Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer bugün tek başına Mardin'e yılda en az 10 milyon turist gelmiyorsa, Mardinli kardeşlerimiz bu bereketten istifade edemiyorsa, bunun nedeni terördür, suçlusu da bölücü terör örgütüdür. Terörün olduğu yere ne yatırımcı gelir ne turist gelir." dedi.

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Parkı'nda düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasına "Mezopotamya'nın kadim şehri Mardin'in tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki kardeşlerimi buradan selamlıyorum. Tarihi çarşıları, medreseleri,camileri, sanatkarları, yemekleri, mutfağı ve diğer tüm güzellikleriyle Mardin'in her köşesini selamlıyorum." sözleriyle başladı.

Bu akşam idrak edilecek Regaip Kandili'nin tüm İslam alemi için hayırlara vesile olması dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Regaip Kandili'nin mübarek üç aylar boyunca yaşanacak manevi ziyaretin habercisi olduğunu belirtti.

Erdoğan, bu mübarek gecenin Suriye'deki, Irak'taki, Libya'daki, Türkistan'dakiler başta olmak üzere, tüm Müslümanların kurtuluşuna ve huzuruna vesile olmasını diledi.

Mardin'in kardeşliğin, hoşgörünün, estetiğin, dostluğun, muhabbetin ve bereketin şehri olduğunu anlatan Erdoğan "İster kendi vatandaşımız olsun, ister yabancı, Mardin'i görmeyen Türkiye'yi tam olarak görmüş olamaz. Bu güzellikleri görmek isteyen herkese Mardin'in kolları da gönlü de açıktır. Mardin, acıların, gözyaşlarının, yıkımların değil güzelliklerin şehri olarak yoluna devam etmelidir. Eğer bugün tek başına Mardin'e yılda en az 10 milyon turist gelmiyorsa, Mardinli kardeşlerimiz bu bereketten istifade edemiyorsa bunun nedeni terördür, suçlusu da bölücü terör örgütüdür. Terörün olduğu yere ne yatırımcı gelir ne turist gelir." diye konuştu.

- "Bunca şehidimizin katilini bizim affetme yetkimiz yoktur"

Konuşmasının alandakiler tarafından "idam isteriz" sloganlarıyla kesilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konudaki kanaatimi biliyorsunuz. 16 Nisan inşallah Mardin 'evet' diyecek değil mi? 16 Nisan'dan sonra Meclis'e gelecek. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Ben buna evet diyeceğim'. Sayın Bahçeli 'Biz de evet diyeceğiz' diyor. Sayın Yıldırım, o da 'evet' diyecek. Bana geldiği zaman ben de bunu onaylarım. 'Benim için Hans ne der' ben buna bakmam, 'Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma ne der', ben buna bakarım. Çünkü bunca şehidimizin katilini bizim affetme yetkimiz yoktur." değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan, Mardin'i tarihi misyonuna uygun şekilde huzurun ve kardeşliğin başkenti haline getirebildikleri takdirde, birkaç yılda şehrin çehresinin değişeceğine işaret etti.

Milleti birbirine düşürmek isteyenlere cevabın 16 Nisan'da "Evet" denilerek verilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  şunları söyledi:

"Türkiye'nin ve Mardin'in önünü kesmek isteyenlere cevabımızı 16 Nisan'da 'evet' diyerek veriyor muyuz? Peygamberin, evliyanın, alimlerin şehri Mardin'i, kendi ideolojik sapkınlıklarına kurban etmek isteyenlere cevabımızı 16 Nisan'da 'evet' diyerek veriyor muyuz?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler. Aksi takdirde askerimizle, polisimizle, korucularımızla birlikte, bunları ülkemizden söküp atacağız." dedi.

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Parkı'nda düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasında, Mardinlilerin açılan çukurlar ve kazılan hendekler nedeniyle çok çileler çektiğini belirtti.

