CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, 2,5 saat süren toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyet Gazetesi yazarları Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper'in serbest bırakılmadıklarını belirterek, Türkiye'nin hala ağır darbe koşulları altında yaşamaya devam ettiğini savundu.

OHAL uygulamalarının darbenin siyasi ayağını gizlemeye yaradığını savunan Tezcan, 15 Temmuz darbesiyle gerçek anlamda hesaplaşmanın, gerçek anlamda bağımsız yargı ve hiçbir kompleksi olmadan onunla mücadele edebilecek bir iktidarla mümkün olabileceğini söyledi.

"Ülkemizi terör örgütlerine teslim etmeyiz"

Devletin terörle mücadele ederken, devlet olmanın vakar ve asaleti içinde, hukuk içinde, devlet olmanın büyüklüğüne yakışır şekilde hareket etmesi gerektiğini, vatandaş ile teröristi ayırmanın devletin görevi olduğunu belirten Tezcan, şöyle devam etti:

"'15 yıldır yapamadığını, dört yılda yapacağız.' diyoruz. Çünkü biz PKK terör örgütüyle masaya oturmaz, ülkemizi terör örgütlerine teslim etmeyiz.

Siz ise topyekün bir hamaset edebiyatıyla, dün olduğu gibi bugün de terörle mücadele siyaseti değil, terörden yararlanma siyaseti peşindesiniz. Sizin kim olduğunuzu da çok iyi biliyoruz. Şehitlerimize 'kelle' diyen ve terör örgütü liderine 'sayın' diye hitap eden Erdoğan'ın kendisidir. Bu siyaset anlayışı dün olduğu gibi bugün de iflasa mahkumdur. Ancak her çöküşün ağır bedelini millet ödemektedir.

15 yıl önce ülkeyi sıfır terörle teslim alıp, 15 yıl içinde terör örgütlerini devletin bağrına yerleştirerek darbe yapacak güce eriştiren Erdoğan'ın, bizim terörü 4 yılda bitiririz sözümüzü anlayabilmesini tabii ki beklemiyoruz. Ancak kendisine güveniyorsa ki biz Genel Başkanımıza güveniyoruz, çıkar karşısına televizyonda tartışırlar. Milletimiz kim haklı, kim değil öğrenmiş olur."

"Yalnızlaşmış bir Türkiye yarattılar"

Dış politikada ülkeyi "sıfır sorun" vaadinden "sıfır komşu" gerçeğine sürükleyenlerin bunu millete "değerli yalnızlık" yalanı ile yutturmaya çalıştığını ileri süren Tezcan, "Şimdi hem komşularıyla hem de uygar, demokratik dünya ile kavga halinde yalnızlaşmış bir Türkiye yarattılar." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bölgede çözümün aktörü olmak yerine sorunun bataklığına dalıp çırpınan bir ülke durumuna düşürüldüğünü iddia eden Tezcan, "En son hükümet Kuzey Irak referandumu konusunda da kararlı bir tutum göstermemektedir. Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması şarttır. Referandum meşru değildir. Referandumu tanımıyoruz. Hükümetin de sahada top gezdirmeyi bırakıp bu konuda net bir tutum alması ve açıklama yapmasını bekliyoruz."