Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kanal 24 televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün darbe girişimine yönelik "kontrollü darbe" söylemleri hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu çok bilinçli bir yalan söylüyor. Yani kontrollü bir iftirayı, kontrollü bir şekilde Türkiye'de insanların beynine, zihnine zerk etmeye ve bunu kabul ettirmeye çalışıyor." ifadesini kullandı.

Darbe girişimini tüm milletin yaşadığını, herkesin buna şahitlik ettiğini vurgulayan Bozdağ, "Bütün bu olup bitmişlikler, gerçeklikler ortadayken o gece darbenin başarısız olduğu anlaşılınca Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı terörist Gülen 'Bunun bir tiyatro olduğu'na dair değerlendirme yaptı ve ondan sonra FETÖ üyeleri bu değerlendirmeyi her tarafa yaymaya gayret ediyorlar." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'dan sonra yaptığı açıklamalarda defalarca "bunun darbe olduğunu, darbeye karşı olduklarını" söylediğini belirten Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı'da da bunu herkesin gözünün içine bakarak ifade ettiğini dile getirdi.

Aradan geçen sürede neyin değiştiğini soran Bakan Bozdağ, "Ben gelinen noktayı millete ve milletin aklına saygısızlık, hakaret olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bunun 'kontrollü darbe' olduğunu sadece FETÖ söylüyor ve onun zihnini uyuşturduğu haşhaşi buna inanabilir ama aklı rehin olmayan, bütün gerçekleri yaşayan insanlara buna inandırması mümkün değil." değerlendirmesini yaptı. 

"Öksüz'ün birileri tarafından saklandığını düşünüyorum"

Kılıçdaroğlu'nun FETÖ üyesi Adil Öksüz'ün "MİT ajanı olduğu"na yönelik iddiaları sorulan Bozdağ, "Adil Öksüz'ün MİT ajanı olduğunu ilk söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu. Yani bu konuda ilk yalan söyleyen de o. Ama MİT ajanı olmadığını söyleyen de hükümet, MİT de açıkladı. 'MİT ajanı olduğuna dair' ona belgeleri getirenler, onlar da FETÖ'cüler. O belgelerin sahte olduğu da adli inceleme sonucu zaten ortaya çıkmış durumda." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun "Öksüz'ü bulmak istemiyorlar" söylemleri hatırlatılarak, konuyla ilgili gelişme olup olmadığı sorusuna Bozdağ, "Kemal Bey yerini biliyorsa söylesin, biz hemen onu oradan alalım, yargıya teslim edelim. Adil Öksüz'ü devlet bütün imkan ve kabiliyetleriyle arıyor. Bir yandan güvenlik bir yandan istihbarat, güvenlik birimlerimiz aradığı gibi öte yandan da halkımız Adil Öksüz'ün bütün eşkalini iyi şekilde bildiği için halkımız da bu konuda teyakkuz halinde. Yani bir yerde görse ihbar edecektir." yanıtını verdi.

"İktidarda 120 ile 180 arasında ByLock'çu var" iddiası

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "iktidarda 120 ile 180 arasında ByLock'çu var" iddiasının büyük bir yalan ve iftira olduğunu söyleyen Bozdağ, "FETÖ darbe teşebbüsüne niye müracaat etti? 'Artık AK Parti'yle işimiz perişan' diye müracaat etti. 120 vekil varsa, istifa ettirir hükümet düşer. Bu 120 milletvekili CHP ile HDP ile bir araya geldiği zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nu da başbakan yaparlar. FETÖ ile bu kadar içli dışlı olduğuna göre bu 120 milletvekilini yanına alsın, kendi de başbakan olsun, FETÖ'yü de başbakan yardımcısı yapsın, memleketi yönetsin." dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ, Kılıçdaroğlu'na namuslu ve dürüst bir siyasetçi olarak düşen tek görevin bu iddiasını açıklaması olduğunu vurgulayarak, "Bu listeyi geciktirmeksizin televizyonlara, gazetelere, savcılıkları vermesi... Elinde ne varsa açıklamayan namerttir, elinde ne varsa açıklamayan müfteridir, elinde ne varsa açıklamayan yalancının büyüğüdür." diye konuştu.

"Sezer'in partisi yoktu ama..."

Adalet Bakanı Bozdağ, partili cumhurbaşkanının tarafsız olmayacağı iddialarına da şöyle yanıt verdi:

"Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisi kullanan kişilerin tamamı vazifelerini anayasa ve kanunlara göre yapıyorlar. Kağıt üstünde partiyle ilişiğini kestiğinizde, partisiz oluyor mu cumhurbaşkanı? Özal, ANAVATAN'I kurmuş, iktidar olmuş, sonra cumhurbaşkanı seçildi, ilişiğini kestiniz, Özal partisiz mi oldu? Demirel, 40 yıllık siyasi mücadele yapmış, cumhurbaşkanı olunca partisiyle ilişiği kesilinci partisiz mi oldu? Tayyip Bey, bunca siyasi mücadeleden sonra cumhurbaşkanı seçildi, anayasa gereği ilişiği kesilince partisiz hale mi geldi? İnsanların görüşlerini, fikirlerini kağıt üstünde silebilirsiniz ama aklında silemezsiniz. Sezer'in partisi yoktu ama CHP'nin Sayın Genel Başkanından daha fazla CHP'liydi. Onun için tarafsızlığı kağıt üzerinde bir yere üye olup olmamakla değil de icraatlara göre değerlendirmek, kanunlara uygulama konusundaki tutumuna göre değerlendirmek daha doğru olandır."