AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Genel Merkezi'nde, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "siyasi cinayetler" iddiasını gündeme getirdiğini ancak gerisini getiremediğini belirten Dağ, savcılıktan kendisine birkaç defa müzekkere yazılmasına rağmen konuyla ilgili hiçbir gereği yerine getirmediğini kaydetti. Dağ, "Bir genel başkanın bu ifadeleri söylerken, bunları dile getirirken çok daha dikkatli olması gerekir." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun daha sonra "bürokratları tehdit eder noktada bir girişimi"nin olduğunu ifade eden Dağ, bu konuda da Kılıçdaroğlu'nun süreç içinde ortaya konulan net tepkilerden sonra "geri adım atmak mecburiyetinde kaldığını" söyledi.

İktidar olarak 20 günlük süre zarfında Eskişehir ve Adana'da fabrika açılış ve temel atmalarını, Ankara'da Millet Bahçesi ve İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışlarını yaptıklarını hatırlatan Dağ, "Siz sosyal medyadan veya başkaca mecralardan kolay bir şekilde bazı ithamlarda, iftiralarda, dezenformasyonlarda bulunsanız da o büyük ve güçlü Türkiye inşasının heyecanının nasıl yaşadığını o AKM binasıyla beraber hep birlikte görmenizi tavsiye ederiz." görüşünü paylaştı.

Dağ, 10 büyükelçiye ilişkin yaşanan süreci anımsatarak, o süreçle ilgili de muhalefetin iyi bir sınav vermediğini belirtti. Dağ, "Büyükelçilerle ilgili iç işlerine müdahale noktasında olan bir süreci Cumhurbaşkanı'mız çok net bir şekilde tavır koyarken muhalefet ne yazık ki büyükelçiler nazarından, o ülkeler gözünden olaya bakarak bir değerlendirme noktasına gitti. Sonrasında yaşanan hadiselerden sonra bir özür duyduk mu? Duymadık." dedi.

CHP'nin tezkeredeki tavrı

Irak ve Suriye tezkeresine ilişkin süreci de değerlendiren Dağ, daha önce de benzer tezkerelerin verildiğini, bu tezkerelerde duruşa göre bütün siyasi partilerin nerede yer aldıklarının net bir şekilde görüldüğünü kaydetti.

Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önceki oylamalarda 'evet' diyen Cumhuriyet Halk Partisi bu oylamada 'hayır' diyerek kendisiyle çelişmiştir, çok açık bir şekilde kendisini inkar etmiştir. Bu bir ittifak değildir, bu iltihaktır. Bu CHP-HDP ittifakı değil, CHP'nin HDP'ye iltihakıdır. CHP, HDP'ye vagon olmuştur ve geçen haftaki bu 'hayır' oyuyla askıda CHP kampanyası başlamıştır, hayırlı olsun. CHP'yi kim nereye çekerse CHP oraya gitmeye hazırdır. HDP'nin Türkiye'nin her meselesinde gayrı milli bir duruş sergilediğini hepimiz biliyoruz. CHP bu gayrı milli duruşa payanda olmuştur, can suyu vermiştir. Bu olay Cumhuriyet Halk Partisinin tarihine kara bir leke olarak geçecektir."

Yıllar sonra bugünler hatırlandığında CHP'nin bu kararını açıklamakta zorlanacağını ifade eden Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhuriyet Halk Partisi kuruluş ilkelerine, özüne, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurucu kadrosuna karşı tam bir yabancılaşma içindedir. Kemal Kılıçdaroğlu idaresinde CHP büyük bir değişim, dönüşüm, başkalaşım yaşamaktadır. Eminiz ki Cumhuriyet Halk Partisine oy veren vatandaşlarımız bile bu yeni Cumhuriyet Halk Partisinden rahatsızdır. FETÖ gibi DHKP/C gibi eli kanlı terör örgütlerine sessiz, tepkisiz kalan CHP tezkeredeki tutumuyla şimdi de PKK'yı sevindirmiştir. CHP'nin siyaseti tam anlamıyla bir istismar siyasetidir. CHP bir yandan vatanını, milletini, devletini, bayrağını seven kesimlerin duygularını istismar etmekte öte yandan terör örgütlerini sevindirmektedir."

