savundu.

Büyükataman'ın açıklaması şu şekilde: 

Başta Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli olmak üzere partimiz ve camiamız, CHP destekçisi malum medya tarafından hedef tahtasında tutulmaya devam etmektedir. Bugün, koro hâlinde partimize hücum etmeye çalışanlar, ilginç bir manzara oluşturmaktadır. Bu hücum korosunun kompozisyonu bile Milliyetçi Hareket’in haklılığını ortaya koyan bir mahiyete sahiptir. Kimdir bu halkımızın zihninde ve kalbinde yeri olmayan siyaset kuklaları?

İlki Sözcü’de bozgunculuğun sözcülüğünü yapan ancak 7 Haziran sonrasının hazımsızlığını bir türlü üzerinden atamayan Emin Çölaşan. Çölaşan’ın “Helal sana bu yollar Devlet Bey” başlıklı yazısı Bektaşi fıkralarını aratmamaktadır.


Meşhur fıkradır; Bir gün Bektaşi’ye, “Neden namaz kılmıyorsun?” diye sormuşlar. Bektaşi de “Kur'an'da namaza yaklaşmayın ayeti var.” cevabını vermiş. Soranlar, “Ama o ayetin başında içkiliyken namaza yaklaşmayın ifadesi var.” deyince, Bektaşi, “Ben hafız değilim.” cevabını vermiş.


Çölaşan yazısında Sayın Genel Başkanımızın iktidarın istediği fırsatı ona altın tepside sunduğunu iddia etmektedir. Sayın Çölaşan’a tavsiyem Sayın Genel Başkanımızın mezkur grup toplantısı konuşmasını baştan sona okumasıdır. Şayet okuduysa durum daha da vahimdir ki okuduğunu anlamamıştır.


Diğer taraftan hâlâ 7 Haziran’ı dillendirmekte, Sayın Genel Başkanımıza başbakanlık önerildiğini ancak kendisinin kabul etmediğini üslupsuz bir ifadeyle anlatmaktadır.

7 Haziran seçimleri sonrası AKP 258, CHP 132, MHP 80 ve HDP 80 milletvekili çıkarmıştır. AKP karşısında Meclis başkanlığını kazanma ihtimali HDP işin içine katılmadan mümkün değildir. MHP ile PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi bir araya getirmeye çalışmaktan bir türlü vazgeçmeyen siyaset terzileri umduğunu bulamamanın hezeyanı ve hayal kırıklığı içerisinde çirkefleşmektedirler.

Tüm bunları yok sayarak MHP Genel Başkanını suçlamak ahlaksızlıktır.


Diğer bir siyaset kuklası CHP’li Selin Sayek Böke, Sayın Genel Başkanımıza ve partimize izansızca laf atmaktadır. Kendileri PKK’nın “don lastiği” oldukları için dünyayı öyle algılamaları ve partimize lastik yakıştırması yapmaları tamamıyla bilinçaltlarının dışa vurumudur.


CHP, MHP’nin siyasetini sorgulayacağına “Ailece HDP’ye oy verdik.” diyen dönemin Genel Başkan Yardımcısı’nı sorgulamalıdır. Bebek katilinin posteri altında yürüyüşe katılan milletvekilini ve şu anda kelle koltukta PKK ile mücadele eden polisimize ve askerimize suç duyurusunda bulunan bir diğer Genel Başkan Yardımcısını sorgulamalıdır.

 

Tüm bunlar ve daha fazlası merhum Necip Fazıl’ın 1956’da CHP için söylediği sözün ne kadar doğru olduğunu ve CHP’nin 60 yıldır bir arpa boyu yol alamadığını göstermektedir. Şöyle diyordu merhum Necip Fazıl; “Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır.”

Milliyetçi Hareket Partisi; Türkiye ve Türk milleti için vardır. Biz sorumlu ve millî muhalefetimizi yine yapacağız; ama siyasi mücadelenin ahlaki ve vicdani dengeden mahrum olmasına izin vermeyeceğiz. Bu devlet bizimdir. Bu millet biziz. Bu millet ve devlet bilincinin CHP’de bulunmasını beklemiyoruz. CHP’liler ya PKK leşlerine ağıtlar yakar ya da Che tişörtleriyle Meclis’te gösteri yapmaya kalkışır. “Milliyetçilik, Bolivya dağlarında öldürülen Arjantinli maceracı serseri Guevera için zırlayıp da sıra Kazak kahramanı Osman Batur’a gelince susmak hiç değildir.” CHP zihniyeti bunu anlayamaz.

Bu sebeple CHP’nin sözcüleri Sayın Genel Başkanımızın adını ağızlarına alırken iyi düşünmelidir. Milliyetçi Hareket’e bu konularda dil uzatmak sicili bozuk, sabıkası kabarık zihniyetlerin haddi ve hakkı değildir.