TBMM (AA) - MELTEM ÖZTÜRK- AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, anamuhalefet partisinin marjinal bir parti gibi sokaktan medet ummasının, Parlamento yerine sokağı tercih etmesinin tam bir akıl tutulması olduğunu ifade ederek, "Sokağa bu kadar meraklı olan CHP, 15 Temmuz'da neden 'sokaklara çıkın' diye çağrı yapmadı? Neden o zaman 'adalet' diye yürümedi?" diye sordu.

Turan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li milletvekillerinin başlattığı, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki yürüyüşüne ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Geçen yıl dokunulmazlık tartışması olduğunda, "Dokunulmazlıklar kalksın, yargılanmaktan korkmuyoruz." diyenin CHP olduğunu belirten Bülent Turan, yargı nazarında dokunulmazlığı kalkmış bir milletvekili ile sıradan vatandaşın herhangi bir farkının bulunmadığını anımsattı.

Turan, Türkiye'de daha önce yapılan sokak çağrılarının ne tür felaketlere yol açtığını herkesin acı bir şekilde tecrübe ettiğini dile getirerek, HDP'nin Kobani bahanesiyle yaptığı sokak çağrısıyla 52 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Bülent Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anamuhalefet partisinin marjinal bir parti gibi sokaktan medet umması, Parlamento yerine sokağı tercih etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Kaldı ki referandum döneminde 'Meclisi güçlendirelim, Meclisin yetkileri alınıyor' diye yaygara koparan CHP, bugün Meclisi güçlendireceği yerde sokağı güçlendirmek istiyor. 15 Temmuz'da Meclis'in, milletimizin üzerine bombalar yağdırıldı. Sokağa bu kadar meraklı olan CHP, 15 Temmuz'da neden 'sokaklara çıkın' diye çağrı yapmadı? Neden o zaman 'adalet' diye yürümedi?"

- "Samimi CHP'lilere de yazık"

AK Parti Grup Başkanvekili Turan, ekonominin ilk çeyrekte yüzde 5 büyüdüğü, doların düştüğü, borsanın rekor kırdığı bir dönemde kargaşa çıkarmak amacıyla böyle bir yürüyüşün yapılmasının manidar olduğunu belirtti.

Ekonomik büyümenin vatandaşa yansıdığı, vatandaşın mutlu olduğu bir zaman diliminde istikrarsızlığa yol açacak böyle bir girişimin milletin aleyhine olacağını ifade eden Turan, "Ajanlık yaptığı artık ifşa olan, yurt dışına kaçmış, küresel güçlerin piyonu olan gazeteci görünümlü birinin peşinden anamuhalefet partisi neden gider? Tutuklanan vekilin adını veren de bu gazeteci görünümlü ajan değil mi?" dedi.

Bülent Turan, "17-25 Aralık sonrası nasıl ki FETÖ'cü savcıların paçasına yapıştılarsa, bu kez de kaçak ajanın peşine düştüler. Bir parti kendini bu hale düşürmemelidir. Samimi CHP'lilere de yazık. Kaldı ki yerel mahkemenin verdiği karar henüz kesinleşmemiştir. Davanın daha istinaf ve Yargıtay aşaması vardır. Eğer verilen kararda eksik bir taraf varsa, temyiz yolunda yargı bunları düzeltir. Siyasetçilere düşen görev, yargının bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevini yapacağı bir zemin inşa etmektir. Demokratik siyasetin gereği budur. CHP de bunun gereği olarak kendine çekidüzen vermelidir." ifadelerini kullandı.