ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kudüs, Ortadoğu'nun kilit taşıdır. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Eğer Kudüs ile ilgili yanlış bir karar alırlarsa, Ortadoğu'da yeniden kanın, gözyaşının nedeni olurlar. İsrail ile Filistin'in bir araya gelip görüşerek devletlerini kurmalarını, Filistin'i tanımalarını istiyoruz. Filistinli kardeşlerimizi destekliyoruz. Hiç kimse onlara olan desteğimizi engelleyemez." dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları tarafından Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 83'üncü yıl dönümü dolayısıyla Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması"na eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile katıldı.

Eşi ile salonu dolduran kadınları selamlayan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, hakkı, hukuku ve adaleti kadınların gücü ile Türkiye'ye getireceklerini belirterek, bundan en ufak bir şüphesi olmadığını söyledi.

"Kendimi sonsuz bir ovada binlerce çiçeğin arasında koşan 15-16 yaşındaki genç bir çocuk gibi hissediyorum. Özgürlük kokan yemyeşil bir ova." nitelemesini yapan Kılıçdaroğlu, bugün Cumhuriyet tarihinin en önemli toplantılarından birini gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Kadınların gücünü bütün dünyada duyurmasını istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ankara'dan bütün dünya kadınlarına sesleniyorum, siyasette daha fazla olun." ifadesini kullandı.

Bugün eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı Almanya'ya yolcu ettiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bütün dualarının Baykal'la olduğunu ve Baykal'ın kısa sürede sağlığına kavuşmasını istediklerini dile getirdi.

Kudüs'le ilgili gelişmelere değinen Kılıçdaroğlu, 68 kuşağından çok sayıda gencin "Filistin topraklarında yattığını" hatırlattı.

O gençlerin Filistin'in özgürlüğü ve bağımsızlığı için oraya gittiklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Filistin bizim için önemlidir, Filistinlilerin hakları, özgürlükleri ve devlet kurmaları bizim için önemlidir. Filistinlilere bu salondan yüz binlerce kadının selamını, saygısını gönderiyoruz. Sizin devlet talebinizi, demokrasi talebinizi destekliyoruz. Kudüs, Ortadoğu'nun kilit taşıdır. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Eğer Kudüs ile ilgili yanlış bir karar alırlarsa, Ortadoğu'da yeniden kanın, gözyaşının nedeni olurlar. İsrail ile Filistin'in bir araya gelip görüşerek devletlerini kurmalarını, Filistin'i tanımalarını istiyoruz. Filistinli kardeşlerimizi destekliyoruz. Hiç kimse onlara olan desteğimizi engelleyemez."

Bugünün, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 83'üncü yıl dönümü olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, 83 yıl önce kadınlara bu hakkın verilmesinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ne kadar ileri görüşlü bir kişi olduğunu gösterdiğini belirtti.

- Cinsiyet kotası önerisi

Çoğu Batılı devletin Türkiye'den yıllar sonra bu hakkı kadınlara sağladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu çok iyi biliyordu. Erkekler cephede savaşırken, onlara silah desteğini omzunda top mermisiyle götüren bu ülkenin yılmaz kadınlarıydı. O kadınlara şükran borçluydu ve o kadınlar da parlamentoda temsil edilmeliydi ve Mustafa Kemal Atatürk 1934'te bunu verdi. Yeter mi, yetmez." diye konuştu.

Cinsiyet kotasını en sağlıklı ve en tutarlı bir şekilde getiren partinin CHP olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olmasının ardından ilk kurultayda, yüzde 33 cinsiyet kotası getirdiklerine dikkati çekti.

