Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, "Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 2002-2016 döneminde 4 kat artmış, 3,7 milyar dolardan 16,2 milyar dolara çıkmıştır. Türkiye tarımsal dış ticarette net ihracatçı bir ülkedir. Son 15 yılda tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde toplam 58 milyar dolar ihracat fazlası verdik." dedi.

Fakıbaba, TBMM Genel Kurulunda görüşülen bakanlığının bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, tarım ve gıdanın insanoğlunun en eski uğraşı olduğunu ve her geçen gün öneminin ve stratejisinin artarak, hayati bir sektör haline dönüştüğünü belirtti.

Bakan Fakıbaba, Dünya nüfusu hızla artarken tarıma elverişli arazilerin azaldığını, endüstri gelişip şehirler büyürken insanoğlunun gıdasını sağlayan toprağını ihmal ettiğini ve son yüzyılda ülkeler ve insanların sanayileşmenin peşinden giderek, paylaşma duygusunu unutarak bencilleşmeye de başladığını ifade etti.

Bugün, bir tarafta açlığın, diğer tarafta ise aşırı tüketimden gelen sağlık sorunları ve israfın bir arada olduğu dünyada yaşandığına dikkati çeken Fakıbaba, "Adaletsizliğin gıda paylaşımına fazlasıyla bulaştığı bu dünyamızda 2 milyar insan aşırı kilolu. Bunun da 650 milyonu obezite sorunlarıyla uğraşırken 800 milyon insan açlık çekiyor ve yılda 1 milyar 300 milyon ton gıda çöpe gidiyor. O nedenle, geldiğimiz günden beri hep 'israf eden iflas eder', 'tarım ve gıda sadece yiyeceğimiz değil, geleceğimizdir' diyoruz. Bu sebeple, tarımın siyaset üstü bir mesele olduğuna, ben de yürekten katılıyorum." diye konuştu.

Fakıbaba, Anadolu topraklarında üretmek ve ürettiğini paylaşmanın 12 bin yıldır değişmeyen bir gelenek olduğunu, bu topraklarda kurulan medeniyetlerin çiftçinin alın terinin kıymetini, koyun ve keçi peşinde koşan çobanın hikmetini, sofrasında her cana açık olan insanın değerini çok iyi bildiğini belirterek, bu yüzden Anadolu'nun, insandan bereketini hiç esirgemediğini söyledi.

Türkiye'nin, dünyanın en önemli gen kaynağına sahip olan ülkelerden biri olduğunu, 4 bini bu topraklara has, 12 bin bitki türünü barındıran eşsiz bir coğrafyaya sahip bulunduğunu vurgulayan Fakıbaba, "Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım, Türkiye'nin kalkınmasında itici güç olarak önemsenmiştir. Modern tarıma geçiş için çok çalışıldı, önemli adımlar atıldı. Tarım sektöründe geçmişteki gayretleri gelecekteki hedeflere bağlamak, yapılanın üzerine daha fazlasını katmak felsefesi ve sorumluluğu içerisinde hareket etmekteyiz." ifadelerini kullandı.

-"Tarım, Cumhuriyet tarihinin en istikrarlı dönemini yaşamakta"

AK Parti döneminde Türkiye tarımı verimlilik, üretim ve kalitede çok önemli gelişmeler kaydettiğini, 2017 yılının dokuz ayında yüzde 3,3 büyüyen tarım sektörünün bu yılı büyümeyle tamamlamasını beklediklerini ifade eden Fakıbaba, son 14 yılın 12'sinde büyüyen tarımın, Cumhuriyet tarihinin en istikrarlı dönemini yaşadığını söyledi.

Bakan Fakıbaba, tarımsal hasılada 2005 yılından bugüne Türkiye'nin Avrupa liderliğinin devam ettiğine dikkati çekerek, "Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 2002-2016 döneminde 4 kat artmış, 3,7 milyar dolardan 16,2 milyar dolara çıkmıştır. Türkiye tarımsal dış ticarette net ihracatçı bir ülkedir. Son 15 yılda tarım ve gıda ürünleri dış ticaretinde toplam 58 milyar dolar ihracat fazlası verdik." dedi.

Türkiye'nin sadece kendi ürettiğini ihraç eden bir ülke değil, aynı zamanda ham maddesini yurt dışından alıp içeride işleyip katma değer katıp ihraç edebilen bir ülke olduğunu ifade eden Fakıbaba, Türkiye'nin dünyada buğday unu ihracatında lider, makarna ihracatında ikinci sırada olduğunu, tarım ve gıda ürünlerinde katma değerli ihracatımızı artırmaya yönelik çalışmaların devam edeceğini vurguladı.

