Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, TRT Haber'de katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutuklanacağına yönelik iddialarla ilgili bir soru üzerine Bozdağ, bu değerlendirmeleri CHP adına konuşanların, CHP'yi destekleyen medya organlarının yaptığına işaret etti. 

Bozdağ, bunun CHP tarafından bilinçli şekilde ortaya atılarak mağduriyet ve AK Parti'yi ve hükümeti yıpratmaya yönelik bir mühendislik argümanı yaratılmaya çalışıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hiçbir açıklamasında Kılıçdaroğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili ifade olmadığını vurgulayan Bozdağ, bu tartışmanın bizzat CHP'nin içinden çıktığını kaydetti.

"Tartışmanın kaynağı bizzat CHP"
Milletvekili olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığı bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, bu kaldırılmadan herhangi bir savcının işlem yapmasının, hakimin tutuklamasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını aktardı.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu tamamen CHP'nin uydurduğu, CHP'nin değirmenine su taşıma hedefi güden, hükümeti ve AK Parti'yi haksız bir konuma itmeyi hedefleyen uydurma bir tartışmadır. Tartışmanın kaynağı da bizzat CHP'dir. Olmayan bir şey üzerinden varmış gibi bir algı yaratma gayreti ortaya çıkıyor. Bu tartışmalar nereden çıkıyor? Esasında CHP milletvekilinin tutuklanması nedeniyle ortaya atılan tartışmalar üzerinden geliyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun, 'Beni tutuklayacaklar' diye tartışmayı başka yere çekmek yerine orada ortaya çıkan soruları net cevaplandırması lazım. Sayın Mahir Ünal sorular sordu. İşte 17 Mayıs 2015'te Zaman gazetesinin yetkilileriyle konuşuyor, yanında bazıları var. İşte 20 Mayıs'ta 'Ben de' diyor CNN'e, 'Ben de izledim' diyor. 27 Mayıs'ta Cumhuriyet'e verildiği kararda geçiyor, 29'unda da yayınlandığı ortaya çıkıyor. Can Dündar da 'Bunu solcu bir milletvekili verdi, aradığın şeyler bunun içinde dedi' diyor."

Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nun, "Görüntüleri ne zaman, nerede seyrettiniz? Kim vardı yanınızda? Size kim getirdi bu görüntüleri?" sorularına cevap vermediğini belirterek, "Siz bu görüşmeyi yaptığınızda, görüşme sırasında MİT tırlarına ilişkin bir döküman aldınız mı? Size ona dair video görüntüleri verildi mi, verilmedi?" sorularını yanıtlaması gerektiğine işaret etti.

"Her türlü hal ve tutumunuzla halkın adamı olursunuz"
"İktidara talip olmayan bir partiye halk niye oy versin?" sorusunu yönelten Bozdağ, yeni hükümet sisteminin CHP tarafından algılanamadığını ve hazmedilmediğini aktardı.

Bozdağ, yeni sistemde anayasanın partili birinin cumhurbaşkanı olmasına imkan verdiğini hatırlattı.

"Siz bir ana muhalefet partisi lideri olarak 'Ben aday olmuyorum' dediğinizde, halk, 'Bu seçilmekten korkuyor' diyecek." ifadelerini kullanan Bozdağ, adaylık hazırlıklarının yapıldığını, "Aday olmayacağım" açıklamalarının planlı olduğunu vurguladı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Adalet Kurultayı'nın da adaylıkla ilgili ön hazırlık olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü sırasında çekilen fotoğraflarına ilişkin açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine Bozdağ, Erdoğan'ın milletin adamı olduğunu vurgulayarak, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Öyle atletle karavan içerisinde fotoğraf çektirip, 'halkın adamı' diye yandaş medyaya manşet yapılarak halkın adamı olunmuyor. Yaşantınızla, konuşmanızla, her türlü hal ve tutumunuzla halkın adamı olursunuz. Halk sizi kendi adamı kabul eder. Seçkin, elit çevrelerin adamı olmakla övünen birisi halkın adamı olabilir mi? Her seçim sonrasında CHP'liler açıklamalar yapıyorlar, 'Eğitim düzeyi, zenginleşme arttıkça CHP'nin oyu artıyor.' Bunun bir anlamı nedir, zengin olmayanlara saygısızlıktır, hakarettir, küçümsemedir. Eğitimi, lisans, yüksek lisans üstü olmayanlara hakarettir, küçümsemedir. Bunu Genel Başkan dahil, aşağıya doğru herkes yapıyor. Her seçimde halkı küçümseyeceksiniz, ekonomik imkanlarına göre oy dağılımı yapacaksınız, eğitim durumuna göre oy taksimi yapacaksınız ve 'Biz bu yüzden alamıyoruz' diyeceksiniz, halka saygısızlık yapacaksınız sonra bir atletle fotoğraf çektirip, halkın adamı olacaksınız. Bu iş, böyle ucuz ve kolay değil."