Bunun Avrupa'daki en yüksek oran olduğunu, aynı zamanda yüzde 10 da gençlik kotası getirdiklerini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Yeter mi? Hayır. Bu bizim iç işimiz. Ama bunun parlamentoda, Siyasi Partiler Yasası'na da girmesi lazım. Siyasi Partiler Yasası'nın da en az yüzde 33 oranında cinsiyet kotasını kabul etmesi lazım. Şimdi ben bütün kadınların önünde söz veriyorum. Önümüzdeki günlerde, Grup Başkanvekillerine talimatım, yüzde 33 cinsiyet kotasını içeren Siyasi Partiler Yasası değişikliğini TBMM'ye sununuz. Bu yasa teklifini, süresi dolduğunda Genel Kurula indireceğiz. Bütün kadınlardan isteğim, biz bunu Genel Kurula indirdiğimizde kadınlara haber vereceğiz, kim yüzde 33 cinsiyet kotasına 'evet' diyor, orada göreceğiz. Sizler de izleyin, bizler de takipçisi olacağız. Mademki kadınlar hak istiyorlar, mademki kadınlar eşitlik istiyorlar, çalışmak istiyorlar, üretmek istiyorlar, siyaset istiyorlar, bütün bunların tamamını sağlayan bir parti var, o partinin adı CHP'dir. Gelin CHP'ye."

CHP olarak kadınların yaşam tarzını, kılık kıyafetini asla sorgulamadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, kadına her türlü hakkı CHP'nin verdiğini ve bu nedenle bütün kadınları CHP çatısı altına beklediklerini dile getirdi.

Kırsalda 12 saat çalışan kadının kente geldiğinde çalışmasının istenmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, CHP olarak kadınların daha görünür olmasını, önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istediklerini söyledi.

Hayatın acısını en derinden yaşayanların bu ülkenin kadınları olduğunun altını çizen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Adana'da çocuklarına bakamadığı için intihar ettiğini belirttiği Emine Akçay'ın hikayesini anlattı.

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu söylediğim Emine Akçay'ın dramıdır. Bu söylediğim bütün kadınların ortak dramıdır. Bu söylediğim, Man adasında şirket kuranların dramı değil, bu söylediğim Türkiye'de aç ve açıkta kalan milyonlarca kadının dramıdır. Şimdi ben hepinize sesleniyorum, bu ülkenin kadınlarına sesleniyorum, bu düzene 'evet' diyorsanız, ben buna isyan ediyorum. Bu düzene isyan ediyorum. Emine Akçay'ları yaratan düzene isyan ediyorum. Çünkü ben Bülent Ecevit'in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden geliyorum, çünkü ben diyorum ki 'Ben ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen.' İnsanca, hakça bir düzen istiyorum. Kimsenin mağdur olmadığı bir düzen, herkesin özgürce dolaşabildiği, can ve mal güvenliğinin olduğu bir düzen. Siz sadece kendinizi ve yandaşlarınızı düşünürseniz bu hakça olmaz, mücadelenin kahramanları bu ülkenin kadınları olacaktır."

Hayatın her alanında vergi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bir musluğu açarken dahi 5 çeşit vergi ödendiğini belirtti.

Ekmek alırken, çocuğa gofret alırken, sakız alırken vergi ödendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Ne alırsanız alın vergi ödüyorsunuz. Ama birileri vergi ödememek için her türlü tezgahı kuruyor. Emine Akçay odun almak için vergi öder, Man adasında şirket kuranlar vergiden kaçınmak için her türlü sahtekarlığı yaparlar. Ben bunun hesabını sormayacak mıyım?" dedi.

Pırlantada, elmasta vergi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, günde 12 saat direksiyon sallayan kamyon şoförünün ise en ağır vergiyi ödediğini savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Dünyanın en pahalı mazotunu sana satıyorlar. Her türlü vergiyi senin sırtından alıyorlar ama bu beyler vergi ödememek için her türlü numarayı çekiyorlar. Neymiş millilermiş, yerlilermiş. Sen, kendi ülkende vergi ödememek için vergi cennetlerinde şirket kurarsan sen ne yerlisin ne de millisin. Sen ancak olsan olsan gayri millisin." değerlendirmesini yaptı.

Yat sahiplerinin, aldıkları mazota bir kuruş vergi ödemediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Bütün kamyon şoförlerine, traktör kullanan çiftçilere sesleniyorum. Sen bunun hesabını soracaksın. Ne zaman? 2019'da soracaksın, 2019'da kadın hareketiyle biz bunları sandığa gömeceğiz." diye konuştu.

