AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, devlet değil, hükümet sistemini değiştireceklerini belirterek, "Çünkü kafa karıştıranlar var. Devlet sistemi denilince akla ne geliyor? Padişahlık, monarşi, meşrutiyet, cumhuriyet." dedi.

Başbakan Yıldırım, partisince Edirne İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Edirne ile gurur duyduklarını, kentin medarı iftiharları olduğunu söyledi.

Osmanlı'nın başkentliğini yapan Edirne'nin Fatih Sultan Mehmet Han'ın doğduğu şehir olduğunu anlatan Yıldırım, bugün İstanbul Fatihi, Fatih Sultan Mehmet'in aynı zamanda doğum yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

"Allah mekanlarını cennet eylesin. Onların bu topraklar için, bu millet için yaptıkları hizmetler çok büyük." diyen Yıldırım, Edirne'nin aynı zamanda Mimar Sinan'ın da donattığı, imar ettiği şehir olduğunu vurguladı.

Başbakan Yıldırım, "Akif, vatan şairi ne diyor? 'Sen İslam'ın çelik gibi sağlam surusun Edirne/ Sen şarkın mağrur yüzüsün/ Sen Osmanlı'nın ikinci şahlanışı, dünyanın en bereketli şehrisin Edirne/ Sen doğunun demir kilidisin Edirne.' Rabbim Edirne'yi muhafaza eylesin. Bu vesileyle vatan şahitlerini, Edirneli şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla rahmetle yad ediyorum. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun. Allah onlardan razı olsun." diye konuştu.

Yıldırım, 17 gün sonra 16 Nisan'daki halk oylamasında sandığa gidilerek, ülke, millet ve gelecek için önemli bir karar vereceklerini vurgulayarak, "Edirne hazır mı? Edirne ne diyor? Edirne kararını çoktan vermiş. Karar 'evet' istikamet; cumhuriyetin 100. yılı, Gazi Mustafa Kemal'in, Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesi." ifadelerini kullandı.

Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım, 16 Nisan'da hükümet sistemini değiştirerek, daha gelişmiş bir sistemi hayata geçireceklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Dikkat edin Edirneliler. Bakın devlet sistemi demiyorum, hükümet sistemini değiştireceğiz. Çünkü kafa karıştıranlar var. Devlet sistemi denilince akla ne geliyor? Padişahlık, monarşi, meşrutiyet, cumhuriyet. Biz 29 Ekim 1923'te İstiklal harbimizden başarıyla çıktık, zaferle çıktık. Devlet sistemimizin adını koyduk. Nedir? Cumhuriyet. Cumhuriyet 1923'te kuruldu ve bugünlere geldi. Cumhuriyeti cumhurundur, hepimizindir. Onu birlikte kurduk, birlikte yaşatıyoruz, yaşatmaya da devam edeceğiz. Bak Edirne'den ilan ediyorum. Cumhuriyete el uzatanlar, laf söyleyenler en önce Edirnelileri karşısında bulur. Milleti karşısında bulur."

Yıldırım, 15 Temmuz akşamında asker kılığına girmiş alçak teröristlerin, her şeyden önce herkesin en büyük ve ortak değeri olan cumhuriyete saldırdıklarını vurgulayarak, önceki darbelerdeki gibi hedefin cumhuriyet ve Meclis olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ama bu sefer millet onlara boyun eğmedi, pabuç bırakmadı ve cumhuriyeti korudu. Bu millet korudu, siz meydanlara koştunuz. Millet, cumhuriyetin temsilcisi Cumhurbaşkanı'na, Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıktı. Başbakanı'na sahip çıktı, hükümetine sahip çıktı, daha da ötesi Meclis'e sahip çıktınız. Türkiye Büyük Millet Meclisine sahip çıktı. Kim rejimi değiştirmek isterse, cumhuriyeti değiştirmek isterse karşısında milleti bulur. Buna hiç tereddüt yok. Kim rejime el uzatırsa 15 Temmuz'da kahramanlık destanı yazan bu milleti karşısında bulur. Tekrar ediyorum, bu bir hükümet sistemi değişimidir."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "İki başlılık bize zaman kaybettiriyor, sorunların çözümleri gecikiyor, kalkınmamız yavaşlıyor, kazanımlarımız maalesef bir bir elimizden gidiyor. Mevcut sistem Türkiye'nin büyümesine ayak uyduramıyor." dedi.

