Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Deniz Harp Okulunun 2017-2018 eğitim öğretim yılı açılış töreninde, bu yıl harp okullarının Milli Savunma Üniversitesi çatısı altında düzenli öğrenci alımına başladığını hatırlatarak, açılışa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 

Harbiyelilerin, mazisi şanlı bu yuvada geleceğin denizci komutanları olarak, Türk denizlerinde ve uluslararası sularda, en zorlu koşullarda görev yapacak şekilde yetiştirileceğini kaydeden Canikli, "Türkiye Cumhuriyeti Devletine, milletine ve Anayasa'ya sadık, demokratik değerleri özümsemiş, tarihine, milli, manevi ve kültürel değerlerine bağlı birer komutan olarak buradan mezun olacaksınız. Ulusal, bölgesel ve küresel barışın korunması için görev yapacaksınız. Sizler, bu vatanın tertemiz bağrından çıkan, kalbi millet sevgisi ile atan bahriyelinin mavi vatanında bayrağımızı dalgalandıracak subay adaylarısınız. İçerisinde bulunduğumuz bu zor coğrafyada ve mevcut şartlarda bir an önce sınıflarınızı başarı ile tamamlayarak teğmen rütbelerinize kavuşmanızı hep birlikte arzuluyoruz. Bunun için en kıymetli hocalarımız tarafından standartların da ötesinde bir eğitime tabi tutulacaksınız. Milletimiz sizinle gurur duyuyor." diye konuştu.

"Her türlü engeli bertaraf etmedeki kararlılığımız devam etmektedir"

Milli Savunma Bakanlığı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine muvazzaf subay temininde temel hedeflerinin, temel askerlik eğitimini pekiştirmiş, tarih bilinci yüksek, milletine ve devletine sadık, milli ve manevi değerleri özümsemiş subay yetiştirmek olduğunu vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

"1773 yılından günümüze, Türk bahriyesine kahraman denizciler yetiştiren Deniz Harp Okulumuz bu amaç ve hedef doğrultusunda yeni bir eğitim ve öğretim yılına başlamaktadır. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası eğitim ve öğretim faaliyetlerine ara verilen harp okullarında eğitimin kesintisiz devam etmesi için, mart ayında üniversite ara sınıflarından yatay geçişle öğrenci alındı ve 2017 eğitim ve öğretim yılına başlanmış oldu. Bu kapsamda Deniz Harp Okulunun yatay geçiş sürecindeki özverili ve detaylı çalışmasının olumlu sonuçlar verdiğini görmek doğru karar verdiğimizin bir göstergesi olarak bizleri memnun etmiştir. Mevzuat değişikliği çerçevesinde bütün askeri personel ve öğrenci alımları artık Milli Savunma Bakanlığı çatısı altında toplanmış ve Milli Savunma Bakanlığına verilmiştir. Bununla birlikte bu hassasiyetle öğrenci alımlarında gerçekten çok titiz bir çalışma yaptık. Akademik ve fiziki yeterliliğe sahip, sağlık durumu uygun aday öğrenciler büyük bir dikkat ve hakkaniyetle seçildi. Öğrencilerimizin anayasaya ve demokratik düzene bağlı, milli, manevi, kültürel ve tarihi değerleri özümsemiş olmalarını önemli bir kriter olarak belirledik. Milli Savunma Bakanlığı olarak harp okullarının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve milletimizin aydınlık yarınları için, milletine ve devletine bağlı subay yetiştirme gayretlerinin önüne geçebilecek her türlü engeli bertaraf etmedeki kararlılığımız devam etmektedir ve edecektir."

"100 yıllık dosyalar açıldı"

Bu amaç ve hedefin içinde bulunulan dönemde daha da büyük önem arz ettiğini aktaran Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü bugün itibariyle 100 yıllık dosyalar, Şark dosyası yeniden açılmış gibi görünmektedir. Bölge, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu coğrafya siyasi olarak yeniden şekillendirilmek istenmektedir. Muhtemelen coğrafyanın bölgenin daha kolay yönetilebilmesini temin amacıyla başta Türkiye olmak üzere küçültülmesi, güçsüzleştirilmesi ve sadece kendileriyle, kendi dar alanında, kendileriyle kavga eden, çatışan, etrafta olan bitene bakma imkan ve kapasitesi olmayan bir konuma getirmeye çalışılmaktadır. Şu anda Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu kadar büyük boyutlu saldırılar, tesadüfi olamaz. Şu anda Türkiye, dünyanın en kanlı 3 terör örgütüyle birlikte aynı anda mücadele etmektedir. Bölücü terör örgütünü biliyoruz zaten, DEAŞ da esasında bölgenin şekillendirilmesi ve Türkiye'nin de dahil olduğu bu coğrafyanın daha kolay yönetilebilir hale getirilmesi için sanal, fiktif olarak oluşturulmuş bir taşerondur ve gerçekten araziye baktığımız zaman Suriye'de, Irak'taki gelişmelere baktığımız zaman DEAŞ terör örgütünün bu amaçla nasıl kullanıldığını somut olaylarla görebiliyoruz. Mesela bir bölgede DEAŞ terör örgütü tek silah sıkmadan bulunduğu toprakları PKK'nın Suriye kolu olan PYD'ye terk edebilmektedirler. Bunları görüyor ve yaşıyoruz. Belli ki bu amaçla özel olarak üretilmiş, ortaya çıkarılmış bir terör örgütüdür ve Türkiye şu anda bu ve bunun gibi bütünlüğünü, özgürlüğünü tehdit eden çok ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır."

Son zamanlarda bu tehdit ve tehlikenin boyutunun da büyüdüğüne işaret eden Nurettin Canikli, "100 yıl öncesinin bu hesaplarını açanlar şunu hiç unutmasınlar, 100 yıl önce bütün moral değerleri dahil gücünü büyük oranda kaybetmiş bir Osmanlı vardı, bugün ayağa kalkmak isteyen, yıldızı parlayan, söz söyleyen, oyun kurabilen bir Türkiye vardır. İki devlet arasındaki fark budur." dedi.