Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un sözlerine ilişkin, "Haddini bil. Aklını başına al. Bu milletin insanlarına hakaret etme. Bu millet denize dökmüştür ama kimi dökmüştür? Yunan gavurunu dökmüştür, emperyalistleri denize dökmüştür." dedi.

Ulubey ilçesinde halka hitap eden Kurtulmuş, halk oylamasında Ulubeyliler'den "evet" oyu kullanmalarını istedi.

Kurtulmuş, hükümet sistemi değişikliğinin parti ya da şahıs meselesi olmadığına işaret ederek, "Bu referandum, Türkiye'nin geleceğiyle ilgilidir. Burada 'evet' demek, memleketin geleceğine 'evet' demektir, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için 'evet' demektir. Onun için Ulubeyli kardeşlerim de 'evet' demeye hazırdır." diye konuştu.

CHP'lilerin, "rejim değiştiriliyor" şeklinde iddialarının olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu iddialardan çürütüldükten sonra vazgeçildiğini, bu kez de "Tek adamlık getiriyorsunuz. Bütün yetkileri bu tek adamın elinde topluyorsunuz." iddialarına sarıldıklarını aktardı. 

Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'lilerin, kendilerinin hiç iktidarda olamayacaklarını düşündükleri ve hep Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun gibi insanların yönetime geleceğini düşündükleri için, bu iddiayı dile getirdiklerini söyledi.

Numan Kurtulmuş, "Tek adamlık, aslında şu andaki mevcut rejimdir. Cumhurbaşkanına büyük yetkiler vermiş ama hiçbir sorumluluk vermemiştir. Şimdi biz bu tek adamlığı değiştiriyoruz. Milletten oy alacak, seçim akşamı sandıktan çıktığında, ertesi gün hükümeti kuracak hükümet başkanını yani cumhurbaşkanını seçiyoruz." şeklinde konuştu.

- "Kısa süreli hükümetler artık yok"

Geçmiş dönemlerdeki koalisyonlar, kurulamayan hükümetler ve hükümet pazarlıklarını dile getiren Kurtulmuş, "25 günlük, 2-3 aylık, 15-17 aylık hükümetleri bilirsiniz.  Şimdi kısa süreli hükümetler yok. Türkiye'de hükümetlerin ortalaması 17 ay. 17 ayda neyi planlar, neyi projelendirir, neyi yapabilirsiniz? Onun için Türkiye'nin işleri hep aksamıştır. Şimdi seçim akşamı iki sandık olacak, bir sanıkta Türkiye'de kimin hükümetin başında olacağı millet tarafından kararlaştırılacak. Kapalı kapılar arasında, 'şu mu, bu mu başbakan olsun' pazarlığı olmayacak. Bundan sonra söz de karar da milletindir." değerlendirmelerinde bulundu.

Kurtulmuş, "tek adamlık" getirileceği iddialarının da tutmadığının görüldüğünü söyleyerek, "Biz tek adamlığı getirmiyoruz, tam tersine tek adam olmaya müsait bu sistemi değiştiriyor, bu sistemin vesayetçi, çatışmacı yapısını kaldırıyor ve millet iradesiyle milletin başkanını seçiyoruz." diye konuştu.

- "Karşılıklı olarak seçimleri yenileme kararı alırlarsa, krizi millet çözecek"

CHP'lilerin yine, "Bir sabah cumhurbaşkanı kalkacak, kafası bozulacak ve Meclisi feshedecek." iddiasının olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Böyle bir şey yok. Meclisi feshetme yetkisi 18 madde içerisinde yok. Ama sistem kilitlenirse kim hakem olacak? Sistemin sahibi olan millet hakem olacak. Cumhurbaşkanı ya da Meclis, karşılıklı olarak seçimleri yenileme kararı alırsa, krizi millet çözecek." dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, ayrıca Kılıçdaroğlu'nun, "15 Temmuz, kontrollü bir darbeydi." şeklindeki sözlerini eleştirerek, şöyle devam etti:

"Açıkça söylemiyor ama dillerinin altında şu var, '15 Temmuz darbesini hükümet bilerek yaptırdı' demeye getiriyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bu memlekette 15 Temmuz akşamı 250 kardeşimiz şehit oldu. İnsanlar göğüslerini ve yumruklarını tanklara karşı siper ettiler. Allah'a çok şükür bu milletin feraseti, Cumhurbaşkanımızın liderliği ve cesaretiyle 15 Temmuz darbe girişimi püskürtüldü, FETÖ denilen hain çete tarihin çöplüğüne süpürüldü." 