"Açılan o çukurlar ve hendekler, benim buralardaki Kürt kardeşlerime, Arap kardeşlerimize reva mıydı? Buralardaki Süryani kardeşlerime reva mıydı? Ama acımasızca bunu yaptılar. Utanmadan, sıkılmadan da adam gibi dolaşmaya kalkıyorlar." diyen Erdoğan, alandakilere "16 Nisan'da bunu hesabını sormaya var mıyız?" sorusunu yöneltti. Alandaki vatandaşlar Erdoğan'a "evet" karşılığını verdi.

Türkiye'nin dünyada pek çok kişinin kitaplarda okuduğu değişim sancılarını bizzat yaşamış bir ülke olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Şöyle 1990'lı yılları bir gözünüzün önüne getirin. Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranırken yaşadığımız acıları bir hatırlayalım. Hükümetlerin zayıflığı yüzünden yaşadığımız 1994 krizini, cumhurbaşkanı ile başbakan kavga ettiği için yaşadığımız 2001 krizini hatırlayalım. Halbuki bunlar aynı ekoldendi. Sayın Sezer, merhum Ecevit aynı ekoldendi. Ama birbirleriyle kavga ettiler. Faturasını millet ödedi. Millet böyle bir faturayı ödemeye mecbur muydu? 28 Şubat uygulamaları başta olmak üzere demokrasi, hak ve özgürler alanlarındaki kayıplarımızı gözlerimizin önüne getirelim. Koalisyon dönemlerinin ülkemizde açtığı yaraları ne zaman gördük biliyor musunuz, 2002 yılı Kasım ayından sonra gördük. Bu tarihten itibaren kurucusu olduğum AK Parti'nin iktidarıyla istikrar ve güven ortamının meyvelerini toplamaya başladıktan sonra o günlerin karanlığının daha iyi farkına vardık. Hamdolsun 14 yılda Türkiye'yi üç kat büyüttük. Kişi başına milli gelir 3 bin 500 dolardı. Şimdi 11 bin dolar. Bak nereden nereye gelmiş."

- "İstikrar olsaydı kişi başına milli gelir 22 bin dolar olurdu"

Erdoğan, "İş bilenin kılıç kuşananın" dediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mardin'in 15 sene öncesini düşünün. Nasıl bir Mardin vardı, şimdi nasıl bir Mardin var. Havalimanından tut, bölünmüş yollara varıncaya kadar. Böyle modern bir havalimanını buraya getiren kim? Niye? Biz dedik ki Mardin böyle muhteşem bir havalimanına layıktır. Şehirleri bölünmüş yollarla birbirine bağladık mı? Bağladık. Benim vatandaşım, buradaki Kürt, Arap, Süryani bilhassa bütün kardeşlerim buna layık da onun için. Eğer Türkiye 1991 yılından itibaren istikrarlı yönetimlere sahip olsaydı şu anda kişi başına milli gelir 22 bin dolar olurdu. Ama istikrar yoktu, güven yoktu. Onun için de bu sıkıntıları yaşadık. Şimdi hedef 2023 yılında Türkiye'yi bu rakamın da üzerinde bir kişi başına milli gelire ulaştırmaktır."

Tüm güçleriyle ülkeyi büyütmenin ve kalkındırmanın mücadelesini verirken karşılarına sürekli yeni engellerin çıkartıldığına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi krizini, 367 garabetini hatırlıyorsunuz değil mi? Bize cumhurbaşkanı seçtirmemek için Anayasanın, teamüllerin, hukukun ayaklar altına alındığını nasıl unutabiliriz? 16 Nisan'da oylayacağımız sistemin temelini işte bu krizi aşmanın yollarını ararken attık. 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' dediğimizde yönetim sistemimizdeki değişimin ilk adımını zaten atmış olduk. Bu sıkıntıyı geride bıraktık ama sabotajlar bitmedi. Milletimiz her seçimde bize olan desteğini daha da artırdığı için bu engelleri de birer birer geride bıraktık. Baktılar ki bizimle sandıkta başa çıkamayacaklar daha alçak, daha sinsi, daha ahlaksız yollara başvurmaya başladılar."

