Kurtulmuş konuşmasının başında Srebrenitsa katliamının yıl dönümüne de değinerek "Srebrenitsa Katliamı bir büyük insanlık suçudur" dedi. 

AP RAPORU TÜRKİYE’Yİ RENCİDE ETMİŞTİR 

Başbakan Yardımcısı AP raporunun Türkiye’yi rencide ettiğini belirterek,  “2016 AP raporu Türkiye bakımından hiçbir şekilde kabul edilemez. Hiçbir şekilde makul olmayan bir rapordur. Bu raporu kabul etmediğimizi kategorik olarak reddettiğimizi bir kere daha kendilerine ifade ettik. Türkiye’nin gösterdiği iyi niyetler karşılığında bu raporun AP’de kabul edilmemesi dostluğun gereği olan bir tavır değil. Evet biliyoruz AP’nin kararı siyaseten bağlayıcı değildir ama siyaseten rencide edicidir. Türkiye’ye karşı bu raporun yayınlanması Türkiye’yi ciddi şekilde rencide etmiştir. Onun için bu raporu yok hükmünde kabul ettiğimizi kendileriyle bir kere daha paylaşmış olduk. İllegal göç meselesinin sanılanın aksine büyüyen bir sorun olduğunun da altını çizdik.” Sözlerini kaydetti. 

AVRUPA GÖÇ KONUSUNDA VERDİĞİ SÖZLERİ YERİNE GETİRMEDİ

Göç sorununun da altını çizen Kurtulmuş şunları söyledi: 

“Yaklaşık üç buçuk milyon Suriyeli mülteciye ve sahipliği yapıp yaklaşık 22 milyar doları aşkın bir şekilde maddi olarak destekte bulunan bir ülke olarak mülteci sorununa en ciddi şekilde yaklaşan en insani şekilde yaklaşan bir ülkedir. İnsanlık ödevi, bir dostluk bir komşuluk vazifesi olarak görüyorum. Aynı şekilde bu mücadelemizde de Avrupalı dostlarımızın Türkiye’ye yardımcı olması Türkiye’nin bu yükünü hafifletecek en azından bir takım siyasi çabalar içine girmesi de Avrupa’nın geleceği bakımından önemlidir. Maalesef verilen sözlerin büyük oranda yerine getirilmediğini bir kere daha ifade etmek isterim. Ayrıca uluslararası göç meselesi böyle pislikler, kirler halının altına süpürülerek ortadan kaldırılacak yok sayılacak bir mesele değildir. Bu göç meselesini ortaya çıkaran nedenler var olduğu sürece, kitlelerin ekonomik sisteme katılmakta fevkalade ciddi şekilde dışlanması, siyasi bakımdan yönetim süreçlerine katılmakta dışlanması, yabancı işgaller iç savaşlar ve vekalet savaşları devam ettiği sürece ne yazık ki Ortadoğu’da, Ön Asyadan, Uzak doğudan ve Afrika’dan bu illegal göç bütün dünyayı saracak ve Avrupa’yı ciddi şekilde tehdit etmeye devam edecektir. Bir taraftan göç meselesinin acılarını hafifletmek için mücadele ederken, diğer taraftan da bu göçü ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak için mücadele etmek siyasi yaklaşımlar ortaya koymak ve çözümler bulmak mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede AB ile Türkiye’nin bu süreçte çok daha yakın ve titiz bir çalışmanın içinde olması gerektiğinin önemini ifade etmek isterim” 

“AB VİZE SERBESTİSİNDE ADIM ATMAKTAN KAÇINIYOR”    

Vize serbestisi konusuna da değinen Kurtulmuş, “"Görüş ayrılıklarının olması görüşmelerin devam etmeyeceği anlamına gelmez. AB vize serbestisinde adım atmaktan kaçınıyor." dedi. Başbakan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: “ Türkiye ile AB arasındaki meseleleri biliyoruz. Ancak Türkiye-AB ilişkileri hiçbir zaman lineer bir çizgide devam etmedi bazen çok iyi oldu bazen çok kötü oldu. Bazen ipler kopma noktasına geldi bazen çok yakın ilişkiler, neredeyse Türkiye AB’nin üyesi olacak noktaya geldi. Türkiye AB ile bu müzakereleri sürdürmekte eşit ortak statüsünden başka hiçbir statüyü kabul etmeyecektir. Ayrıca bu müzakerelerde biz bağımsız egemenliğine sahip olan bir ülke olarak Avrupalı dostlarımızla müzakeremizi yaparız konularımızı en açık şekilde tartışırız. Uzlaştıklarımızı uzlaşırız, uzlaşamadığımız konularda da çözüm bulunabilmesi için müzakereleri sürdürürüz. Karma parlamento komisyonu bilindiği gibi 2 yıldır toplanamıyor. Komisyonun tekrar toplanabilmesi için teklifimizi de bir kere daha yeniledik. 

Sonuç olarak son derece verimli yapıcı görüşmelerimiz oldu, ümid ederim ki bu görüşmelerin siyasi sonuçları da olumlu olur. Türkiye’nin niyetinin müzakerelerin sürdürülmesi ve bir an evvel fasılların açılması olduğunu ifade etmek isterim.”