Partisinin Edirne mitinginde Yıldırım, şu andaki parlamenter sistemin zaman zaman problem ürettiğini, 90'lı, 70'li yıllarda ülkenin birçok şey yaşadığını belirterek, "28 Şubat'ı yaşadı, krizleri yaşadı. Rahmetli Ecevit ile Ahmet Necdet Sezer'in anayasa kitabını fırlatmasından memleket krize girdi. Milyarları kaybetti. 11 sene o krizin borçlarını ödedik." dedi.

Bu borçlar olmasaydı, ülkeye daha çok hizmet edilebileceğini, daha kalkınmış bir Türkiye olacağını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

"Şimdi getirdiğimiz bu 18 maddelik değişimle biz hükümet sistemini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak değiştiriyoruz. Fark ne? Mevcut sistemde başbakan güçlü. Cumhurbaşkanı da güçlü. Normalde parlamenter sistemde başbakanlar güçlü olur, cumhurbaşkanları temsili olur. Ama bizde maalesef 2007'de cumhurbaşkanı seçimi yapılırken, ana muhalefet partisi CHP karşı çıktığı için yapılamadı. Ne oldu? Halka gittik, halk oylaması yaptık. Millet dedi ki 'Cumhurbaşkanını artık Meclis seçmesin, ben seçeyim.' O günden sonra artık parlamenter sistem de değişti. Normal parlamenter sistem yok. Halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı, yine milletin oylarıyla seçilmiş bir hükümet, başbakan. Yani iki başlılık var. Bu iki başlılık sorun oluyor. Bunu niye yapıyoruz? Çünkü bu iki başlılık bize zaman kaybettiriyor, sorunların çözümü gecikiyor, kalkınmamız yavaşlıyor, kazanımlarımız maalesef bir bir elimizden gidiyor. Dolayısıyla mevcut sistem Türkiye'nin büyümesine ayak uyduramıyor. Ekonominin büyümesine ayak uyduramıyor. Ülkenin vaktinin, enerjisinin maalesef boşa harcanmasına sebep oluyor."

Bunun örneklerinin geçmişe doğru gidilirse çok fazla görüleceğini vurgulayan Yıldırım, "Eğer bir parti tek başına iktidara gelecek güce erişmezse, bir türlü hükümet kurulamıyor. Görüşmeler, görüşmeler, görüşmeler hükümet kurulamıyor. Memleketin işleri yarım kalıyor. Zaman kaybediyoruz." dedi.

Yıldırım, 7 Haziran seçimlerinin unutulmaması gerektiğine işaret ederek, bu seçimde hiçbir partinin iş başına gelemediğini, hükümet kurulamadığını ve tekrar 5 buçuk ay sonra seçime gitmeye mecbur kaldıklarını söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu arada da HDP, bölücü parti de gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Öyle değil mi? Terörün arkasına sığınarak Ceylanpınar'da iki genç polisimizi uykusunda şehit ettiler. Onun için hükümetler kurulsa bile, çok parçalı, çok parti var aralarında anlaşamıyorlar. Bakanları paylaşamıyorlar. İşler bir tarafta kalıyor maalesef zaman geçiyor. Örnek mi istiyorsunuz? Bakın, İngiltere'de 1950'den bu yana 67 yılda sadece 15 hükümet kurulmuş. Almanya'da yine 1950'den bugüne sadece 24 hükümet kurulmuş. Amerika'da 17 hükümet kurulmuş. Fransa'da 11 tane cumhurbaşkanı gelmiş 50'den bu tarafa. Peki Türkiye'de ne olmuş? Aynı süre, 67 yılda 48 tane hükümet kurulmuş. Birinde 15, birinde 48, üç katından fazla. Yazık değil mi bu millete? Durmadan seçime gidecek, durmadan para harcayacağız. Her bir hükümetin ömrü 1,5 yıl bile değil. 1,5 yılda bir hükümet ne yapabilir? Hiçbir şey yapamaz. Yapacağını söyleyeyim, bakanlar tebrikleri kabul eder, bürokratlardan brifing alır, ondan sonra da vedalaşmaya başlar. Allah'a ısmarladık gezileri başlar. İş nerede? İş hak getire, yok."

