Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birisi çıktı, ne diyor? '16 Nisan'da evet çıkarsa bunları İzmir'e kadar kovalar, denize dökeriz' diyor. Ya senin haddine mi, önce terbiyeni takın, ahlaksız. Seni Samsun'a çıkarmaz benim Samsunlu kardeşim. Sen Sivas'a giremezsin bu kafayla Amasya'ya giremezsin, Ankara'dan geçemezsin. Sen kimi İzmir'den denize döküyorsun? Sen bu ülkenin 'evet' diyen evlatlarını ne zamandan beri bir Yunan gibi görmeye başladın, aynaya bak, aynaya." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına tüm vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5,5 aylık bir aranın ardından tekrar Bursa'ya geldiğini belirterek, Bursa'yı özlemek için birkaç ayın bile çok uzun olduğunu ifade etti.

Şair Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bursa'da Zaman şiirinden, "Ovanın yeşili göğün mavisi ve mimarilerin en ilahisi, bir zafer müjdesi burada her isim, sanki tek bir anda gün, saat, mevsim, yaşıyor sihrini geçmiş zamanın, hala bu taşlarda gülen rüyanın, güvercin bakışlı sessizlik bile, çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle" mısralarını okuyan Erdoğan, Bursa'nın Orhan Gazi döneminden beri daima bu toprakların, bu milletin zafer müjdecisi olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bursa, bugün de 16 Nisan'da kavuşacağımız yeni yönetim sisteminin müjdecisi olmaya hazır mı? Maşallah, Bursa, 16 Nisan'da şanlı tarihine yakışır bir oranla 'evet' demeye hazır mı? Bursa, 16 Nisan'da rekor evet oranıyla bir kez daha kurucu şehir vasfını göstermeye hazır mı?" diye sordu.

"Sizlerin 'boş küp çok inler' diye güzel bir sözü var." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ana muhalefetin başındaki zat ve avaneleri de işte bu şekilde sürekli inliyorlar ama içi boş. İçi boş, çünkü bunlar adeta bir yalan makinesi, inlerken de saçmalıyorlar, zırvalıyorlar. Birisi çıktı, ne diyor? '16 Nisan'da evet çıkarsa bunları İzmir'e kadar kovalar, denize dökeriz' diyor. Ya senin haddine mi, önce terbiyeni takın, ahlaksız. Seni Samsun'a çıkarmaz benim Samsunlu kardeşim. Sen Sivas'a giremezsin, bu kafayla Amasya'ya giremezsin, Ankara'dan geçemezsin. Sen kimi İzmir'den denize döküyorsun? Sen bu ülkenin 'evet' diyen evlatlarını ne zamandan beri bir Yunan gibi görmeye başladın, aynaya bak, aynaya. Genel Başkanları çıkmış bu tür ifadelerin doğru olmadığını söylüyor, ey Kılıçdaroğlu, senin şu anda bir genel başkan olarak yapmak gereken ne biliyor musun, onu da öğreteyim sana, kesin ihraç talebiyle böyle bir adamı partide barındırmamak, hemen ihraç etmek. Eğer bu ülkede 'hayır' diyen senin için ne kadar saygınsa 'evet diyen de o kadar saygın olmalıdır, demokrasi bu. Sana bir de demokrasi dersi verecek değilim Bursa'da ama ne dersen de."

Bursa ziyareti öncesinde Ankara'da muhtarlarla bir araya geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhtarlarla bir toplantım oldu, hani dedi ya '17 Nisan'da çıkarır bir kararname, tüm muhtarlıkları kapatır' yani bir muhtar nasıl muhtar oluyor bundan dahi haberi yok. Bir defa muhtar neyle gelir? Seçimle gelir, muhtarların teminatı nedir? Cumhurbaşkanının teminatı neyse, muhtarın teminatı da odur. Anayasal güvence altındadır, yasal güvence altındadır. Yani cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle muhtarlar gelmiyor. Nasıl geliyor? Yasal olarak biz nasıl sandıktan geliyorsak, muhtarlar da sandıktan geliyor. Ama ana muhalefetin başındaki zat bunu da bilmiyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz CHP'lilerin bu sufleleri nereden aldıkların çok iyi biliyoruz. Bunlar sufleyi Pensilvanya'daki şarlatandan alıyorlar. Çünkü onun 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren militanları da dünyalarını ve ahiretlerini yakmaktan, yıkmaktan söz ediyorlar. CHP'lilere diyorum ki bu şarlatanın yolu yol değil." dedi.