AK Parti hükümetlerinin daima çiftçinin yanında yer aldığını, devletin tüm imkanlarını tarım için seferber ettiğini belirten Fakıbaba, şöyle devam etti:

"2003-2017 döneminde üreticilerimize 103 milyar lira yani eski parayla 103 katrilyon lira destek ödedik. 2018 yılında ise 14,5 milyar lira destek vereceğiz. Bu destek tarıma sağladığımız nakit hibe kaynaktır. Bunun yanında ayrıca arazi toplulaştırma ve tarımsal sulama yatırımları, tarımsal kredi sübvansiyonları, müdahale alımları ve ihracat destekleri gibi birçok kalemde tarıma önemli kaynak sağlıyoruz, sağlamaya devam edeceğiz.

Özellikle girdilere yönelik mazot, gübre, tohum ve yem bitkileri desteklerimiz devam edecektir. Şayet, 14,5 artı yukarıdaki bahsettiğim mevzuları göz önüne aldığımızda tarımda ortalama 30 milyara yakın Hükümet olarak destek vermekteyiz. Mazot desteğini 2003 yılında ilk kez hayata geçiren Hükümet olarak şimdi ürün bazında mazot maliyetinin yarısını biz karşılıyoruz. Mazotun fiyatının arttığını biliyoruz, bu yıl mazot desteğini de artışları baz alarak güncelleyeceğiz. Tarımsal kredilerde konusuna göre yüzde 25 ila yüzde 100 arasında faiz indirimi yani sübvansiyon uygulamamız devam edecektir."

- Koruma altındaki ova sayısı 250'ye çıkartılacak

Bakan Fakıbaba, bu yıl 192 büyük tarımsal ovanın Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alındığını, koruma altındaki ova sayısını 2018 yılında 250'ye çıkaracaklarını söyledi.

Arazi toplulaştırma çalışmalarına önem verdiklerini, 1961'den 2002 yılına kadar 450 bin hektar alanda toplulaştırma yapılırken AK Parti döneminde 5 milyon 600 bin hektar alanda toplulaştırmanın tamamlandığını, 1,8 milyon hektar alanda çalışmaların devam ettiğini, 2023'e kadar da 8 milyon hektar alanda toplulaştırmayı tamamlayıp toplamda 14 milyon hektara ulaşarak, Türkiye'nin toplulaştırma problemini çözeceklerini bildirdi.

Fakıbaba, suyu verimli kullanmak amacıyla basınçlı sulama sistemini kullanan çiftçilere yüzde 50 hibe desteği ve sıfır faizli kredi uygulamasına devam edileceğini, bu tarihten itibaren Türkiye'de vahşi sulama olayının bittiğini, basınçlı sulamayla toprağın sulanacağını kaydetti.

Amaçlarının verimli, kaliteli ve planlı üretmek olduğuna dikkati çeken Fakıbaba, Milli Tarım Projesi kapsamında Havza Bazlı Destekleme Modeli'ne geçtiklerini, Türkiye için stratejik açıdan önemli 21 ürünü en iyi yetişeceği havzalarda desteklediklerini, buğday ve yem bitkilerini ise ayrım yapmadan tüm havzalarda desteklediklerini, desteklemeye devam edeceklerini anlattı.

Bakan Fakıbaba, AK Parti hükümetleri döneminde ilk kez başlatılan tohumluk desteğiyle de hem üretim hem de ihracatta önemli bir seviyeye ulaştıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Son 15 yılda tohum üretimimiz 145 bin tondan 960 bin tona, tohum ihracatımız 15 milyon dolardan 154 milyon dolara yükseldi. Bugün, 76 ülkeye tohum ihracatı yapan bir ülke haline geldik. 2023 yılında 2 milyon ton tohumluk üretimi ve 500 milyon dolar tohum ihracat hedefimizi belirledik ve çalışmalarımızı bu yönde hızlandırdık. Etkin Ar-Ge çalışmalarıyla son 10 yılda yerli sebze tohum kullanım oranını yüzde 10'dan yüzde 60 seviyesine çıkardık.