- "Güven oyunu da yetkiyi de siz vereceksiniz"

Başbakan Yıldırım, "Onun için bu değişiklikle artık yapılan şey şu; bu değişiklik 2019 seçimlerinde yürürlüğe girince ne olacak biliyor musunuz? Artık sandıktan mutlaka hükümet çıkacak. Tek başına iktidar çıkacak. Bunun dışında yol yok. Çünkü yüzde 50 artı 1 oy alamazsa seçilemiyor. Dolayısıyla hem tek başına hükümet olacak Cumhurbaşkanlığının kurduğu, aynı zamanda da çok güçlü olacak. Öyle yüzde 30 ile yüzde 34 ile iktidara gelme devri bitiyor. Kuvvetli, en az yüzde 50 ile iş başına geliyor, 5 yıl çalışıyor." değerlendirmesini yaptı.

Bu hükümetin 5 yıl sonra bir kez daha seçilebilme ihtimalinin olduğunu dile getiren Yıldırım, devamla şunları kaydetti:

"Vatandaş seçerse ama üçüncüsü yok. 'Üçüncüsünü istiyorum.' desen de yok. 'Yeter kardeşim değilsin' diyor. Çünkü çocuklar büyüyor diyor ki 'Ya sürekli biz bunları mı iş başında göreceğiz?' Şimdi bugün olduğu gibi. AK Parti iktidara geldiğinde doğan çocuklar bugün 15 yaşında. Ne 90'ları gördüler, ne 28 Şubat'ı bilirler. Ne 12 Eylül'ü bilirler, ne 12 Mart'ı, ne 60'ı bilirler, bildikleri bir şey yok. Zannediyorlar ki eskiden de Türkiye böyleydi. İşte bunun için sizler bilirsiniz ama yeni nesiller bilmez. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde işin sahibi, patronu millet olacak, siz olacaksınız. Böyle 'seçip vekilleri gönderelim ondan sonra ne olursa olsun' yok. Baştan işin adını koyuyorsunuz. 'Cumhurbaşkanını seçtik, iş başına getirdik'. Güven oyunu da yetkiyi de siz vereceksiniz. Artık onlara düşen hizmet etmek."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, tek parti iktidarlarında kazanılanların koalisyonlarda yok olduğunu belirterek, "Yazık, günah. Bu ülkenin geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok. Cumhurbaşkanı, başbakan arasında kriz oldu. Bedelini kim ödüyor? Millet ödüyor. Hakkımız var mı millete bedel ödetmeye? Onun için cumhurbaşkanı seçilemedi, ekonomik kriz, siyasi kriz... İşte bu halk oylaması, bütün bu krizleri ortadan kaldırıyor." dedi.

Başbakan Yıldırım, partisinin Edirne mitinginde, güçlü iktidarlar bulunduğu için Amerika Birleşik Devletleri'nde, Çin'de ve Avrupa ülkelerinde güçlü ekonomi olduğunu anlattı.

Bir ülkede güçlü yönetim, istikrar varsa güvenliğin de olacağını, ekonominin de büyüyeceğini dile getiren Yıldırım, "Biz de maalesef tek parti iktidarlarında kazandıklarımız, koalisyonlarda yok oluyor, yerimizde sayıyoruz. Yazık, günah. Bu ülkenin geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok. Cumhurbaşkanı, başbakan arasında kriz oldu. Bedelini kim ödüyor? Millet ödüyor. Hakkımız var mı millete bedel ödetmeye? Onun için cumhurbaşkanı seçilemedi, ekonomik kriz, siyasi kriz... İşte bu halk oylaması, bütün bu krizleri ortadan kaldırıyor." diye konuştu.

Yıldırım, bunların hepsinin sebebinin zayıf hükümetler olduğunu ifade ederek, "Türkiye'yi daha istikrarlı, daha öngörülebilir, daha fazla yatırım yapılır bir ülke konumuna yükseltmek istiyorsak bu değişikliği mutlaka yapmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.