Erdoğan, eski Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen toplu açılış töreninde, vatandaşlara hitap etti.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın "16 Nisan'da 'hayır' çıkarsa, düşmanı İzmir'de dökmüş kadar sevineceğiz." dediğini anımsatan Erdoğan, "Yazıklar olsun. Bu işi biraz biliyor zannediyordum ama anlaşılan o ki son zamanlarda onun da kayışlar eskidi ve yırtılmaya başladı." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da "Kontrollü darbe" ifadesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kılıçdaroğlu, sustum sustum ama açıklayacağım. Ben gece 01.30 gibi Marmaris'ten Yeşilköy'e Atatürk Havalimanı'na indim. Oraya geldiğimde baktım ki halkım beni orada bekliyor. Çağrımıza icabet etmişler, meydanlara dolmuşlar. Orada hitap ettik, oturduk, durum değerlendirmesi yaptık ve İstanbul Valimiz, vekaleten Genelkurmay Başkanlığına atadığımız Ümit Paşa birlikte değerlendirme yaptık.

Öğrendim ki Kılıçdaroğlu, 23.30'da havaalanına gelmiş fakat ondan sonra kaybolmuş. Daha sonra öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitmiş. Hani sen bir zamanlar diyordun ki 'Bu ülkede darbe marbe olursa ilk defa tankın üzerine ben çıkarım.' Hani ne oldu, niye kaçtın gittin? Demek ki bunlarda laf bol. Bugün de söyledim yine söylüyorum. İstanbul'da Sabri adlı bir genç, 36 yaşında, tankın altına kendini atıyor, üzerinden tank geçiyor fakat o yılmıyor, ikinci tankın da altına atıyor, kendini. Orada da kolu ayakları darbeler yiyor. Sen bir Sabri dahi olamazsın. Korkaklar zafer anıtı dikemez. O yiğitlerin işidir. İşte yiğitler burada."

Geçmişte milletin çok aldatıldığını, kendilerinin "Ne aldanan ne aldatan olacağız" dediğini aktaran Erdoğan, 15 Temmuz'da ve terörle mücadelede şehit olanlara rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

- "Sen bir kulu Allah ile aynı noktaya nasıl getirirsin"

"Millet yakalarına yapışıp, söylediklerinin hesabını sormaya başlayınca, CHP'lilerin işi toparlama adına kendilerini rezil edecek işlere yöneldiklerini" vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"CHP'nin o malum milletvekili, kendini savunmak için çıktığı bir televizyonda, lafa bak, 'Allah bile yetkileri dağıtıyor' diyor ve meleklerin görevlerini sayıyor. Sonra da şöyle devam ediyor, 'Siz alıp tüm yetkiyi bir Cumhurbaşkanına verirseniz, o anda bir kararname imzalarsa ne olur'... Tövbe haşa. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir cumhurbaşkanını haşa nereye benzetiyor. Kafaya bak. Bunlarda din, iman böyle bir şey söz konusu değil. Sen bir kulu Allah ile aynı noktaya nasıl getirirsin? Bu nasıl bir terbiyesizliktir? Akif 'Dinime küfreden Müslüman olsa bari' diyor ya, işte bunlar böyle. Almamışlar nasibini. Kaldı ki 'tek adamlık' diye bir şey söz konusu değil."

Kılıçdaroğlu'nun "Başbakan başka partiden cumhurbaşkanı başka partiden, bunlar kavga ederse ne olacak?" dediğini hatırlatan Erdoğan, kavga edilmesin diye bu düzenlemeyi yaptıklarını anlattı.

- "Biz bir ülke nasıl yönetilir iyi biliriz"

Cumhurbaşkanının yardımcıları ve bir kabinenin bulunacağını bildiren Erdoğan, "Ne diyor 'Bütün ailesini oraya yerleştirecek'. Çünkü bunların hayatı hep yalan." ifadelerini kullandı.