- "Demokrasi ve hukuk içerisinde yapılan her mücadeleye bizim saygımız var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından itibaren Türkiye'ye ve kendilerine yönelik saldırıların mahiyetinin değiştiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Halbuki biz 2023 hedeflerimizi ilan etmiş, terör sorununun tamamen çözümü için gereken iradeyi ortaya koymuş, hizmetlerimize devam ediyorduk. Önce Gezi olaylarıyla milletimizin içine bir fitne tohumu atmayı denediler. Oradan bir sonuç çıkartamadılar. 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimini başlattılar. FETÖ. Yine netice alamadılar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüzü kesmeye çalıştılar. Milletimiz yüzde 52 oranında destekle bu kardeşinizi Cumhurbaşkanı seçtiniz. Tabii bu defa da sukutuhayale uğradılar. 7 Haziran 2015 seçiminde hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu elde edemeyince bir anda bunların gözleri parladı. Yıllardır arayıp da bulamadıkları fırsatı yakaladıklarını düşündüler. Demokrasi ve hukuk içerisinde yapılan her mücadeleye bizim saygımız var. Ama 7 Haziran sonuçlarını ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine yönelik saldırıların bahanesi yapanların böyle bir derdinin olmadığını hep birlikte gördük."

O dönem Diyarbakır'da 53 vatandaşın terör saldırısıyla hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, "Ölen Kürt, öldüren, onlar da Kürt. Ya bu reva mıdır? Benim o Kürt kardeşlerimden ne istiyorsun? Ne yaptı onlar size? 15-16 yaşındaki bir genci haince, katilce şehit ettiler. Ne istediniz? Diyarbakır Belediyesinin önünde analar ağlıyordu, bunlar Kürt annelerdi, çocuklarını kaçırdınız. Kız demeden, erkek demeden dağa kaçırdınız. O anneler orada günlerce ağladı. Utanmadınız mı, sıkılmadınız mı, o anaları nasıl ağlattınız? Utanmadan 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' dediler. Yalan. Ben, Kürt'ün de Arap'ın da Türk'ün de Laz'ın da Çerkez'in de Gürcü'nün de Abaza'nın da Boşnağın da 80 milyonun temsilcisiyim. Niye? Çünkü yaratılanı yaradandan ötürü seviyorum da onun için."

- "Türkiye Cumhuriyeti 80 milyon vatandaşımızın tamamının devletidir"

Dertlerinin Türkiye olduğununu ifade eden Erdoğan,  "Ama bunların derdi çukur. Çukurla işi olanların derdi olur mu? Olmaz." dedi.

"Derdi millet olanın bombalarla, patlayıcılarla ne işi olabilir? Derdi Kürt kardeşlerimiz olanın, onların evlerini başlarına yıkanlarla, çocuklarını ellerinden alıp dağa götürenlerle ne işi olabilir?" diye soran Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Terör örgütü, birileri tarafından kendisine verilen Türkiye'ye zarar verme, Türkiye'yi oyalama, yıpratma misyonu için gözünü kırpmadan Kürt kardeşlerimizi ateşe atmıştır. Siyasetin kendilerine verdiği imkanları terör örgütünü bu yanlış yoldan döndürmek için kullanmak yerine onun emrine verenler de aynı ateşe odun taşımışlardır. Bunlar gittiler Kürt kardeşlerimle en ufak tarihi veya manevi bağı olmayan marjinal örgütlere, Kandil'deki terör baronlarına piyonluk yaptılar."

