Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli'nin Başiskele ilçesindeki Hayat Kimya Yeniköy Tesisleri'nin ilave yatırımlarının açılış töreninde yaptığı konuşmada 00 milyon liralık bir yatırımla, 600 kişilik yeni istihdam sağlayan Hayat Kimya'ya teşekkür ederek, "Bu sayede 600 insan evine akşam mutlu dönecek. 600 insan çoluk çocuğuyla daha rahat bir hayat sürecek." diye konuştu.

Türkiye'nin özel sektör eliyle büyümeyi tercih eden bir ülke olduğunu vurgulayan Işık, şunları söyledi:

"Maalesef geç başladığı kalkınma yarışında istikrarı yakaladığı dönemlerde büyük sıçramalar gerçekleştiren ama sanayicinin kendi iradesi dışında meydana gelen sıkıntılar, problemlerden dolayı epey zaman ve enerji kaybeden bir ülkeyiz maalesef. Türkiye, istikrarı yakaladığı 50 ila 60 arası yüzde 5'in üzerinde bir büyümeyi çok rahat yakaladı. O dönemde Türkiye büyük bir atılım yaptı. 65-71 arası Adalet Partisinin tek parti iktidarı döneminde Türkiye yeni bir sıçramaya imza attı. 83-89 arası yakalanan istikrar, Türkiye'nin yeni bir sıçramasına sahne oldu. 2002'den bugüne kadar yakalanan istikrar da Türkiye'nin gerçekten çok daha hızlı kalkındığı bir dönem oldu. Düşünün, 2008 dünya küresel krizine rağmen, şu anda Türkiye'nin ortalama büyüme hızı 4,7'nin üzerinde. Bu istikrarın, sanayileşme için kalkınma için ne kadar önemli olduğunun en temel göstergesi. Buna mukabil Türkiye ne zaman kendi iç tartışmalarına döndüyse, Türkiye ne zaman enerjisini kendi içinde harcamaya başladıysa o dönemler Türkiye'nin maalesef yerinde saydığını, hatta zaman zaman kazanımlarını geri verdiğini hepimiz biliyoruz. İstikrarını sağlayan ülkelerin nasıl Türkiye'den geç başlamış olmalarına rağmen Türkiye'yi sollayıp geçtiklerini hepimiz biliyoruz. Güney Kore'nin, 1960’ların başında açlıkla uğraşırken bugün dünyaya teknoloji üreten bir ülke haline nasıl geldiğini biliyoruz.”

"Hükümetler gücünü doğrudan halktan aldığı sürece daha güçlü imkanlara kavuşacak"

Türkiye'nin artık istikrarı şansa bırakma lüksünün olmadığını, bundan sonra kaybettiği dönemleri de kazanacak bir hıza erişmek zorunda olduğunu belirtti.

Türkiye'nin bundan sonra oluşabilecek riskleri bugünden hesap edip, gerekli tedbirleri almak zorunda olduğunu aktaran Bakan Işık, 2001 yılında Cumhurbaşkanının anayasa kitapçığını Başbakana atmasıyla ülkedeki bütün dengelerin altüst olduğunu hatırlattı.

Bakan Işık, o dönem yaşananlardan vatandaşların büyük zarar gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

"Gecelik faizler yüzde 7 binlere, 8 binlere çıktı. Sanayicinin, çalışanın, işçinin, esnafın ne günahı vardı. Türkiye kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle bu kadar bedel ödeyen ülke olmayı hak ediyor mu? Onun için Türkiye'nin artık istikrarı doğrudan sağlamasının zamanı geldi. 16 Nisan'da artık istikrarı sandıkta sağlayarak bir daha hükümet krizleriyle güven oylaması, gensoru, bütçe geçti, geçmedi gibi Türkiye'de yatırımın, üretimin istihdamın hızını kesen hatta zaman zaman kazanımlarını kaybettiren bu sistemi değiştirmek durumundayız. Bu Türkiye için çok ama çok önemli. 

Türkiye'nin demokrasisinin oturması, demokratik kültürün gelişmesi ve özellikle siyasetin dilinin yumuşaması açısından da bu düzenlemeyi ben hayati önemde görüyorum. Artık hükümet etmek, iktidar olmak için yeni önerdiğimiz sistemde en az yüzde 50 oy gerekiyor. Bu da ister istemez siyasetin dilini yumuşatacak. Dışlayıcı, yaralayıcı, kaba siyaset söylemine son verecek. Çünkü yüzde 50'lik bir oy oranına ulaşmak kolay değildir. Ama hükümetler gücünü sandıkta doğrudan halktan aldığı sürece daha cesur, daha güçlü ve daha kararlı adımlar atma imkanına kavuşacak. Bu da Türkiye için gerçekten yılda en az yüzde 5'lik büyüme demektir."