Başbakan seçildiğinde kabinede 36 kişi bulunduğunu, bunu 25'e indirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bir ülke nasıl yönetilir iyi biliriz. Ama Kılıçdaroğlu sen bu işlerden anlamazsın. Sana SSK'yı verdiler batırdın." diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü yaparken "10 yıl önce daha iyiydi" dediğini anımsatan Erdoğan, "İnanın buna 5 koyun verin, kaybeder gelir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle devam etti:

"Bursa'dan ana muhalefetin endazeyi kaybetmiş yöneticilerine sesleniyorum, korkmayın 16 Nisan'da kimseye bir şey olmayacak. Biz sizler gibi İzmir'den denize dökmeyeceğiz. Ama biz siyaset müzesi hazırlayacağız, o müzeye sizleri obje olarak koyacağız. Bu halk oylamasında 'evet' çıkınca sadece ülkemizin yönetim sistemi değişecek. Emin olun bu durumda da her şey eskisinden daha iyi olacak. Türkiye koalisyon tartışmaları olmadan, istikrar ve güven ortamı tehdit edilmeden yönetileceği bir döneme girecek. Buna karşı çıkacağım derken dünyanızı da ahiretinizi de tehlikeye atmayın. Tabii biz CHP'lilerin bu sufleleri nereden aldıklarını çok iyi biliyoruz. Bunlar, sufleyi Pensilvanya'daki şarlatandan alıyorlar. Çünkü onun 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren militanları da dünyalarını ve ahiretlerini yakmaktan, yıkmaktan söz ediyorlar. CHP'lilere diyorum ki bu şarlatanın yolu yol değil."

'Bunun hesabını nasıl vereceksiniz'

Suriye'deki kimyasal saldırılara ilişkin Erdoğan, "Ey katil Esed, sen bunların ahından nasıl kurtulacaksın? Ey buna sessiz kalan dünya,  buna sessiz kalan Birleşmiş Milletler, bunun hesabını nasıl vereceksiniz?" dedi.

'Bizi ekonomi, vize ve ticaretle tehdit edenler kendilerine baksınlar'

"Avrupa Birliği'nde kurulan suni refah düzeni çatırdıyor." diye Erdoğan, şunları söyledi:

"Yaş ortalaması 43'ü bulan Avrupa Birliği, gençlerine iş bulmakta zorlanıyor. Yani Avrupa artık istihdam umudu olmaktan da çıktı. Bizi ekonomi, vize ve ticaretle tehdit edenler, önce dönüp kendilerine baksınlar. Durumları iyi değil. Bunu yaptıklarında, gelirleri azalan, borçları artan ve bütün bunların yanında ticareti daralan, yatırım ortamı düşen, işsizliği yükselen, yaşlanan bir kıta görecekler. İşte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğu da anlaşılacaktır."
Erdoğan, "Terör örgütlerini kullanarak bize diz çöktüreceklerini sananları sıcak bir yaz bekliyor, haberleri olsun." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bazı Avrupa ülkeleri 16 Nisan'dan sonra geçeceğimiz yeni yönetim sistemini istemiyorlarmış. Zaten isteseler şaşardık, çünkü biz onların yarım asrı aşkın süredir bizi Avrupa Birliği kapısında nasıl beklettiklerini çok iyi biliyoruz." dedi.

Erdoğan, eski Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul ve Bursa arasının bir saat olduğuna işaret ederek, "Geçenlerde İznik'e kadar o yoldan geldim. Her taraf yemyeşil, içerisinde arabanla gidiyorsun. İnsana modernite burada yaraşıyor. Modern dünyayı yaşamak bu. İşte şimdi bunu yaşıyoruz. Eskiden bunlar yoktu. Toz, toprak içinde gidiyorduk. Şimdi sıcak asfalt, bastırıp gidiyorsun." diye konuştu.

Alandakilerin, "Bursa seninle gurur duyuyor" sloganına karşılık Erdoğan, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Burası payitaht, burayla gurur duyulmaz mı?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'nın raylı sistemlerde yeni bir döneme girdiğini belirterek, bu konuda hükümetin Bursa'ya gerekli desteği vereceğini ve raylı sistemin de bir an önce biteceğini söyledi. Bursa-Bilecik hızlı tren projesi tamamlandığında Ankara'ya, İstanbul'a, Konya'ya 2 saat 15 dakika içinde ulaşmanın mümkün hale geleceğini belirten Erdoğan, Bursa'yı da içine alan Marmara Gelişim Projesi kapsamında, 2019 yılına kadar yapılacak 6 katrilyon liranın üzerinde yatırımla bölgeyi sulama ve içme tesislerine kavuşturmayı hedeflediklerini dile getirdi.

