Gül, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünce  (BYEGM) Öncüpınar Sınır Kapısı'nda oluşturduğu basın merkezini ziyaretinde yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin soru üzerine Gül, Türkiye'nin gerek yabancı terörist savaşçılarla gerekse de DAEŞ, PYD/PKK ile hukuk çerçevesinde mücadele eden ülkelerin başında geldiğini belirterek, Türkiye'nin dünyayı, insanlığı tehdit eden tüm terör örgütleriyle mücadele eden bir ülke olduğunu vurguladı. 

Gül, Türkiye'nin uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde, çizdiği çerçevelerde terörle mücadele ettiğine dikkati çekerek, "Bu konudaki kararlılığımız sürmektedir. Bununla ilgili sayıları kamu oyuyla da paylaşıyoruz. Cezaevlerinde DAEŞ olsun, PKK/PYD olsun, yurt dışına terörist unsurlar olarak çıkmaya çalışanların engellenmesi ve yargılanmasını, bu mücadeleyi kararlı bir şekilde Türkiye yapıyor. Türkiye'nin terörle mücadelesi, uluslararası toplumun huzuru, güvenliği için çok önemli bir durumdur. Bu hususta Türkiye'nin yalnız bırakılmaması, terörle mücadelesine destek verilmesi, uluslararası toplumun yararına olacaktır. Dünyayı tehdit eden hangi terör örgütü olursa olsun Türkiye bu unsurlarla mücadeleyi sürdürecektir." ifadesini kullandı. 

"YPG'nin içinde Avrupa'dan veya dış ülkelerden mensupların olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili ne söyleyeceksiniz?" yönündeki soru üzerine Gül, şunları kaydetti:

"Bu konu hem yakalanan teröristler de deliller de değerlendirilecek hususlardır. Aslında tüm dünya Türkiye'nin teröristlerle mücadele ettiğini ve uluslararası toplumun, uluslararası sözleşmelerin, BM Sözleşmesi'nin 51. maddesine göre meşru müdafaasını yerine getirdiğini kabul etmektedir. Türkiye asla bir etnik gruba, Kürtlere, Araplara veya başka bir kesime, Afrin halkına saldırıda bulunmamaktadır. Kendi halkına saldırıda bulunan terörist gruplara meşru müdafaa yapmaktadır. Asla kimsenin toprağında gözü olmayan bir ülkeyiz. Bizim tek meselemiz Türkiye'nin topraklarına bir saldırı olmaması. Afrin'den, Suriye'den buraya sığınan 300 binin üzerinde Kürk kardeşimiz var. Bunlara kucak açan Türkiye. Orada yapılan bu harekat asla Kürtlere yapılan bir operasyon değildir. Oradaki Kürtleri de Arapları da terörize eden, rahatsız eden kendi vatanlarında tehdit eden terör gruplarına karşı bir mücadeledir. Bunu çok önemsiyoruz. Hem Türkiye'deki vatandaşlarımızın güvenliği hem de oradaki başta Kürt ve Arap kardeşlerimiz olmak üzere bütün halkın huzur ve güvenliği için bu mücadeleyi sürdüreceğiz."