Güçlü hükümetler döneminde Türkiye'nin parlak yıllarını yaşadığını, merhum Adnan Menderes döneminde Türkiye'nin alıp başını giderek yüzde 6 büyüme sağladığını anlatan Yıldırım, merhum Turgut Özal döneminde de güçlü tek başına iktidar sayesinde ülkenin sıçrama yaptığını, yine AK Parti ve Recep Tayyip  Erdoğan döneminde aynı sıçramanın yaşandığını kaydetti.

Yıldırım, Türkiye'nin ilklerle tanıştığını, rekorlar kırdığını, büyük projelerin hayata geçirildiğini, 81 ilin birbiriyle buluşturulduğunu, yollar bölünerek hayatların birleştirildiğini, Ardahan, Hakkari, Iğdır, Edirne, Van, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, İstanbul ve Edirne'ye çok büyük yatırımlar yapıldığını anlattı.

Trakya'ya yönelik projelerle bölgenin çehresinin değiştiğini, Marmaray, 3. köprü ve Avrasya Tüneli'nin sadece İstanbul'a hizmet etmediğini, aynı zamanda Edirne'nin de ihtiyacını gördüğünü belirten Yıldırım, 3. havalimanın da İstanbul'un değil, Türkiye'nin ve Edirne'nin de ihtiyacını karşılayacağını dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, 18 Mart'ta Çanakkale Köprüsü'nün temelinin atıldığını anımsatarak, köprü tamamlanınca Edirne'nin Çanakkale'ye, Balıkesir'e, İzmir'e ve Bursa'ya komşu kapısı olacağını söyledi.

Avrupa'dan gelen trafiğin Ege'ye, Akdeniz'e ve Bursa'ya geçerek İstanbul'a kadar gideceğini anlatan Yıldırım, İzmit Körfezi'ne yapılan Osmangazi Köprüsü ile de hem Çanakkale Boğazı'nı hem de İzmit Körfezi'ni köprülerle birleştirildiğini, tam bir çember yapıldığını kaydetti.

- "Edirne'ye hızlı tren"

Başbakan Binali Yıldırım, bu yapılanlarla bir günde 5 vilayetin gezilebileceğini vurgulayarak, "İşte hizmet bu. Bunların ikisi tamam, ikisi yapılıyor. Birisi Çanakkale Köprüsü, biri de Edirne'ye hızlı tren. Böylece Selçuklu başkentini Osmanlı başkentine bağlıyoruz, oradan da Ankara'ya Cumhuriyetin başkentine bağlıyoruz." dedi.

"Bursa'nın evladı, İstanbul'un babasıdır Edirne" diyen Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bu yapılanların daha da hızlanacağını söyledi.

Yıldırım, bundan 100 yıl önce Edirne'yi düşman işgalinden kurtarmak için harekete geçen Enver Paşa için "Edirne'ye Enver gireceğine, Bulgar girsin" denildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"100 yıl önce bunu söyleyenler, şimdi onların bazı uzantıları yine aynı şeyi söylüyor. Ne diyorlar? 'Sandıktan evet çıkmasın da ne olursa olsun, isterse Türkiye batsın. Sandıktan evet çıkmasın da ekonomi dibe vursun, ne olursa olsun. Sandıktan evet çıkmasın da terör azarsa azsın. Yeter ki AK Parti'ye yaramasın, Türkiye'ye ne olursa olsun, yeter ki Recep Tayyip Erdoğan kazanmasın, Türkiye'ye ne olursa olsun.' Bu anlayışla biz nereye varacağız. Bu anlayışla bugüne kadar hep mücadele ettik. Bizi seçenlere değil, 80 milyona hizmet ettik. Edirne'de belki de bize verilen oylar, muhalefet partilerine verilenden daha az. Ama şunu demedik; 'Edirne bize az oy veriyor, hizmet götürmeyelim' demedik."

Başbakan Yıldırım, Türkiye Cumhuriyetinin tek bayrak, tek devlet ve tek vatan olduğu için hizmette siyaset olmayacağını ifade ederek, bu anlayışla çalıştıklarını anlattı.