- "Maksat alanı genişletelim"

Bursa'nın Türkiye'nin en önemli ticaret merkezlerinden biri olduğunun altını çizen Erdoğan, gereken yatırımları kesintisiz sürdürmekte kararlı olduklarını söyledi.

Otomotiv sanayisini desteklemek için Bursa'ya bir test merkezi yapıldığını anlatan Erdoğan, otomotiv sanayinde faaliyet gösteren firmaların, yeni yatırımlarla sürekli kapasite artırdıklarına işaret etti. Erdoğan, Bursa'ya büyüklüğüne yakışır yeni adliye ve bölge adalet saraylarını da yapacaklarını, Türkiye büyüdükçe Bursa'nın da büyüyeceğini dile getirdi.

Erdoğan, "16 Nisan'da 'Evet' diyerek Türkiye'nin ve Bursa'nın da önünü açmaya var mıyız? Daha fazla yatırım, daha fazla güçlü ekonomi, daha çok istihdam için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine destek vermeye var mıyız?" dedi.

Milletvekili seçilme yaşının 18'e düşürülmesi konusunda yapılan eleştirilerin, gençlere bir hakaret olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Benim dedem Fatih, 18 yaşını devirdi 21 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı. İstanbul'u fethetti mi? Gemileri karadan yürüttü mü? Kanuni öyle, gel Ulubatlı'ya, öyle. Genç yaşta surlara bayrağı dikti. Peki biz o dedelerin izinden gitmeyecek miyiz? Muhtarlar 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, azami 25 diyelim, bu arada herkes muhtar olma şansına da sahip. Öyle mi? Bayan da erkek de. Bunlar bana ne demişlerdi? Muhtar bile olamazsın demişlerdi. Olduk mu? Şimdi ben de muhtarlara diyorum ki, rekabet başladı. Muhtarlar da artık 21, 22 yaşında muhtarlarımız olacak. Olur mu? Olur. Maksat alanı genişletelim."

- "Biz söz verdik mi yaparız"

Bursa'da yeni stadyumun yapıldığını ve örnek bir stat olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz söz verdik mi yaparız. Burası inşallah Bursa'ya yakışır bir yer olacak. Onun için takipçisiyiz. Süratle bunun yapılması lazım. Sel gider, kum kalır. Bugün konuşulan sözler, yarın unutulur ama yapılan hizmetler sizin çocuklarınıza, torunlarınıza, onların evlatlarına da kalacak. Bize düşen bundan yüz yıl sonra gurur duyulacak eserler bırakmak." diye konuştu.

Bursa'ya gelirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Bursa Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu ile aralarında geçen diyaloğu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bursamızda çok güzel camiler var. Bir tane Bursa'ya yakışır, cuma camileri dediğimiz bir cami yok. 'Sen büyükçe bir yer bul da burada böyle bir devasa bir eseri yapalım' dedim. Bu da 'Cumhuriyet döneminin bir eseri olsun' dedim. Şimdi bunu bakanımız üstlendi, yeri bulacak, belediyemizle görüşecekler. Ben de proje konusunda kendilerine yardımcı olacağım. Muhteşem bir cami yapalım. Burası Bursa, o kadar yakışır."

Erdoğan, "Bazı Avrupa ülkeleri 16 Nisan'dan sonra geçeceğimiz yeni yönetim sistemini istemiyorlarmış. Zaten isteseler şaşardık, çünkü biz onların yarım asrı aşkın süredir bizi Avrupa Birliği kapısında nasıl beklettiklerini çok iyi biliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nde kurulan "suni refah düzeninin çatırdadığını" belirterek, "Yaş ortalaması 43'ü bulan Avrupa Birliği, gençlerine iş bulmakta zorlanıyor. Yani Avrupa artık istihdam umudu olmaktan da çıktı. Bizi ekonomi, vize ve ticaretle tehdit edenler, önce dönüp kendilerine baksınlar. Durumları iyi değil. Bunu yaptıklarında, gelirleri azalan, borçları artan ve bütün bunların yanında ticareti daralan, yatırım ortamı düşen, işsizliği yükselen, yaşlanan bir kıta görecekler. İşte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğu da anlaşılacaktır." dedi.

