AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, "Cumhuriyet Halk Partisi, adeta 'Cumhuriyete Hayır Partisi'ne dönmüş. Ama onların da umutları bitti, yavaş yavaş onlar da anladı ki bu gidiş, gidiş değil, bu yol, yol değil. Onlar da 16'sında 'evet' çıkacağını gördü ve sonucu gördükleri için gittikçe zıvanadan çıkıyorlar, hırçınlaşmaya başladılar, dillerinden dökülenleri kulakları duymuyor. Ne diyor Kılıçdaroğlu, efendim 15 Temmuz, aslında darbe değilmiş, kontrollü darbeymiş. Geç bunları geç. Sana mı düştü FETÖ'ye sahip çıkmak, bir diyet borcun mu var Kılıçdaroğlu, onu açıkla, diyet borcun mu var?" diye konuştu.

Anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin partisince Osmaniye Devlet Bahçeli Bulvarı'nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, bin yıllık kardeşliğin teminatı olan Osmaniye'nin Şanlıurfa, Adıyaman, Erzurum, Kilis, Kahramanmaraş, Bingöl ve Diyarbakır'dan gelenlerle kardeş, akraba olduğunu, birlikte Türkiye olduğunu vurguladı.

Yıldırım, Osmaniye'de vatan sevdası vardır. Osmaniye memleket aşığıdır. Osmaniyeli inançlı, imanlı, ülkü sahibidir. Türk siyaset hayatında varlığı, beyefendiliği, samimiyetiyle hemşehriniz Devlet Bahçeli var ki onunla ne kadar gurur duyarsanız yeridir." diye konuştu.

"Bundan böyle hükümet formülleri pazarlığına giremeyecek"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, baba yurdu Osmaniye'den selam gönderen Yıldırım, şöyle devam etti:

"MHP ve ülkücü hareketin mensupları yıllarca 'Devletin başına Devlet gelecek.' dedi. Devlet Bahçeli kendi neslini değil milletini düşündü. Milleti devletin başına getirecek cumhurbaşkanlığı sistemini getirmek için bizimle beraber oldu. Kendisine teşekkür ediyorum. Beraber çıktık biz bu yola, Sayın Bahçeli ile ülkücü, milliyetçi kardeşimizle. Hiçbir odak, hiçbir mihrak bundan böyle hükümet formülleri pazarlığına giremeyecek. Biz tarihimizde ne zaman milletin devleti olduksa o zaman medeniyetler kurduk. İnsanlığa yeni bir nefes aldırmak için Ankara merkezli Türk-İslam medeniyetinin Türkçe yorumunu 16 Nisan'da birlikte kurmaya var mısınız?"

Sistem değişikliğinin, aynı zamanda iki gün önce 20. vefat yıl dönümüyle anılan rahmetli Alpaslan Türkeş'in de hayali olduğunu, onun hayalini de gerçeğe dönüştürdüklerini belirten Yıldırım, "Size bir selam getirdim, üzerimde bir selam var; kurucu genel başkanımız, adam gibi adam, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını getirdim." diye konuştu.

Bunun üzerine alandaki vatandaşlar "Recep Tayyip Erdoğan" tezahüratı yaptı.

"O gece bir dik duran daha vardı"

15 Temmuz akşamında teröristlerin, FETÖ'cülerin, Türkiye'yi işgal etmek için saldırdıklarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin içine geldiğini hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Biz aynı zamanda o gece İstanbul'dan Ankara'ya giderken bu darbeyi bastırmak için gereken çalışmaları yaptık, Ankara'da halkımızla kucaklaştık. O gece bir dik duran daha vardı, o da Devlet Bahçeli idi. İlk günden itibaren bizi arayarak desteğini iletti, darbecilere darbe vurmamıza katkı sağladı. O gece hakkını yemeyelim, Kılıçdaroğlu da bizi aradı. 15 Temmuz gecesi bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi ama sonra ne olduysa çark etti. Şimdi kalkmış '15 Temmuz kontrollü bir darbedir.' diyor. Ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu? 249 şehidimiz, 2 bin gazimiz var. Sen nasıl onlara saygısızlık yaparsın? FETÖ alçaklarını korumak, kollamak sana mı düştü?" 