Kimsenin düşüncesine, etnik kökenine, yaşam tarzına bakmadıklarını, dertlerinin ekmeği ve ülkeyi büyütmek olduğunu ifade eden Yıldırım, "Küçük olsun, benim olsun" diyenlere karşı, "Büyük olsun, 80 milyonun olsun" dediklerini dile getirdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Ben bu Anayasa'ya, 1982'de 'hayır' oyu verdim. Yani kabul edilmemesi için gittim 'hayır' oyu verdim." sözlerini hatırlatarak, "Biz de işte senin 'hayır' oyu verdiğin Anayasa'yı değiştiriyoruz. O halde sana düşen 'hayır' demek değil, 'evet' oyu vermektir. Kendi içinde çelişkiye düşüyorsun." dedi.

Başbakan Yıldırım, partisince İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasında, anayasa değişikliğine PKK terör örgütünün karşı çıktığını, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ve bazı Avrupa ülkelerinin "hayır" için çalıştığını söyledi.

Ana muhalefet partisinin anayasa değişikliğine karşı çıkmasını eleştiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar bizim geleceğimizin iyi olmasını ister mi? İstemezler. Onun için 'hayır kampanyası' yapıyorlar. Bunu anladık da CHP'ye ne oluyor? Ana muhalefet partisi, sen de niye karşı çıkıyorsun kardeşim? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Ben bu Anayasa'ya, 1982'de 'hayır' oyu verdim. Yani kabul edilmemesi için gittim 'hayır' oyu verdim.' dedi. Biz de işte senin 'hayır' oyu verdiğin Anayasa'yı değiştiriyoruz. O halde sana düşen 'hayır' demek değil, 'evet' oyu vermektir. Kendi içinde çelişkiye düşüyorsun. Bu Anayasa'ya 'hayır' oyu veriyorsun, şimdi 'Değiştirelim' diyoruz yine 'hayır' diyorsun. 82'de kalmışsın. Biz 'Sen 82 modelsin.' diyoruz alınıyorsun ama oradan bir santim ileri gitmemişsin. Fırsat bu fırsat, bir kez daha düşün Kılıçdaroğlu."

- "Niye kendinle ters düşüyorsun?"

Seçilme yaşını 18'e düşüreceklerini hatırlatan Yıldırım, "Bu ne demektir? 25-24-23-22-21-20-19-18... Bütün bu yaşlardakiler aday olabilecek, seçilebilecekler. Ülkemin geleceği için sorumluluk alabilecekler. CHP buna da karşı çıkıyor. Anlamak mümkün değil. Halbuki bu CHP 2011 seçimleri beyannamesinde diyor ki, 'Biz iktidara gelirsek, seçilme yaşını 21'e indireceğiz.' Biz daha iyisini yaptık, 18'e indirdik. Niye karşı çıkıyorsun? Niye kendinle ters düşüyorsun? Milleti aldatmayın. Bir yandan '21'e düşüreceğiz' diye vaatte bulunuyorsun. Şimdi da karşı çıkıyorsun. Milletim bunu görüyor." diye konuştu.

Yeni sistemde milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkmasının da Kılıçdaroğlu tarafından eleştirildiğini aktaran Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunu söylerken, 1995 yılında 450'den 550'e kendilerinin çıkardığını unutuyor. Yaşlandı, olur ama bir hatırlatan da olur. Dün yaptığının, bugün karşısına çıkarsan, millet de çıkar sana bunları tek tek söyler. O gün CHP'nin oylarıyla milletvekili sayısı 450'den 550'ye çıktı. 100 arttı. Biz 50 artırıyoruz. O zaman nüfusumuz ne kadardı? 1995'te 59 milyon. Şimdi ne kadar 80 milyon.

Avrupa'da bizim emsalimiz ülkeleri söyleyeyim. Almanya'da milletvekili sayısı 637. 82 milyon nüfusu var. Biz 600 yapıyoruz. Fransa'da 900, nüfusu bizden az. İngiltere, İtalya aynı. Doğrusu milletin daha fazla vekilinin olmasının ne zararı var? Sizin dertlerinizi Meclis'te, Ankara'da dile getirmesinden ne zarar gelir? Maalesef bunlar çelişkilerdir, tutarsızlıklardır. Bunlar aslında, ne yaptıklarının, ne söylediklerinin farkında değiller. Dün söylediklerini, bugün yok sayıyorlar. Dün vadettiklerinden, bugün çark ediyorlar. Biz ise AK Parti olarak milletin diliyle, gönül diliyle konuşuyoruz. Biz Türkiye'yi daha fazla büyütmenin mücadelesini veriyoruz."