- "Hala cevap alamadım"

Sorduğu sorulara hala cevap alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, "1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolar para neden gider, hala cevabı yok." dedi.

"Bu ülkede vicdanları ayağa kaldırıncaya kadar konuşacağım." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hala 'belgeler sahtedir' diyorlar. Kendilerine cevabım çok basit. Madem sahteydi, o zaman TBMM'de komisyon kuralım, çoğunluk sende. Gelmiyorsun, komisyon kurmuyorsun, sahte olmadığını da sen biliyorsun. Çünkü sen istiyorsun ki 'benim sahtekarlıklarım Mecliste ortaya çıkmasın. Kimse yazılı hale getirmesin.' Benim sözüm söz, bunu sonuna kadar takip edeceğim. Bu bir şirket ticaretiymiş, bu hangi şirket, karı ne? Bu transferler niye yapıldı? Cevap yok. 1 sterlinlik şirket, 15 milyon dolarlık ticareti neden yapıyor? Cevap yok. Sıtkı Ayan kimdir? Cevap yok. Kazım Öztaş kimdir? Cevap yok. Ben şimdi soruyorum sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni, sen bilmiyorsan ben sana söyleyeyim, oğluna sor, damadına, dünürüne sor. Ben gayet iyi biliyorum bunları, hepsini biliyorum. Bir soru soruyorum, sevgili Erdoğan, doktoru yanına al, enişten Ziya İlgen'in Man adasında şirketi var mı? Enişte, Man adasında niye şirket kursun? Bu şirketin sermayesi nedir? Şimdi bir aklı evvel AK Parti Milletvekili var. Geçen şöyle bir açıklama yapmış. 'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun evi aranmalı ve belgelere el konulmalıdır.' diye. Korkudan, sanıyorlar ki benim evimde onların yaptığı sahtekarlık var, ben onları yapıyormuşum gibi. Ben Sayın Külünk'ü hanımefendiyle beraber evime davet ediyorum, buyursun gelsin. Biliyorum, benim evim onun evi kadar zengin değil, mütevazı bir ev. Evimiz mütevazı, gelsin eşiyle beraber, arzu ederse evimi gezdiririm, istediği kitabı alır. Çok sayıda kitap var, belki hoşlanmaz ama kitapları da gösteririm. Ama bir şeyden emin olmasını isterim, vallahi de billahi de benim evimde ayakkabı kutusu yok."

AK Parti'lilere seslenmek istediğini belirten Kılıçdaroğlu, açıkladığı belgelerin görülmeden sahte ilan edildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Bir de Cumhurbaşkanı koltuğunu işgal eden zatın avukatı da aynı şey, 'sahtedir.' Daha konuşmaya başlamadım, bir belgeyi eline al bakalım. Sahte mi değil mi? Ben eski maliyeciyim, eski hesap uzmanıyım, mal nasıl götürülür senden çok daha iyi bilirim. Senin hırsızlığını ben çok daha iyi ortaya çıkarırım. Sen hiç merak etme." açıklamasını yaptı.

AK Parti'ye oy veren seçmenlere ve oylarına her zaman saygı gösterdiğini bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ama elini vicdanına koy, şunu bir düşün. Senin 2002'de oy verdiğin Recep Tayyip Erdoğan, 2017'deki Recep Tayyip Erdoğan mıdır? İstanbul'dan geldi, Keçiören'de mütevazı bir apartman dairesinde kaldı. Tasarruf yapıyorum diye milletvekili lojmanlarını sattı. 'Ben de bu millet gibi yaşayacağım.' 2017'deki Recep Tayyip Erdoğan nedir? Kibirine teslim olan, milleti tepeden gören, ağızına gelen her şeyi söyleyen, servet içinde yüzen ve servetinin hesabını milletin önüne koyamayan bir Recep Tayyip Erdoğan. Sevgili AK Parti'li kardeşim, bu gerçekleri vicdanında sorgula."

(Sürecek)