Organik tarım ve iyi tarım desteğimiz devam etmektedir. Tarım sigortalarının kapsamını her yıl gittikçe artırmaktayız. Son 10 yılda toplam 3,4 milyar lira prim desteği, 3,6 milyar lira hasar tazminatı ödendi. Bu yıl buğdayda başlayan kuraklık verim sigortasını 2018'de tüm tahılları kapsayacak şekilde genişleteceğiz. TARSİM'de hedefimiz 2020 yılına kadar gelir bazlı sigorta sistemine geçmek en büyük hedefimiz ve icraatımız olacaktır. Ayrıca, 2017 yılında doğal afetlerden etkilenen tüm çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarını bir yıl ertelemiş bulunmaktayız."

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, hedeflerinin hayvan ithalatını bitirmek olduğunu belirterek, "İthalat bitecek, küçük üreticilere desteklemeler olacak, TİGEM 500 bin tane buzağı besleyecek. Bu çalışmaların sonunda inanıyoruz ki hayvan ithal eden değil, ihraç eden bir ülke olacağız." dedi.

Fakıbaba, TBMM Genel Kurulunda görüşülen bakanlığının bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, bakanlık olarak tüm ürünlerde iç ve dış piyasaları yakından takip ettiklerini belirtti.

Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) 2017'de piyasalardaki gelişmelere göre buğday, mısır, fındık ve kuru üzümde müdahale alımları yaptığını, böylece üreticinin mağduriyetinin önlendiğini, piyasaların regülasyonuna önemli katkılar sağlandığını anlatan Fakıbaba, TMO tarafından 2017'de 2 milyon 50 bin ton buğday, 205 bin ton mısır, 5 bin ton kuru üzüm, 16 bin ton haşhaş kapsülü, 137 bin ton fındık alındığı, bu alımlar karşılığında çiftçilere 3,4 milyar lira ödendiği bilgisini paylaşıldı.

TMO'nun fındık alımı yapmaması halinde fındık fiyatlarının 5 veya 6 lirayla stokçuların elinde olacağını ifade eden Fakıbaba, "Tarım Bakanlığımız ve TMO bunu ne yaptı? Dekar başına teslim edebileceği ürün miktarını 90 kilogramdan 130 kilograma çıkardı. 137 bin ton fındık almışım, helali hoş olsun, tam 1,5 katrilyon para ödemişim, helali hoş olsun. Fındık alımlarında uygulanan çürük oran sınırı yüzde 3'ten yüzde 5'e, çatlak oranı yüzde 2'den yüzde 7'ye çıkarılmış, asgari randıman oranı yüzde 40'tan 37'ye düşürülmüş." diye konuştu.

Bakan Fakıbaba, fındığın piyasada halen 9-9,5 liradan satıldığına dikkati çekerek, "Fındıkta istikrarı sağlayan TMO'dur, Tarım Bakanlığıdır. Tarım Bakanlığı olmamış olsaydı, çok samimi olarak söylüyorum, 6 liradan fazla, bakın, stokçuların elinde kalacaktı." ifadesini kullandı.

Sebzede yeni tohum çeşitlerini üreticilere ve Türkiye'ye kazandırmaya devam edeceklerini, 5 yıl sürecek uygulamayla sebze tohumu ihtiyacını büyük ölçüde yurt içinden karşılamayı hedeflediklerini anlatan Fakıbaba, pamuk ve diğer lif bitkilerinde kaliteyi ve üretici karlılığını artırmayı amaçlayan yeni bir yatırım projesini başlattıklarını söyledi.

-"Hayvancılık önemli ve öncelikli bir sektör"

AK Parti olarak hayvancılığı önemli ve öncelikli bir sektör olarak ele aldıklarını vurgulayan Bakan Fakıbaba, şöyle devam etti:

"2017 döneminde toplam destek içinde hayvancılığın payını yüzde 4'ten yüzde 30'lara çıkardık. Son 15 yılda hayvancılığa 25 milyar lira yani eski parayla 25 katrilyon para ödedik. Hayvancılığı sıfır faizli kredi kapsamına aldık. Karma yemde yüzde 8 olan KDV'yi 2016 yılında kaldırdık. Yem bitkilerine son 15 yılda toplam 4,5 milyar lira destek verdik. Ana olmadan dana olmaz; dana olmazsa et ve süt olmaz. Bu felsefeyle hayvancılıkta yerli üretimin geliştirilmesi için 2017 yılında Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli'ni oluşturduk.