Tüm dünyayla ve ülkeyle birlikte, bölgedekilerin de kimin gelecek, güvenlik ve refah için çalıştığını ve yanlarında olduğunu, kimin de bunları yok etmek için saldırdığını gördüğünü belirten Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 80 milyon vatandaşımızın tamamının devletidir. Devletimiz meseleleri konuşarak, görüşerek, kimsenin burnu kanamadan çözmek için uzattığı eli ısıranların başını ezmeye muktedirdir. Nitekim çukur eylemlerini başlatan terör örgütünü açtığı çukurlara gömerek bu gücünü göstermiştir." diye konuştu.

Bu süreçte zarar görenlere devletin sahip çıktığını ve yapılan evlerin teslim edilmeye başlandığını anlatan Erdoğan, yıkılanların yerine daha güzelini yapmak, zararları telafi etmek ve istihdam alanı yaratmak için tüm kurumların yoğun çaba sarf ettiğine dikkati çekti.

Mazı Dağı'nda 3 bin 600 kişinin çalıştığını aktaran Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler. Aksi takdirde askerimizle, polisimizle, korucularımızla birlikte, bunları ülkemizden söküp atacağız." ifadesini kullandı.

AK Parti'nin yola çıkarken Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik temelinde yükselteceklerini söylediğini, daha sonra buna enerji, ulaşım ile gıda ve tarımı ilave ettiklerini anlatan Erdoğan, Türkiye'nin 81 iline üniversite yaptıklarını anımsattı.

Sağlıkta da reform gerçekleştirdiklerini, her vatandaşın artık istediği hastaneye gidebildiğini dile getiren Erdoğan, en kısa zamanda Mardin'e de şehir hastanesi yapılacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü yaparken "10 sene önce daha iyiydik" dediğini hatırlatarak, "Şimdi daha kötüyse sorumlusu sensin. Seni oraya boşuna mı genel müdür yaptılar? Bunlardan bir şey olmaz, 5 keçi ver, 5 koyun ver, kaybeder gelirler. " dedi. 

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir vatandaşımızı ne terör örgütünün ne de onların oyuncağı haline gelen siyasi uzantıların insafına terk etmeyeceğiz. Halkın kendilerine açtığı krediyi, iradelerini, götürüp örgütün çapulcularına teslim ederek, heba edenlerin artık hiç kimseye söyleyecek sözleri kalmamıştır. Devletimizle sizlerin arasına ne olur kimsenin girmesine izin vermeyiniz. Bundan sonra muhatabımız sadece ve sadece millettir, sizsiniz. Biz çözüm süreci başlattık mı? Başlattık. Ama anlamadılar, onlar maalesef bombaları patlattılar, çukurları açtılar." dedi.

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Parkı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Kocaeli'nde Osmangazi Köprüsünü yaptıklarını, ancak bunu bazı kesimlerin görmemekte ısrar ettiğini söyledi.

Önceki gün, İstanbul'da "hayır" kampanyasının yürütüldüğü çadıra yaptığı ziyareti hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir çadıra girdim. 'Hayır' çadırı. Ya niye 'hayır' diyorsunuz? dedim. Bana dediler ki daha çağdaş bir Türkiye'de yaşamak için. Dedim ki, 'Şu anda yaşadığımız Türkiye çağ dışı mı?' Oradan da Yavuz Sultan Selim Köprüsü görünüyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü dört gidiş, dört geliş. Ortasından şimdi bir de hızlı tren geçecek. Ne dese beğenirsiniz? 'Ama adını Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz. Adını niye Tayyip Erdoğan koymadınız?' Ya bak ne kadar mütevaziyim görüyorsunuz. 'Sen' dedim 'Yavuz Selim'i tanımamışsın.' 18 milyon kilometrekare Osmanlı topraklarına padişahlık yapmış bir ecdada bu isim yakışmaz mı? Böyle varsın olsun. Bu 'hayır' mı? diyor. Saygı duyarız. Sende 'evet' diyene saygı duy.

