AK Parti İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen bayramlaşma programına katılan Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, burada yaptığı konuşmada, milletin ve İslam aleminin Kurban Bayramı'nı kutladı.

Türkiye'de huzur içinde bayramı kutlarken aynı fırsatı yakalayamayan dünyanın değişik yerlerde zulüm altında olan kardeşleri olduğunu ifade eden Işık, başta Arakan olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde zulme maruz kalanların bu durumdan kurtulmasını, onların da huzur içinde bayramı kutlamasını Allah'tan niyaz etti.

Işık, bugün dünyada yaşanan pek çok sıkıntının kendilerinin neden daha çok çalışmaları gerektiğini ortaya koyduğunu dile getirerek, "Zira, Türkiye'nin istikrarı bölgenin istikrarı oluyor. Zira Türkiye'nin gücü bütün dünyada mazlum milletlerin sıkıntılarının ifadesi anlamına geliyor. Elbette bugün Arakan'a Türkiye'nin fiilen bir müdahale yapması mümkün değil. Ama Türkiye Arakan'daki Müslümanların o zulme maruz kalmış insanların sesi olmaya bu zulmün sona ermesi için bütün dünyanın vicdanına seslenmeye devam ediyor." şeklinde konuştu.

"BM'ye çağrımız, derhal gerekli adımları atın"

Türkiye'nin Arakan'daki bu zulmü dünyaya duyurmak ve bunun durması için gereken açıklamaları yaptığını anlatan Işık, diğer yandan da bayram vesilesiyle devlet millet el ele oradaki insanların acısını dindirecek çalışmaları da sürdürdüklerini bildirdi.

Işık, ülkenin her köşesinden yapılan yardımların Arakan'daki Müslüman kardeşlerine ulaştığını aktararak, şöyle konuştu:

"Ancak şunu biliyoruz, buradaki ölümlerin behemehal durdurulması lazım. Zira aç ölmekle tok ölmek arasında bir fark olmadığının bilincindeyiz. Bütün dünya kamuoyuna ve vicdanına çağrımız, bir an önce bu zulme, ölümlere, baskıya 'Dur' demenizdir. Gelin bunu hep birlikte yapalım. BM, niçin var? BM eğer bugün bu konuya hassasiyet göstermeyecekse, göstermelik toplantılarla birtakım kınama kararlarının ötesinde bazı adımlar atmayacaksa bu dünyanın BM'yi sorgulaması haksız mıdır? Onun için BM'ye çağrımız, derhal bu zulmün durdurulması için gerekli adımları atın. Gerekli çalışmayı yapın. Egemen güçlerin çıkarlarına en küçük bir halel geldiğinde anında ayağa kalkan BM, binlerce insanın hayatını kaybettiği bir zulüm karşısında sessiz kalamaz. Kalırsa işte zaten yerlerde sürünen itibarı ve meşruiyeti hepten ortadan kalkar. Onun için çağrımız BM Güvenlik Konseyi'nin acilen bu zulme, baskıya, şiddete 'Dur' diyecek adımları atmasıdır. Türkiye olarak biz her türlü gayretin içerisindeyiz."