"Tek adam görmek istiyorsa Kılıçdaroğlu aynaya baksın"

Hayır" diyenlerin "Tek adam" eleştirisini hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu: 

"'Başınıza tek adam kadar taş düşsün' diyeceğim ama neyse demeyelim. Milletin seçtiği, milletin patron olduğu yerde tek adam olur mu? İşin sahibi millet, nasıl tek adam oluyor? Seçiyorsunuz, 5 yıl sonra eğer iyi çalışmışsa bir daha seçiyorsunuz, ikinciden sonra üçüncüsü yok. 'İki dönem yeter' diyorsunuz. Bu padişahlık mı? Nereden çıktı tek adam? Tek adam görmek istiyorsa Kılıçdaroğlu aynaya baksın. Yedi seçim geçirmiş, sekizincide diyor ki, 'hayır da çıkmasa yine ben yerimdeyim, bu seçim değil' diyor. Bu kadar da pişkinlik olmaz. Olur mu? Bu sistemden tek adam çıkmaz, diktatör çıkmaz, milletine hizmetkar çıkar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte evelallah Türkiye şaha kalkacak. Ekonomi büyüyecek."

"Sana mı düştü FETÖ'ye sahip çıkmak"

Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden gocunan Avrupa ülkelerinin de "hayır" oyundan yana olduğunu söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onlar da 'hayır' için çalışıyor, 'hayır' kampanyası yapıyorlar. İstiyorlar ki 'Türkiye dünyanın en büyük havalimanını yapamasın. Türkiye hızlı tren yapmasın, otoyollar yapmasın. Türkiye dünyaya örnek şehir hastaneleri yapmasın. Türkiye geri kalsın, bunlara muhtaç olsun'. Osmaniye buna izin verir mi? Vermezsiniz." 

Yıldırım, 16 Nisan'da "hayır" için uğraşanların gereken cevabı alacağını ifade ederek, "Cumhuriyet Halk Partisi, adeta 'cumhuriyete hayır partisi'ne dönmüş ama onların da umutları bitti, yavaş yavaş onlar da anladı ki bu gidiş gidiş değil, bu yol yol değil. Onlar da 16'sında 'evet' çıkacağını gördü ve sonucu gördükleri için gittikçe zıvanadan çıkıyorlar, hırçınlaşmaya başladılar, dillerinden dökülenleri kulakları duymuyor. Ne diyor Kılıçdaroğlu, 'Efendim 15 Temmuz aslında darbe değilmiş, kontrollü darbeymiş'. Geç bunları geç. Sana mı düştü FETÖ'ye sahip çıkmak, bir diyet borcun mu var Kılıçdaroğlu, onu açıkla diyet borcun mu var? Dengesini yitirdi, motor su kaynatıyor, şanzıman dağılmış vaziyette." şeklinde konuştu.

"Milliyetçiler, FETÖ gibi örgütün maşası olmaz"

Osmaniye'yi diğer şehirlerden ayıran bir özelliğinin bulunduğunu belirten Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Neden? Çünkü biz bu değişikliği Milliyetçi Hareket Partisi ile yaptık. Devlet Bahçeli'nin memleketi Osmaniye. Beni de hemşehriniz kabul ederseniz, başka şehirde bir çıkarsa Osmaniye'de iki 'evet' çıkacak, tamam mı? 

Osmaniye tek yürek halinde terör örgütlerine, düşmanlara, hadsizlere cevabını en güzel şekilde verecek mi? Osmaniye, milliyetçi maskesi takmış sahte milliyetçilerin de maskesini düşürecek mi? 

Osmaniye'nin evladı Devlet Bahçeli, 'Önce memleketim, milletim, sonra nefsim' dedi ve vatanı için düşündü ancak kendine milliyetçi diyen bir grup, vatanı bir kenara bırakıyor, kendi nefsini öne çıkarıyor. O kadar ki terör örgütlerinin söylediği şeyleri söylüyor. Onlar 'hayır' diyor, bunlar da 'hayır' diyor. Bu yakışır mı milliyetçilere? Milliyetçi, ülkücü kardeşlerim, alperen kardeşlerim asla terör örgütleriyle aynı safta olmaz. Bunu en iyi Osmaniye bilir. Milliyetçiler, FETÖ gibi örgütün maşası hiç olmaz. Osmaniye'nin ülkücüleri sahte 'milliyetçiyim' diyenlere pabuç bırakır mı?"