Hiçbir vatandaşımızı ne terör örgütünün, ne de onların oyuncağı haline gelen siyasi uzantıların insafına terk etmeyeceğiz. Halkın kendilerine açtığı krediyi, iradelerini, götürüp örgütün çapulcularına teslim ederek, heba edenlerin artık hiç kimseye söyleyecek sözleri kalmamıştır. Devletimizle sizlerin arasına ne olur kimsenin girmesine izin vermeyiniz. Bundan sonra muhatabımız sadece ve sadece millettir, sizsiniz. Biz çözüm süreci başlattık mı? Başlattık. Ama anlamadılar, onlar maalesef bombaları patlattılar, çukurları açtılar. Sizlerden de devletinizle aranıza kimsenin girmesine izin vermemenizi bekliyorum. Biz sizi seviyoruz, size aşığız. Biz Ferhatız dağları dele dele gidiyoruz. Daha çok deleceğimiz dağlar var."

16 Nisan'ın daha modern bir Türkiye için sıçrama dönemi olacağını vurgulayan Erdoğan, meydandakilere "Kalan 18 günde kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" diye sordu. Konuşması esnasında küçük bir kız çocuğunun uyuduğunu gören Erdoğan, "Sen de çok çalışacaksın. Seni parlamentoya bekliyorum." diye seslendi.

Mardin'in birkaç yıl içinde Antalya ve Muğla ile yarışır bir turizm hareketliliğine kavuşacağına ifade eden Erdoğan, Mardin'de inanç ve kültür turizmi, tarih ve Mezopotamya'nın olduğunu ve bunların görmek için gelineceğinin altını çizdi.

Üç yıl önceki Mardin'in daha farklı ve cıvıl cıvıl olduğunu dile getiren Erdoğan, insanların terör yüzünden kaçmak zorunda kaldığını söyledi. Bölgeyi ve Mardin'i 2023 hedeflerine ulaştırmak için 16 Nisan'ın önemli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer Mardin, 16 Nisan'a sahip çıkarsa hem sizlerin hem de milletimizin hem de umudunu bize bağlamış tüm kardeşlerimizin geleceği aydınlanacak demektir." dedi.

- "Kimlerin 'hayır' dediğine bakın"

Erdoğan, terör örgütleri ile bazı Avrupa devletlerinin bir olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"16 Nisan'da Türkiye'deki bu terör örgütü Avrupa'daki terör örgütleri ile hayır çıkarması yaptı mı? Yaptı. Bak hepsi orada bir araya geldiler. Bu kardeşiniz, İsviçre'de parlamentonun önünde bir pankart, benim resmim ve benim şakağıma da silah dayamışlar. 'Öldürün' diyor. Ben buradan AK Parti'ye, MHP'ye, BBP'ye, CHP'ye, Saadet Partisine gönül veren tüm kardeşlerime sesleniyorum. Senin ülkenin cumhurbaşkanına, İsviçre parlamentosunun önünde öldürme talimatı veren bu terör örgütlerine karşı, siz sessiz mi kalacaksınız? Onlar orada beraberce ne yazık ki bunu yapıyorlar. İşledikleri suçun üzerine gideceğiz ve onları orada bırakmayacağız. Durmak yok.

Buradan Mardin'den, bölgedeki ve ülkemizdeki tüm kardeşlerime sesleniyorum. Niçin 'evet' demeniz gerektiğini merak ediyorsanız, dönüp kimlerin 'hayır' dediğine bakın. Kim 'hayır' diyor, İmralı 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, Kandil 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, Pensilvanya 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, DEAŞ, 'hayır' diyor. Öyleyse, biz istikamet üzereyiz, demek ki doğru yoldayız. Başka bir şey anlatmaya gerek var mı? Bugüne kadar Türkiye'ye en küçük bir faydası dokunmamış, tam tersine hep ayağımıza çelme takmaya çalışanlar eğer karşı çıkıyorsa, bu değişimin milletimizin lehine olduğu çok açık."

