ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, "Türkiye'de doğal afetlerden dolayı kriz yönetilemiyor. Devlet ve hükümet doğal afetleri giderecek bir mekanizma ortaya koyamıyor. AFAD, yönetmelik, TARSİM çiftçinin yaşadığı doğal afet sorunlarını çözemiyor." dedi.

Sarıbal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, tarım ve gıda sektöründeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Son yıllarda don, dolu, aşırı yağış ve sıcaklık değişiklikleri gibi doğal afetlerin tarıma zarar verdiğini, iklimsel doğal afetlerin arttığını ifade eden Sarıbal, bu nedenle ürünlerde kalite ve miktar kaybı yaşandığını kaydetti.

Yaklaşık 46 ilde zarar yaşandığını aktaran Sarıbal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevlendirmesiyle bu hafta 18 ilde çalışma yürütüleceğini, alınan bilgilerin rapor haline getirileceğini söyledi.

Sarıbal, bugüne kadar olan zarardan Antep fıstığı, mandalina, badem, ceviz, armut, elma, çilek, fındık, buğday, mısırın da içinde olduğu ürünlerin etkilendiğini ifade etti.

- TARSİM

Türkiye'de afet yönetimine değinen Sarıbal, bu konuda 1977 yılında çıkarılmış bir kanun olduğunu, 2006'da hükümetin bu kanunun bünyesinde yönetmelik hazırladığını belirtti.

Yönetmeliğin doğal afetlerin ortaya çıkardığı maddi ve diğer zararları giderebilecek konumda olmadığını savunan Sarıbal, düzenlemenin içeriğine ilişkin bilgi verdi.

Yönetmelikte yer alan TARSİM sigortasının planlamasını eleştiren Sarıbal, "TARSİM'i öyle planlamış ve koymuş ki afet kanunundan yararlanmasın diye. Çiftçiyi yaşadığı afetten dolayı afet kapsamı içerisine almayarak adeta çiftçiyi cezalandıracak bir model kurmuş. 'Ya TARSİM'den gidip sigorta yaptırırsınız ya da ölürsünüz' diyor." ifadelerini kullandı.

- "Hızlıca üretim zararlarının tespit edilmesi gerekiyor"

Orhan Sarıbal, şöyle devam etti:

"Türkiye'de doğal afetlerden dolayı kriz yönetilemiyor. Devlet ve hükümet doğal afetleri giderecek bir mekanizma ortaya koyamıyor. AFAD, yönetmelik, TARSİM çiftçinin yaşadığı doğal afet sorunlarını çözemiyor. Bunun için yapılması gereken çok net. Hızlıca üretim zararlarının tespit edilmesi gerekiyor, mutlaka zarar gören çiftçiye yeniden ekim yapılacak yerler için yeni bir destekleme yapılması gerekir tohum, ilaç, gübre açısından."

Üreticinin borçlarının bütününün koronavirüs sürecinde ertelenmesi gerektiğini ifade eden Sarıbal, "Ama özellikle, bu zarar gören çiftçilerin borçları derhal faizsiz olarak ertelenmeli ve yeni bir kredi olanağı sağlanmalı. Sigorta yöntemi, biçimi, yönetmeliği değiştirilmeli, sigorta kapsamı genişletilmeli ve bu ürünlerin sigorta kapsamına alınarak, destekleme artırılarak tümünün güvence altına alınması gerekiyor. Desteklemelerin elektrik ve su parasından kesilmesi, elektrik ve su borçlarının derhal ötelenmesi ve kesintiye uğramaması gerekiyor." diye konuştu.

Bölgesel farklılıklar göz önüne alınarak, bölgeye uygun ürünler ekilerek sahici bir planlama yapılması gerektiğini belirten Sarıbal, bütün ürünlerin devletin kontrolünde güvenli olarak sigorta kapsamına alınmasının şart olduğunu kaydetti.

Sarıbal, "Bu yapılmazsa her sene çiftçi bu yüzden üretimden uzaklaşmaktadır. Köylü, çiftçi kaderine terk edilemez. Çünkü bu bir kader değildir, iklim değişikliği gerçeğidir, Türkiye gerçeğidir. Bu gerçeğe göre planlama yapılmalı, destekleme yapılmalı, bütçeden buna göre kaynak ayrılmalıdır." dedi.

- "Çay üreticisi 3,40'ın altında kilogram başına fiyat almamalı"

Bu yıl 2019'a göre ilk 3 aydan sonra özellikle üçüncü ve dördüncü ayda ithalat ve ihracatta gerileme olduğunu savunan Sarıbal, tarımda ihracat ve ithalat fazlası bulunduğunu söyledi. Sarıbal, 2019'un ilk 4 ayında tarımsal cari açığın 7.7 milyar iken 2020'de tarımsal cari açığın 9.8 milyar lira olduğunu aktardı.

Sarıbal, Türkiye'nin tarımsal üretimdeki ambarının anahtarının, yabancı ülkelerin çiftçileri ve saray lobisinin ithalatçı hegemonlarının elinde olduğunu ileri sürdü.

Çay ithalatının devam ettiğini ve sorunun sürdüğünü dile getiren Sarıbal, "Bir kanunumuz var. Bir hafta içerisinde Genel Kurula indireceğiz. Talebimiz şu, açıkladığınız 3 lira 40 kuruşun altında çay üreticisine gelir gitmemeli, yani 3,40'ın altında çay üreticisi kilogram başına fiyat almamalı, daha düşük olmamalı. Bunu ortaya koyan bu kanunu yeniden Meclisin olağan gündemine alacağız." diye konuştu.