CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HABERTÜRK TV'de canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Parlamenter sistem konusunda 140 yıllık bir deneyim olduğunu ve yaşanan darbeler dolayısıyla bazı aksaklıklar bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sağlıklı bir sistem için Türkiye'deki darbe hukukunun kaldırılması gerektiğini söyledi.

ABD türü başkanlık sisteminin örneğinin başka bir ülkede görülmediğini, oranın birleşik devletler olduğunu, her eyaletin kendi valisi, kendi sitemi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Almanya'da da eyaletler olduğunu ama parlamenter sistemin sürdüğüne işaret etti.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Parlamenter sistemde ne şikayetimiz var önce bunu ortaya koymamız lazım. Nedir şikayet? Ben mesela bunu hala öğrenmiş değilim. Parlamenter sistem olmasın da başkanlık sistemi olsun diyenler, örneğin Sayın Binali Yıldırım, çıkıp bir salı konuşmasında neden başkanlık sistemini istediklerini ve parlamenter sistemin nesinden şikayet ettiklerini bir anlatsın, ben de anlayayım, siz de anlayın. Belki öyle bir sorun çıkar ki ortaya parlamenter sistem içerisinde çözemeyiz, o zaman deriz ki doğru, bak bunu çözemiyoruz, bu soruna bir çözüm üretemiyor parlamenter sistemi, o zaman başkanlık sistemine geçelim."

Darbe anayasasına vurgu
Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül yasalarının tam demokrasi kapsamında ele alınarak yeniden düzenlenmesi, milli irade ve demokrasi için yüzde 10 barajının kaldırılması gerektiğini belirterek, parlamenter sisteme darbe vuran birinci noktanın seçim barajı olduğunu, darbe dönemlerinde çıkan yasaların da demokratik olması gerektiğini kaydetti.

Kamuoyunda bahsedilen 60-100 maddelik ve başkanlığa yönelik bir düzenleme olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Bu, bir siyasi iradeyi ve halkı kandırma yönünde atılmış bir adımdır. Başkanlık diyor, başkanlık modeli içerisine öyle şeyler koyacak ki, vatandaş 'Allah kahretsin şu madde de iyi bari buna da evet diyeyim' diyecek. Siz başkanlık istiyorsanız başkanlıkla ilgili neyi düşünüyorsanız getirirsiniz anayasa değişiklikleri için öneriyi koyarsınız ortaya ama başkanlığın arasına pek çok maddeyi de ilave etmek ne demektir?" dedi.

"Erdoğan ile bir sorunumuz yok"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bizim Erdoğan ile bir sorunumuz yok. Erdoğan, halkın oyları ile seçilmiştir, oy almıştır, Cumhurbaşkanı seçilmiştir, seçildikten sonra da tarafsızlığını bozmadığı sürece hiç bir eleştiri de almamıştır. Seçilirken, seçilmemesi için çaba harcadık, bizim bir cumhurbaşkanı adayımız vardı. Halkın iradesidir seçildi, hiç bir zaman kendisine, 'niye seçildi, hangi gerekçeyle seçildi' diye hiç bir eleştiri yapmadık, ta ki tarafsızlığını bozuncaya kadar. Tarafsızlığını bozduktan sonra da eleştirdik. En sert şekilde eleştirdik. 'Doğru değildir' dedik.."

Türkiye'de bu kadar sorun varken Bahçeli'nin başkanlık ile ilgili çıkışını anlayamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin belki önümüzdeki günlerde gelecek pakete göre daha açık bir tavır göstereceğini tahmin ettiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Sizce MHP, AK Parti'nin sunmuş olduğu teklife destek verecek mi?" sorusunu "Eğer Türkiye'yi ateşe atmak istiyorlarsa, Türkiye'yi siyaseten de bir bölünmeye taşımak istiyorlarsa 'evet' oyu verebilirler, bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Türkiye'nin bölünmesi söz konusu olabilir. Başkanlık sistemine bakın, siyasal yapı tamamen değişecek. Sorun Türkiye'nin bekası sorunudur. Eminim Sayın Bahçeli de Türkiye'nin bekasını en az benim savunduğum kadar savunuyordur. Eğer sorun Türkiye'nin bekasıysa, Türkiye'nin bir başka rejimin içine itilmesi, Türkiye'nin bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak cümlelere teslim edilmesi asla kabul edilemez." karşılığını verdi.

"Her koşulda seçime hazırız"
"Türkiye'de 2017 yılında erken seçime gidilip gidilmeyeceği ve CHP'nin erken seçim planı olup olmadığına" ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, kendilerinin her koşulda seçime hazır olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Merak ettiğim şu, tek başına yönetiyorsun, niye seçime gidiyorsun? Hangi gerekçeyle seçime gidecekler. Olursa azınlık olur, koalisyon olur, denir ki 'ben tek parti için gideceğim seçime' tek parti mi, buyur. Zaten tek partisin, hazirandan sonra bir koalisyon ortamı ortaya çıkmıştı, terör olayları artmıştı, güvenlikçi politikalarla seçime gittiler, geldiler, tek başına yine Türkiye'yi yönetiyorlar. Ben o dönemi anlarım. O dönemin kendi içinde tutarlı bir mantığı vardı. Şimdi tek başına iktidarlar ve 'biz yönetemiyoruz' diyorlar."

AA