"Seçimler vaktinde yapılacaktır"
Erken seçim iddialarının sorulması üzerine Bozdağ, AK Parti'nin, seçimlerin zamanında yapıldığı iktidar dönemlerini ifade ettiğini belirtti.

Bozdağ, seçimlerin öne alınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Seçimler 2019'da, vaktinde yapılacaktır. Erken seçim yapma AK Parti döneminde zaten olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır." diye konuştu.

Kamu çalışanlarının ve memur emeklilerinin 2018 ve 2019 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını içeren 4. Dönem Toplu Sözleşmesi'nin imzaladığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, memurlara daha çok imkan verilmesinin arzu edildiğini belirtti.

Bozdağ, kamu çalışanları adına toplu görüşmeleri yürüten sendikaya ve diğer paydaşlara hükümetin görüşlerinin, ekonomik durumun, bütçe imkanlarının aktarıldığını bildirdi.

Bütün imkanların zorlanarak azami bir iyileştirmenin yapıldığını anlatan Bozdağ, AK Parti iktidarları döneminde çalışanların enflasyonun altında bir ücret almadığını söyledi.

Sözleşmenin hayırlı olması temennisinde bulunan Bozdağ, 2002'de ortalama memur maaşının 578 lira olduğunu anımsatarak, bu rakamın zamdan önce 3 bin 277 lira olduğunu aktardı. 2002'de 392 lira olan en düşük memur maaşının bugün 2 bin 721 lira olduğunu bildiren Bozdağ, yüzde 96 reel artış yaşandığını dile getirdi.

Bozdağ, 2002'de 184 lira olan asgari ücretin bu yıl bin 404 lira olduğunu söyledi.

"2018-2019 toplu görüşmeleri sonucunda varılan mutabakatın Türkiye'nin ekonomik dengeleriyle uyumlu, gerçekçi, yapılabilir, azami sınırları içerdiğini düşünüyorum." ifadesini kullanan Bozdağ, mutabakatın hayırlı olmasını temenni etti. Bozdağ, "Bir memnuniyetin olduğunu çalışanlardan gördüğümü ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

Bozdağ, taşeron işçilere kadro verilmesinin seçim beyannamesinde ve hükümet programında olduğunu hatırlattı.

Bu konuda ilgili bakanlıkların çeşitli toplantılar yaptığını aktaran Bozdağ, çalışılması istenen konularda ilgili de bakanlıkların birlikte çalıştığını, çalışmaların belli bir noktaya geldiğini, önümüzdeki yasama yılında atılması gereken adımın atılacağını bildirdi.

"Arama, fiilen kullandığı telefondan yapılıyor"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde "hava kuvvetleri imamı" Adil Öksüz'ün ABD Konsolosluğundan aranmasıyla ilgili soru üzerine Bozdağ, Öksüz'ün üzerine kayıtlı iki numara bulunduğunu söyledi.

Söz konusu numaralardan birisinin Öksüz tarafından kullanıldığını, diğer hattın ise fiilen Öksüz tarafından kullanılmadığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Konsolosluktan yapılan arama, fiilen kullandığı telefondan yapılan arama. Şimdi burada merak edilen soru şu? ABD Konsolosluğu fiilen kullanılan bu numarayı nereden biliyor? Numara üzerine kayıtlı gözüküyor ama fiilen kullandığı numara o. İki tane telefon var, yanında olan telefon o. Diğer telefon yanında değil. Başkası muhtemelen kullanıyor veya kullanmıyor da olabilir ama fiilen kullandığı telefon bu. İlginçtir, en son arayan numara da ABD Konsolosluğu, oradan aranıyor. Başka arama da yok. Elçiliğe vize müracaatı var mı? Varsa müracaatta beyanda bulunduğu numaralar vardır. Orada bir numara mı beyan etmiş, iki numara mı beyan etmiş? Beyan ettiği numara Adil Öksüz'ü aradıkları numara mı, yoksa başka numara mı? Bunun açıklığa kavuşması lazım. Vize müracaatı varsa o müracaata ait evrakın açıklanması lazım. O evrakta hangi numarası var, onun açıklanması lazım. Üzerine kayıtlı iki numara var, fiilen birini kullanıyor. ABD Konsolosluğundan yapılan aramada fiilen kullandığı telefon aranıyor. O telefonu fiilen kullandığını nereden biliyor?"

Soruların açıklığa kavuşturulması gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, milletin sorduğu sorulara net cevaplar verilmesinin birtakım senaryoları ortadan kaldıracağını söyledi.

Resmi Gazete'de aralarında FETÖ lideri Fetullah Gülen'in de bulunduğu 130 kişi hakkında vatandaşlıktan çıkarılmaya yönelik ilanla ilgili sürenin 5 Eylül'de sona ereceğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, vatandaşlıktan çıkarma yetkisinin Bakanlar Kurulunun takdirinde olduğunu anımsattı.

Bozdağ, Bakanlar Kurulunun bir karar aldığında vatandaşlıktan çıkarılmanın olabileceğini, alınmadığı takdirde vatandaşlıktan çıkarmanın gerçekleşmeyeceğini sözlerine ekledi.