Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, El Şark Forum 2016 İstanbul Buluşması'nın açılış programında katılımcılara hitap etti.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, uluslararası sistemin mekanizmalarının hemen hemen soğuk savaş sonrasında ortaya çıkan hiçbir krizi çözebilme yeteneği göstermediğine vurgu yaptı.

Kurtulmuş, başta BM olmak üzere uluslararası sistemin Suriye'de iç savaş, arkasından gelişen vekalet savaşı, Ukrayna ve Yemen'deki sorunu çözme yeteneğini ortaya koyamadığını söyledli.

Bu yılın sonuna gelindiğinde bütün ülkeleri ilgilendiren, Ortadoğu coğrafyasından kaynaklanan iki temel sorunla karşı karşıya kalındığını belirten Kurtulmuş, şunları aktardı:

"Bunlardan birisi küresel göç, birisi de küresel terörizmdir. Öncelikle olarak, bugün ortaya çıkan küresel göç ve küresel terörizmin sonuçlarını iyi araştırmak, bu sebepleri ortadan kaldırarak sonuçları bertaraf etmek mecburiyetindeyiz. Bizim hem küresel terörü hem küresel göçü bölgemizde yaşanan çok sayıda sebebin bir sonucu olarak görmemiz, Batı'daki bazı siyaset yapıcıların ise sadece sonuçlarla ilgilenmesidir. Dolayısıyla açık söylüyoruz, açlıklardan, kıtlıklardan, işgallerden başlayan bir sürü sebep bugün hem küresel göçün hem küresel terörizmin nedenidir."

"Bu beyhude bir çabadır"
Numan Kurtulmuş, bugün Avrupa ülkeleri ve oradaki siyaset yapıcıların hemen hemen tamamına yakınının, Avrupa'daki mülteci sorununu çözmek için sınırlarını nasıl kapatacaklarını, Ege ve Akdeniz'de nasıl tedbir alacaklarını, suni birtakım tedbirlerle nasıl dikenli teller, nasıl duvar öreceklerini düşündüklerini anımsattı.

Avrupa'nın mülteci akınını çözmek için polisiye tedbirlere odaklandığını anlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu beyhude bir çabadır. Değil sınırlarınızı, gök kubbenizi kurşundan kubbelerle örseniz, dünyadaki bu adaletsizlikler, bu haksızlıklar, bu işgaller, bu çatışmalar, bu vekalet savaşları, bu baskılar sürdüğü sürece, insanların büyük bir çoğunluğu refah içerisinde yaşarken çok daha büyük bir çoğunluğu yarım bardak suya muhtaç olduğu sürece Avrupa da diğer ülkeler de göçmen dalgasından asla kurtulamayacaklardır. Dolayısıyla sorunlarımızın çözülebilmesi için coğrafyamızda yaşanan sorunlara neden olan esas sebepleri bulmak, bunlar üzerinde mücadele etmek, bunları ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz. İşte bu coğrafyamızda 90'lardan sonra ortaya konulmaya çalışılan tek kutuplu dünya sisteminin, oldu-bitti ile gerçekleştirmeye çalıştığı yeni düzenin artık tutmadığını Suriye'deki krizle her gün biraz daha derinleşen krizle ortaya koyuyor."

Kurtulmuş, Irak'a müdahalenin ortaya çıkardığı siyasi belirsizlikler, siyasi dengesizliklerin DAEŞ'in Musul'u bir günde elini kolunu sallayarak almasına, Rakka'yı bir günde hiçbir dirençle karşılaşmadan işgal etmesine vesile olduğunu anlattı.

Numan Kurtulmuş, neo-emperyal stratejileri iyi anlamak, bunları çözmek ve hep beraber nedenleri ortadan kaldırmak mecburiyetinde olunduğunu söyledi.

"Filistin meselesinin demokratik bir zeminde çözümün imkanları ortadan kaldırıldı"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Filistin'deki gelişmelere de değinerek, Filistin'de ümitler yeşermiş ve sandığın ortaya konulmasıyla demokratik bir temsil sürecine geçilmişken, maalesef bombalarla, uçaklarla Filistin demokrasisinin toprağa gömüldüğünü aktardı.

Filistin meselesinin demokratik bir zeminde çözümünün imkanlarının ortadan kaldırıldığını belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bütün bu olumsuzluklara rağmen 'Arap Baharı' diyerek, İslam dünyasının, Arap dünyasının büyük çoğunluğunda halklar, despot rejimlerden başlarında kendilerine karşı demir yumruk gibi duran ama güçlülerin karşısında ayakları titreyen diktatörlere karşı özgürlük, onur ve demokrasi mücadelesi büyük bir şekilde gelişmişken, bir kere daha bu mücadelenin yolu kesildi. Öne Suriye'deki iç savaş, arkasından güçlü devletlerin vekalet savaşlarıyla dünyadaki bütün silahlı örgütlerin getirilip, davet edilmiş olduğu Suriye coğrafyası bir savaş ve katliam coğrafyasına dönüştürüldü. Aynı şekilde Mısır'da demokratik taleplerle halkın iş başına getirdiği yönetim, antidemokratik yollarla iş başından uzaklaştırılarak maalesef Mısır'daki özgürlük ve demokrasi talepleri de rafa kaldırılmış oldu. Bir realite daha var. O da plan, hangi plan olursa olsun, eksiklikler ve nedenler ne olursa olsun, bu coğrafyada birbirini öldürenler de bu coğrafyanın insanlarıdır. Maalesef bu bölgenin insanları birbirlerini öldürmeye devam ediyor. Bu tablonun iyi analiz edilmesi ve bu tablodan çıkış için siyasi ve sosyal fay hatlarının ortadan kaldırılarak, kardeşliğimizin hep beraber yeniden tesis edilmesi için de çok örnek bir gayret göstermek mecburiyetindeyiz."

aa