Kılıçdaroğlu'nun son tezkere için "Evet dersek Cumhuriyet'e ihanet etmiş oluruz." dediğini aktaran Dağ, "Ben buradan sormak istiyorum, bir önceki aynı muhtevaya sahip tezkereye 'evet' diyerek o gün CHP Cumhuriyet'e kendi ifadeleriyle ihanet mi etmiştir ya da Millet İttifakı'nın resmi diğer ortağı İYİ Parti 'evet' diyerek Cumhuriyet'e ihanet mi etmiştir? Bunların cevabını bekliyoruz. CHP seçmeni bu tutarsızlığı ve bu gelgit akılları, bu hezeyanı ne yazık ki hak etmiyor. CHP, HDP'yi sistem içine çekmiyor, HDP, CHP'yi marjinalliğe Türkiye'nin düşmanlarının çizgisine, terör yandaşlığına çekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Seçim tarihi

Dağ, erken seçim iddialarına ilişkin bir soru üzerine, "Erken seçim konusunda net ifadeler kullandık. Biz zaten yapacağımız işleri ve yapacağımız planlamayı 2023 Haziranı'na göre yapıyoruz. Onun için de hiçbir şekilde gündemde böyle bir durum söz konusu değildir." karşılığını verdi.

Ekonomi

Ekonomideki durumla ilgili soruyu yanıtlayan Dağ, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının ulusal ve küresel ekonomileri ciddi manada sarstığına işaret etti.

Hemen her ülkenin Kovid-19 sonrası süreçte yüksek enflasyon, işsizlik, üretim ve büyümede düşüşler ile tedarik zincirlerinde ciddi sorunlar yaşadığına dikkati çeken Dağ, bu küresel sorunun Türkiye'ye de yansımasının olduğunu belirtti.

AK Parti dönemlerinde daha önce de küresel ekonomik krizlerin yaşandığını hatırlatan Dağ, "Türkiye bu krizlerden hep olumlu yönde ayrışmasını bildi. Bugün de küresel ekonomik krize karşı Türkiye azami ölçüde tedbirlerini almış durumdadır." dedi.

Üretim ve ihracatta Türkiye'nin sürekli olarak yeni rekorlara imza attığını kaydeden Dağ, şöyle konuştu:

"Küresel sorunlardan kaynaklı kur ve enflasyon artışı karşısında dar gelirli ve ücretli kesimi ezdirmeyecek tedbirlerimizi peyderpey alıyoruz, almaya devam ediyoruz ve bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Şurası kesindir ki ekonomideki toparlanma geçmişte olduğu gibi yine hükümetimiz eliyle yine işini bilen, Türkiye'nin en iyi kadroları sayesinde olacaktır. Geçtiğimiz 18 yıl boyunca 'yaparsa AK Parti yapar' sloganını defalarca somut hale getirdik. Bugün de yarın da 'yaparsa AK Parti yapar' diyoruz. Küresel dalgalanmalara karşı yine inşallah Türkiye'yi düze çıkaracak olan AK Parti olacak, hükümetimiz olacaktır. Dar gelirli ve ücretli, enflasyon karşısında bugüne karşı ezdirilmemiştir bundan sonra da ezdirilmeyecektir."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun verdiği bir röportajda, "Öz geçmişle cumhurbaşkanı adayı belirlediklerini" söylediğini ifade eden Dağ, şunları kaydetti:

"Türkiye, Sayın Kılıçdaroğlu sayesinde öz geçmişle cumhurbaşkanı adayı belirleme komedisini de yaşamakta ve ülkemiz doya doya buna gülmektedir. Oldu olacak Cumhuriyet Halk Partisi gazetelere iş ilanı vererek, istedikleri kriterleri alt alta sıralayarak cumhurbaşkanı adayı arasın. Eğer talepte bulunurlarsa İŞKUR'un da CHP'ye uygun adaylar konusunda yardım edeceğine inanıyorum. İşte CHP'nin vizyonu da ufku da bu kadar. Öz geçmişle aday aramayı da CHP adına önemli bir ilerleme olarak görüyoruz. Geçmişte sadece rütbeler arasından seçim yapan CHP en azından biraz olsun sivilleşmiş öz geçmişler arasından aday aramaya başlamıştır. CHP'nin zihnindeki cumhurbaşkanı böylece bir kere daha ifşa olmuştur. CHP cumhurbaşkanı seçtirmek değil, cumhurbaşkanı atamak istemektedir."