Model kapsamında 40 ili damızlık düve üretim merkezi, 40 ili damızlık koç, teke üretim merkezi, 15 ili damızlık manda üretim merkezi olarak belirledik. Bu illerde damızlık hayvan alımına, ahır, ağıl yapımına ve alet ekipman alımına yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. Et ve Süt Kurumuyla Tarım Kredi Kooperatifiyle ve Tarım Bakanlığıyla birlik ve beraberlik içerisinde üreticinin emrindeyiz. Üreticinin, onların ne kadar kutsal olduğuna, Büyük Atatürk'ün ne kadar önemli bir cümle söylediğine yürekten inanan kardeşleriniz."

Fakıbaba, 30 ilin mera hayvancılığı yetiştirici bölgesi olarak belirlendiğini, bu yıl da bütün üreticilerin yaylaklardan faydalanacağını, programlı, aşıları yapılmış 4 ay ve üstü her buzağıya 750 liraya kadar destek verdiklerini söyledi.

Hekim olarak hayvancılığın sağlıkla önemli ve yakından ilişkisi olduğunu gördüğünü ifade eden Fakıbaba, "Doğumundan ölümüne kadar esasında veteriner hekim arkadaşların ve doktor arkadaşların elinde olmasında çok büyük fayda görüyorum. Doğunca biz ne yapıyoruz? Doğunca buzağıya 750 liraya kadar destek veriyor muyuz, vermiyor muyuz? Vallahi veriyoruz." diye konuştu.

Kalkınma bölgesi kapsamındaki 41 ilde hibelerin, çiğ süt prim desteğinin devam edeceğini aktaran Fakıbaba, "Sütte fiyat istikrarı sağlamak amacıyla Et ve Süt Kurumu vasıtasıyla gerektiğinde piyasadan süt alıp süt tozuna çeviriyoruz." şeklinde konuştu.

Bakan Fakıbaba, bakanlığın satın aldığı hayvanların fiyatlarını açıklayacağını, kimlerden alındığını söyleyeceğini belirterek, "Avrupa'dan kontrol edeceksiniz ve diyeceksiniz ki 'Helal olsun bu Bakana, çok ucuza almış bu hayvanları.' Kasap benim kardeşim. 23 lira 80 kuruştan alıyorduk Et ve Süt Kurumu olarak, anında 25 liraya çıkardık ve sonra bir karar aldık, 2018 1 Ocak'ından itibaren 200 ve altı yani küçük yetiştirici, hayvanını ruhsatlı bir kesimhaneye götürdüğünde kafadan 250 lira destek alacak. Şimdi, hepinizin önünde söz veriyorum: 1 Ocak'tan itibaren Et ve Süt Kurumu kesimlerini 25 lira 50 kuruştan yapacaktır." ifadelerini kullandı.

Küçük üreticinin destekleneceğini, hayvanlar dağıtılacağını ve et ithalini bırakacaklarını belirten Fakıbaba, şunları kaydetti:

"Bunu küçük üreticilerle ve TİGEM'le yapacağız. Çünkü hiç görülmemiş bir destekleme arkadaşlar. Sayın Cumhurbaşkanım ve Başbakanım gerekli açıklamaları yapacak. Zaten talimatı aldığım kişi de Sayın Cumhurbaşkanımızdır. O bağlamda, rahat olun bu konuda. İthalatı bitireceğiz. İthalat bitecek, küçük üreticilere desteklemeler olacak, TİGEM 500 bin tane buzağı besleyecek. Bu çalışmaların sonunda inanıyoruz ki hayvan ithal eden değil, ihraç eden bir ülke olacağız.

Biz ihracat yapacağız. Amacımız yerli ve yeterli üretimdir. İnşallah bunu hep birlikte, sizlerle beraber başaracağız. Küçük aile işletmeleri teşvik edilecek, görmediğiniz oranda teşvik edilecek, işi bilen insanları destekleyeceğiz. Bu yıl başlattığımız damızlık, düve, manda, koç ve teke üretim merkezlerini güçlendireceğiz. Küçükbaşa verdiğimiz desteği devam ettireceğiz. Mera ıslahına ağırlık vereceğiz, göreceksiniz. Pamuğun ekildiği her alanda yem bitkisini tam desteklemek kaydıyla ve pamuktan da o 80 kuruşu indirmemek kaydıyla yem bitkisini o beş ay boş kalan arazilerin hepsinde Allah'ın izniyle üreteceğiz."

(Bitti)