ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik için Kudüs'ün kutsal bir mekan olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla buranın konumuyla, statüsüyle oynamak adeta pimi çekilmiş bir bomba şeklinde bir sonuç doğurur." dedi.

Yıldırım, Güney Kore dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD'nin Kudüs kararına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu şimdiye kadar İsrail-Filistin arasında yıllardan beri devam eden anlaşmazlığın, sorunun çözümünü tamamen sona erdirir. Bu biraz Kuzey Irak yönetiminin referandum ilan etme kararına benziyor. Bütün dünya karşısında, ona rağmen bu referandumu, bu gayrimeşru referandumu ilan ettiler ve sonunda da neler olduğunu hep beraber gördük. BM'nin defalarca alınan kararları var, Filistin için başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik, bu kararlar ortadayken... Burayla ilgili üç dinin de hassasiyeti var. İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik. Her üç semavi din için burası kutsal bir mekan. Dolayısıyla buranın konumuyla, statüsüyle oynamak adeta pimi çekilmiş bir bomba şeklinde bir sonuç doğurur. Neresinden bakarsak bakalım, vahim düşüncedir. Düşüncesi bile vahimdir. Hayata geçirmek demek Ortadoğu'yu, bölgeyi büyük bir felakete sürüklemek demektir."

- "Rüzgar eken fırtına biçer"

"Rüzgar eken fırtına biçer" sözünü hatırlatan Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda gerekli uyarıları yaptığına dikkati çekti.

Güney Kore Başbakanı Lee Nak-Yeon ile görüşmesinin ardından gerçekleştirilen basın toplantısında bu konuda kapsamlı değerlendirmeyi yaptığını dile getiren Yıldırım, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Aralık'ta üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını zirve toplantısı için davet ettiği belirtti.

Dünyada pek çok sorunun bulunduğunu ve öncelikle onların çözülmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Suriye var, Yemen var, Libya var, Irak var, Katar, diğer ülkeler arasında sorunlar var. Bütün bunlar ortadayken bir de daha büyük bir sorunu bölgenin gündemine getirmenin hiç akılla, izanla izahı yoktur." ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun A Haber ve Sabah grubuna yönelik sözlerine ilişkin soru üzerine Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun medya ile ilgili değerlendirmelerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Yani 'Fikir özgürlüğü, medyaya baskı, yazarlar şöyle oluyor, gazeteciler böyle oluyor' diye bir yandan büyük büyük laflar edeceksin, ondan sonra da kalkacaksın, bir basın yayın kuruluşuna ATV'ye, Sabah grubuna 'İpi boynunuza geçiririz' gibi tehditlerde bulunacaksın. Bu, Sayın Kılıçdaroğlu'nun gerçek anlamda demokrasiyi içselleştirmediğini, bir intikam duygusuyla yaşamakta olduğunu gösteriyor. İçerideki ruh halinin dışarıya yansımasından başka bir şey değildir.

Dolayısıyla milletimiz de 'Hangi Kılıçdaroğlu?' diye bir soru sorma hakkına böylece sahip oluyor. Yani, 'Tayyip Bey önceden şöyleydi, şimdi böyle mi?' diye laflar ediyor. Bu söylemiyle ben de diyorum ki 'Eski CHP böyle miydi?' Şimdiki CHP'ye bak, onun genel başkanına bak. Zerre kadar bir benzeşme, önceki CHP'den bir eser yok. Marjinal parti görünümüne düşmüş vaziyette. Bir gün bakıyorsunuz FETÖ'cülerle iş tutuyor, bir bakıyorsunuz bölücülerle iş tutuyor. Ne olacak bu CHP'nin hali? Bunca işimiz arasında bir de bununla uğraşmak durumundayız. Ama Kılıçdaroğlu 'Eski Tayyip Bey nerede, şimdiki Tayyip Bey nerde?' diyor; Tayyip Bey aynı yerde de Kılıçdaroğlu nerede onu Allah bilir."