Erdoğan, eski Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, bazı Avrupa ülkelerine yönelik eleştirilerde bulunarak, "Bunlar o kadar edepsiz ki, istisnalar bir kenarda. Benim kadın Bakanımı arabanın içine mahkum edecek kadar edepsiz, terbiyesiz. Hani kadın hakları, bu Bakan be Bakan, dokunulmazlığı var. 30 metre ileride konsolosluk binamız var, bizim topraklarımız. Oraya geçmesine dahi tahammül edemediler. Ondan sonra, utanmadan sıkılmadan 'Bir kahvaltı yaparız.' Hadi oradan ahlaksız. Önce haddini bil. Haddini bilmezsen biz haddinizi bildiririz. Öyle 25 kuruşa simit yok." diye konuştu.

Söz konusu milletin Türk milleti olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öyle kalkacaksın, bakanlarımızın uçağına uçuş izni vermeyeceksin, öbür taraftan kalkacaksın, telefonlara çıkmayacaksın. Yok öyle şey. Kardeşlerim bak, bu Batı, tek millet ya, ne yaptılar? Hepsi Papa'nın huzuruna gittiler, Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Papa'nın huzuruna gittiler. Vatikan, Avrupa Birliği üyesi değil ve orada çok önemli bir kilisede bir araya geldiler. Bunların içinde protestan var, bunların içinde ateist var, fakat bütün bunlar orada bir araya geldi. Siz ne zamandan beri bu kadar birbirinizle iç içeydiniz? Tek millet, bunlar tek millet. Gerisini söylemiyorum. 

Ülkemizle mukayese edemeyecek ülkeleri üye yaptılar ama Türkiye'yi niye geride tuttuklarını şimdi anladık. Niye? Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman da onun için. Biz bunu bugüne kadar konuşmadık ama artık konuşuyoruz, konuşacağız. Bunlar, bölücü. Bunlarda ırkçılık var, bunlarda İslamofobya var, bunlarda her şey var. Dürüst değiller, samimi değiller. Bunlar, yüzümüze güldükleri zaman, biz bunların ne olduğunu anlıyorduk ama söylemedik. Artık, şimdi söyleyeceğiz. Yüzüne, yüzüne söyleyeceğiz."

- "Ben bu makamda olduğum sürece, bu işin önünü açmam"

Bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütlerine yönelik yaklaşımını da değerlendiren Erdoğan, "PKK terör örgütünü, FETO'yu topraklarında bunlar barındırıyor ve onları iadeye gelince iade etmiyor. Ondan sonra da bizden utanmadan, sıkılmadan istiyorlar. Kusura bakma. Sizin yargınız ne kadar adilse, bizim yargımız da o kadar adildir. Vermeyince de çılgına dönüyorlar. Kusura bakmayın. Ben bu makamda olduğum sürece, bu işin önünü açmam." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin "kendi topraklarını Türkiye'nin bakanlarına yasaklarken, terör örgütlerinin yandaşlarına tüm kapıları sonuna kadar açtığını" vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:

"Düşünün, şahsımın şakağına silah dayanıyor. Böyle bir pankartı İsviçre Parlamentosu'nun önüne asıyorlar. Bunu yapanları, İsviçre polisinin kontrolünde götürüyorlar. Hala susacak mıyız? İşte, bundan dolayı 16 Nisan'da 'evet' diyorum. Bu benim şahsımın meselesi değil, bu millete olan saygısızlığın hesabını sormaktır. Avrupa'nın her yerinde bunlar istedikleri gibi geziyor mu? Bu teröristler geziyor mu? Onlara yol açık ama dikkat edin 'evet' diyenlere yol kapalı. Onların milletvekilleri, bakanları 'hayır' propagandası yapıyor. Serbest. Kusura bakmayın, öyleyse sizlerle 16 Nisan'dan sonra konuşacağız. Bizim artık bunların kriterlerine falan ihtiyacımız yok. Bizim Ankara kriterlerimiz var. Çünkü, biz demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri onlar istediği için değil, kendi vatandaşlarımız bunlara layık olduğu için benimsiyor ve hayata geçiriyoruz. Bunu da onlardan çok daha iyi yapıyoruz."