- "15 yılda Edirne'ye 11 milyar lira yatırım yaptık"

Dertlerinin, millete ve Türkiye'ye hizmet olduğunu dile getiren Yıldırım, "Söylenenlere kulak vererek, sizin boş vaktinizi geçirmek niyetinde değiliz. 'İşimiz hizmet, gücümüz millet.' dedik. Gece gündüz durmadan, yorulmadan Türkiye'ye hizmet ede ede bugünlere geldik." dedi.

Edirne'nin ayrı bir yeri olduğunu vurgulayan Yıldırım, kente yapılan yatırımları şöyle anlattı:

"Medeniyet mirası serhat şehrimiz Edirne için bugüne kadar bütün imkanları seferber ettik. İşte yaptıklarımız ortada. 15 yılda Edirne'ye tam 11 milyar lira yatırım yaptık. Okullar, toplu konutlar, barajlar, göletler... Daha bir çok eserleri Edirnemize kazandırdık. Merkeze, Havza'ya, Uzunköprü'ye, Keşan'a yeni hastaneler yaptık. Serhat şehrimiz, Osmanlı'nın başkenti Edirne'de 2002'de sadece 6 ambulans vardı. Koca Edirne'de. Şimdi ne kadar? 42. 6 nere, 42 nere. İşte hizmet farkı bu. 2002'de bu şehrin içme suyu sıkıntısı vardı. Şimdi böyle bir sorunu kaldı mı? İçme suyunu getirdik. 2002'de Edirneli çiftçi kardeşlerimize verilen destek AK Parti'den önce sadece 37 milyon. Şimdi ne kadar bir yılda? 263 milyon. Tam 7 kat. Helali hoş olsun."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, Edirne'nin, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olduğunu belirterek, "2002'de sadece 70 kilometre bölünmüş yol vardı. Kimin yaptığı? Rahmetli Özal'ın yaptığı. Şimdi ne kadar var? 260 kilometre. 70 nere, 260 nere. 3,5 kattan fazla. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz ama Türkiye'yi böldürtmeyiz. Bunu herkes kafasına koysun." ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Edirne'de yetişen çeltik, arpa, mısır ve diğer 10 tür bitkinin destek kapsamına alındığını belirterek, "Destek ödemelerini artık yılın her ayında küçük küçük parçalar halinde vermeyeceğiz. Bir ödeme ilkbaharda, bir ödeme de sonbaharda olacak." dedi.

Yıldırım, partisince İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde, Edirne'nin Çanakkale ve Tekirdağ'a bölünmüş yolla bağlandığını, Kırklareli'ne de bölünmüş yol yapımının tüm hızıyla sürdüğünü söyledi.

Meriç ve Ergene nehirlerinin halini herkesin bildiğini, bu nehirleri temizlemeye başladıklarını ve hayata döndürdüklerini ifade eden Yıldırım, "Bugün de bu mitingin ardından Meriç Köprüsü'nü açıyoruz. Her zaman taşkın olur, su basar ve Edirne'nin mahalleleri birbirine hasret kalırdı. Geçtiğimiz yıllarda Mehmet Müezzinoğlu Bey'le beraber temelini attık. Şimdi de açılışını birlikte yapıyoruz. İşte hizmet budur. Köprünün de yer aldığı yollarda iyileştirme çalışmaları devam ediyor. Bakın bu yolun devamıyla 1915 Çanakkale Köprüsü tamamlandığında Edirne Balkanlara, ecdadın yıllarca kaldığı Balkanlara açılan bir ihracat kapısı olacak." diye konuştu.