- "Ne oldu da bu gavurları böyle bir telaş kapladı?"

Kurtulmuş, Türkiye'de halk oylamasına başka ülkelerden davetsiz misafirlerinin de katıldığına ve bunun bir ilk olduğuna dikkati çekerek, Avusturya, Almanya, Hollanda, İsviçre ve diğer ülkelerin "evet" kampanyası yürütenlere yönelik karşı duruş sergilediğini hatırlattı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türk siyasetçilerine izin vermeyenlerin, Avrupa'nın önemli şehirlerinde PKK'nın ve diğer terör örgütlerinin "hayır" kampanyası yapmalarına izin verdiğini, polislerle güvenliklerinin sağlandığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ne oldu da bu gavurları böyle bir telaş kapladı? Sana ne? Türkiye'de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili referanduma gidiyoruz. İsviçre'de gitmiyoruz, Hollanda, Almanya, Avusturya’da gitmiyoruz. Sana ne oldu da telaşlanıyorsun? Bu sorunun cevabını biliyorsunuz değil mi? Birden baktılar ki 'hayır' cephesi zayıf kaldı, bütün güçleriyle 'hayır'ın kuvvetlenmesi için, bütün imkanlarını seferber ettiler. Yüzde 50 artı 1 ile seçilen diktatör olur mu? Halka hesap veren, yeniden seçime giden diktatör olur mu? Olmayacağını biliyorlar ama istedikleri şey, bu milletin kafasını karıştırmak."

- "Bir kere de millet 'evet' dediği zaman, başımızın üstündedir deyin"

Kurtulmuş, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un, "evet' diyenleri 16 Nisan'dan sonra denize dökeceğiz." dediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Haddini bil. Aklını başına al. Bu milletin insanlarına hakaret etme. Bu millet denize dökmüştür ama kimi dökmüştür? Yunan gavurunu dökmüştür, emperyalistleri denize dökmüştür. Bu millet, yeri geldiği zaman ezan ve sala sesleri altında birleşmesini bilir. Bu millet tek vatan için, tek millet için, tek bayrak için hep beraber bir araya gelmeyi bilir. Bu millet denize dökmez ama 15 Temmuz'da olduğu gibi, FETÖ ve hain çetelere haddini bildirdiği gibi tarihin çöplüğüne atar. Şu aymazlığa, densizliğe bakar mısınız? 'Evet' diyenleri 16 Nisan'dan sonra denize dökeceğiz.' diyor. Haddini bil. Karadeniz insanının da sabrını taşırma. Yapıyorsan efendi gibi git milletvekilliğini yap ama asla ve asla millete tehditte bulunma. Baştan beri söylüyoruz, sözün sahibi de kararın sahibi de millettir. Milletten başkasına eyvallah etmeyiz. Bu millet ne karar verirse başımızın üstündedir. Allah aşkına bir kere de 'millet evet derse denize dökeceğiz' demeyin, 'millet evet dediği zaman başımızın üstündedir, milletin elini ayağını öper ona hizmetkar oluruz' deyin. Ama içleri müsaade etmiyor. 1960’ta da Adnan Menderes’in ipi çekildiği zaman bu zihniyette olanlar, sevinçle hayranlıkla o darbeyi alkışlamadılar mı? Türkiye'deki darbelerin çoğunda bunların darbeye destek olduklarını görmedik mi? Şimdi de bazılarının neredeyse FETÖ'ye destek olduklarını görmedik mi?”