- "Bugünün hasta adamı artık Avrupa Birliği'dir"

Türkiye'nin her yolu ve yöntemi kullanarak saldıran bu insanlara gereken cevabı vereceğini aktaran Erdoğan, "Fakat bakıyorum ki biz yıkılmayıp ayakta kaldıkça onların gücü, nefesi tükeniyor. Bugünün hasta adamı artık Avrupa Birliği'dir." dedi.

Bu durumu istatistiklerle ispatlayacağının altını çizen Erdoğan, ekranları başında kendisini izleyen Avrupalıların da kendisini duymasını istediğini söyledi. 

Erdoğan, Avrupa Birliği'nin satın alma paritesine göre gelirinin 2002-2015 yılları arasında yüzde 18 büyüdüğüne, aynı ölçüye göre Türkiye'nin ise yüzde 81 olduğuna dikkati çekti. 2002 yılında dünya hasılasının yüzde 23'ünü üreten Avrupa Birliği'nin, bugün yüzde 17'nin altına gerilediğini ifade eden Erdoğan, "Bütün bunların tercümesi ne biliyor musunuz? Avrupa Birliği'nin küçülen bir ekonomik güç olduğudur." diye konuştu.

Meseleyi borç stoğu açısından ele alan Erdoğan, son 14 yılda avro bölgesinin borç stoğunun yüzde 35 artış göstererek toplam gelirin yüzde 90'ına ulaştığını bildirdi. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin borç stoğu ise yüzde 62 azalarak toplam gelirin yüzde 28'ine düştü. Nereden nereye? Demek ki Avrupa Birliği aynı zamanda ciddi bir borç batağı ile karşı karşıya. Avrupa Birliği'nin dünya ticaretinden aldığı pay, yüzde 16 azalarak yüzde 33'e düştü. Bu demektir ki Avrupa Birliği'nin dünya ticaretindeki payı da küçülüyor.

İstihdamda hem kısa çalışma saatleri hem de kamunun istihdamdaki ağırlığı sebebiyle Avrupa Birliği'nde kurulan suni refah düzeni çatırdıyor. Yaş ortalaması 43'ü bulan Avrupa Birliği gençlerine iş bulmakta zorlanıyor. Yani Avrupa artık istihdam umudu olmaktan da çıktı. Bizi ekonomiyle, vizeyle, ticaretle tehdit edenler önce dönüp kendilerine baksınlar. Durumları iyi değil. Bunu yaptıklarında gelirleri azalan, borçları artan ve bütün bunların yanında değerli kardeşlerim ticareti daralan, yatırım portalı düşen, işsizliği yükselen, yaşlanan bir kıta görecekler. İşte o zaman kimin kime ihtiyacı olduğu da anlaşılacaktır. Bu manzaranın üzeri, öyle bizim Bakanlarımızın toplantılarını iptal etmeyle, vatandaşlarımızın üzerine atlarla, itlerle yürümeyle kapatılamaz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütlerini kullanarak bize diz çöktüreceklerini sananları sıcak bir yaz bekliyor, haberleri olsun." dedi.

Erdoğan, eski Bursa Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Avrupa'nın geleceğinin oradaki Türk vatandaşları olduğunu söyledi. Hollanda'da "atların-itlerin" saldırısına uğrayan Hüseyin Kurt'un Ankara'da düzenlenen Muhtarlar Toplantısına geldiğini ve görüştüklerini belirten Erdoğan, Kurt'un sağlık sorunlarının devam ettiğini belirtti.

Dünyadaki mücadelelerin en ahlaksızının terör örgütleri üzerinden yürütülen mücadele olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin tarihinin her döneminde bu ahlaksızlığa maruz kaldığını ifade etti.

- "Artık sözün bittiği yere geldik"

Suriye'deki kimyasal saldırıya değinen Erdoğan, "Bakın 100'ü aşkın oralarda kimyasal silahlarla şehit edildi ve 50'ye aşkın ufacık yavrular orada şehit edildi. Onların ekranlarda görüntülerini izlediniz değil mi? Ey katil Esed, sen bunların ahından nasıl kurtulacaksın? Ey buna sessiz kalan dünya, buna sessiz kalan Birleşmiş Milletler, bunun hesabını nasıl vereceksiniz?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin saldırıda yaralananlara yardım etmek için elinden geleni yaptığını vurgulayarak, bunun kendisi için bile yeterli olmadığını, üzüntülü olduğunu söyledi.