Anadolu'nun bütün zenginliklerinin Çanakkale Boğazı'ndan geçeceğini, Trakya ovalarının bereketli topraklarında yetişen ürünlerin Balkanlara, Avrupa'ya buradan gideceğini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Edirne Ovası, koruma alanı olarak ilan edildi. Edirne'de yetişen çeltik, arpa, mısır ve diğer 10 tür bitki destek kapsamına alındı. Destek ödemelerini artık yılın her ayında küçük küçük parçalar halinde vermeyeceğiz. Bir ödeme ilkbaharda, bir ödeme de sonbaharda olacak. Böylece çiftçilerimiz yaza ve kışa hazırlıklı girecek. Mazotun yarısı bizden, yarısı sizden. Ayrıca, bu yıl sebze fidelerini de destek kapsamına aldık. Aldığınız fideler ve fidanların yüzde 40'ının parasını devlet ödeyecek. Edirne'ye damızlık düve üretim merkezi kuruluyor. En az 500 baş kapasiteli damızlık düve üretim merkezi kurulacak. Ahır yapımı, alet ve edevat alımına yüzde 50  bedelsiz destek verilecek. Gördüğünüz gibi hizmetler hız kesmeden devam ediyor. Enez'e ve İpsala'ya yeni hastaneler yapıyoruz. Üç yeni baraj daha yapıp bu ovaların sulama alanını genişletiyoruz. Edirne, Kırklareli, TEM otoyolu, Edirne, Karaağaç Malkara ayrımı, İpsala, Havza, Uzunköprü, Gelibolu yol çalışmaları devam ediyor."

Binali Yıldırım, Edirne'ye hızlı tren geleceğini ve Türkiye'yi Balkanlara hızlı trenle bağlayacaklarını ifade ederek, "Edirne'yi İstanbul'a hızlı trenle bağlayacağız inşallah. Hızlı trenle sadece İstanbul'a değil, Kars'a kadar gideceksiniz. Adım adım yapılıyor. Edirne, bizim Balkanlara açılan yüzümüzdür, kapımızdır. Gençlerimize, pehlivan adaylarımıza müjde. Edirne'ye bir bir spor lisesi yapmaya karar verdik, hayırlı uğurlu olsun. Tarihi Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı stadyumu da yeni baştan yapacağız. Yeter mi? Yetmez. Yeter ki siz isteyin. İpsala'ya, Keşan'a, Süloğlu'na, Havza'ya bu yıl doğal gaz geliyor, hayırlı uğurlu olsun." değerlendirmesini yaptı.

Edirne için bugüne kadar yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:

"İnşallah yeni dönemde çok daha fazlasını yapacağız. Unutmayalım, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Hakimiyet kayıtsız şartsız sizindir. Son söz de sizin, karar da sizin, bu ülke de hepimizin. Gelin 16 Nisan'da gücümüzü birleştirelim. Gelin, 16 Nisan'da daha güçlü bir Türkiye'yi birlikte inşa edelim. Gelin 16 Nisan'da daha mamur, daha gelişmiş bir Edirne'nin kapılarını aralayalım. Gelin Türkiye'yi layık olduğu ileri seviyelere birlikte taşıyalım. Gün bir olma, beraber olma, birlikte Türkiye olma günüdür. Edirne hazır mı? Demokrasiye taçlandırmaya var mısınız? Cumhuriyetin cumhurun olması için hazır mısınız? Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya hazır mısınız? Geleceğimiz için, gençlerimiz için, tek devlet için, tek bayrak için, tek vatan için kararımız evet."

Başbakan Yıldırım, Edirnelilerin ve tüm Türkiye'nin Regaip Kandilini tebrik ederek, konuşmasını tamamladı.

- Diğer konuşmalar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da mitingde, egemenliğin bundan sonra kayıtsız şartsız milletin olacağını dile getirdi.

Müezzinoğlu, "Sayın Başbakanım bugün Edirneliler sizi coşku ve heyecanla misafir ediyorlar. Ülkemizin geleceğine, egemenliğimize ve cumhurun bundan sonra söz sahibi olacağı, güçlü sisteme Edirne 'evet' diyor. 17 Nisan'dan sonra bu ülkede artık millet ne derse o olacak." ifadelerini kullandı.

 TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop ise değişimle istikrarlı, güçlü hükümetlerin sürekli bir hale geleceğine dikkat çekerek Türkiye'nin istikrarı için, vesayetin kalkması için "evet" diyeceklerini anlattı.

AK Parti Edirne Milletvekili Rafet Sezen de Türkiye'ye 17 Nisan'da yeni bir güneş doğacağını anlatarak mücadelelerinde sonuna kadar devam edeceklerini ifade etti.

AK Parti Edirne İl Başkanı İlyas Akmeşe, 16 Nisan'dan gümbür gümbür "evet" çıkarmaya hazır olduklarını söyledi.