Erdoğan, meydandakilere "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet için evet mi" diye sordu? Türkiye'nin Arap, Kürt, Türk, her kökenden ve meşrepten insanla tek millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bayrağımıza eş bir bayrak asla. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Vatanımızı böldürtmeyiz. Kim tevessül ederse, Tendürek'te, Cudi'de, Gabar'da nasıl gömdüysek, gömmeye devam ederiz. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet tanımıyoruz. Terör örgütlerine karşı bayrak inmesin, ezan susmasın diye yürüttüğümüz mücadelede, sadece son bir yılda 21 şehit verdik. 15 Temmuz'da Ankara Gölbaşı'ndaki özel harekat merkezimizdeki polislerimizden birisi de Mardinli." diye konuştu.

Türkiye'nin 81 vilayeti ve 780 bin kilometrekare toprağıyla herkesin ortak vatanı olduğunun altını çizen Erdoğan, "Biz bu toprakları kanlarımızla yoğurarak vatan haline getirdik. Bu ülkede sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Onun dışında paralelmiş, özerkmiş, şuymuş, buymuş başka hiçbir devlet yok, olmayacak." ifadesini kullandı.

- Mardin'e yapılan yatırımlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin'e toplam yatırım bedeli 514 trilyon olan 211 projenin toplu açılış törenini yaptıklarını söyledi.

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) Mardin'e ciddi yatırımlar yaptığını belirten Erdoğan, yakılmış bütün binaları ele alarak, süratle inşa ettiğini belirtti. Eğitim alanında yapılan yatırımlara ilişkinde de bilgi veren Erdoğan, çok sayıda derslik, lojman ve yurdun, spor salonunun da yapımının devam ettiğini, bitenlerin de olduğunu dile getirdi.

"Yeni belediye var biliyorsunuz, eski değil yeni belediye, bu belediye yol, asfalt, çevre düzenlemesi kanalizasyon, içme suyu projelerini hizmetinize sundu." diyen Erdoğan, tüm bu yatırımların resmi açılış törenini bugün gerçekleştirdiklerini anımsatarak, hayırlı olmasını diledi. Çok daha farklı yatırımların Mardin'e geleceğinin müjdesini veren Erdoğan, 14 yılda Mardin'in 22 katrilyon liralık kamu yatırımına kavuştuğunu bildirdi.

Erdoğan, cazibe merkezleri programı ile Mardin'de 28 bin kişiye istihdam sağlayacak 4,5 katrilyon liralık bir yatırım destek programı hazırlandığını da bildirdi. TOKİ tarafından il genelinde inşa edilecek 4 bin 245 konut ve ticari birimden bin 355'inin temelini Nusaybin'e canlı bağlanarak yapacaklarını söyleyen Erdoğan, her alanda çalışmaların sürdüğünü, devlet olarak her zaman vatandaşların yanında olacaklarını kaydetti.

Nusaybin Temel Atma Töreni'ne canlı yayınla bağlanan Erdoğan, "İnşallah yıl sonunda anahtar tesliminde de bir arada oluruz." dedi.

Erdoğan, butona basarak, yatırımların açılışı gerçekleştirdi.

- Notlar

Konuşmalar sonrasında yapımı tamamlanan eserlerin açılış kurdelesinin kesildiği sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mardin maşallahın var, hanım kardeşlerim durmak yok, kaleyi siz fethedeceksiniz. 18-25 arası gençler, parlamentoya yürümeye var mıyız? Birileri 'yok' diyor ama siz onlara inat 'evet' diyeceksiniz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a toplu açılış töreninde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eşi Hamdiye Soylu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, AK Parti Tanıtım ve Medya Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile bölge milletvekilleri de eşlik etti.

Öte yandan törende Mardin Diyarbakır Metropoliti Saliba Özmen ile Mardin Müftüsü İsmail Çiçek de hazır bulundu.

Türk bayraklarının asıldığı Mardin'de, Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice olarak dört dilde hazırlanan "Mardin her dilde evet" yazılı pankartlar da dikkati çekti.