Saldırıda zarar görenlerin durumunun ciğerleri dağladığını, Türkiye'nin elinden geleni yapacağını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"16 Nisan bunun için de adeta bir kader çizgisinin çizilmesidir. Ona göre bu kırılma noktasıdır, çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Sandıkları patlatacağız. Bir dönem Asala, bir örgüt icat etmişlerdi. Bu örgütü kullanarak, dünyanın her köşesinde diplomatlarımıza saldırıyor, şehit ediyorlardı. Böylece Türkiye'yi köşeye sıkıştırdıklarını sanıyorlardı. Onun işi bitince, 1970'li yıllar boyunca pek çok örgütü sahaya sürdüler. İşte bir tanesi PKK, PYD, YPG, mezhep hassasiyetlerini kaşımak içinde DHKP-C'yi besleyip, büyüttüler. Bunların yetersiz olduğu yerlerde FETÖ ihanet şebekesini ihya ettiler. Hatta Suriye ve Irak'ta güya mücadele ettikleri DEAŞ'ı üzerimize salmaktan dahi geri durmadılar. Sorduğunuzda tüm bu örgütleri tanımadıklarını, tasvip etmediklerini, destek vermediklerini söylediler ama militanlarını ülkelerinde barındırmaktan, ellerine her türlü silahı vermekten geri durmadılar. Oynanan oyun çok açık, ortada. Artık sözün bittiği yere geldik."

- "Hiçbir şeye karışmamızı söyleyenlerin dostluluğuna inanılabilir mi?"

Suriye'de 1 milyona yakın insanın bugüne kadar öldürüldüğünü belirten Erdoğan, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeliyi misafir ettiğine işaret ederek, "Asıl hedef Türkiye değil mi? Irak'ta kurulan tezgahların ucunun gelip Türkiye'ye dayanacağını görmemek mümkün mü? Kıbrıs'ta tutulmayan sözlere, uyulmayan anlaşmalara, devrilen masalara rağmen Rum tarafının arkasında durulmasının amacı, Türkiye'yi açığa düşürmek değil mi? Yani etrafımız adım adım ateş çemberiyle çevrilirken, bize yerimizde durmamızı, hiçbir şeye karışmamızı söyleyenlerin dostluluğuna, samimiyetine, iyi niyetine inanılabilir mi?" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "El-Bab operasyonu, sahaya girdiğimizde netice alacağımızın en son ve somut örneğidir. El-Bab bitti, Cerablus bitti, Rai bitti, Dabık bitti. Şimdi yola devam. Şimdi Münbiç var. Eğer koalisyon güçleri sözlerinde dururlarsa, 'YPG, PYD'yi koyun bir kenara gelin Rakka'yı da halledelim' diyoruz. Bu millet bu işi çözer. Terör örgütlerini kullanarak bize diz çöktüreceklerini sananları sıcak bir yaz bekliyor, haberleri olsun." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu arada ne oldu biliyor musunuz? Bu HDP'liler var ya bizim bu tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, Rabiamıza öfkelenmiş. Onlar diyorlar ki 'biz bunu kabul etmiyoruz.' Buna karşı bazı şeyler üretmişler ve İçişleri Bakanlığımız anında müdahale etti ve gereken dersi verdi. Bundan sonra böyle." diye konuştu.

- Notlar 

Erdoğan, konuşmasının ardından sahneye çağırdığı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile bir süre görüştü. Erdoğan, "Burası, verdiğim sözü tutuyorum, artık yeşil Bursa'nın en büyük yeşil alanı olarak kalacak." dedi. Çevreyi ağaçlandırma sözünün de verildiğini aktaran Erdoğan, yeşil Bursa'ya bunların yakışacağını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm eserlerin Bursa ve Bursalılar için bereketli olmasını temenni ederek, eşi Emine Erdoğan, bakan ve milletvekillerle yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.

Tören alanında "Ey batının vesayeti 'Evet' ile terk edeceksin Türk milletini", "Milletin adamı Bursa'ya hoş geldiniz", "Kendi ile barışan, dünya ile yarışan Türkiye'yi, Türkiye'den yönetmek için Evet", "Türkiye'nin gücüne güç katmak için tüm kalbimizle Evet" ve "Bu gençlik seni asla yalnız bırakmayacak" yazılı pankartlar dikkati çekti.

Törende, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, milletvekilleri ile Bursa Valisi İzzettin Küçük de hazır bulundu.