Bilim Kurulu toplantısı sonrası düzenlenen basın açıklamasında konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Korona virüsün birinci dalgasının ikinci pikini yaşadığımızı söyleyebilirim” demişti. Bakan Koca, vaka artışına bağlı olarak ağır hasta sayısında da belli bir oranda artış olduğunu söylemişti. Son durumu değerlendiren Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, ağır hasta sayısının çok arttığını ancak durumun hala kontrol altında olduğunu, insanların tedbirleri elden bırakması ile bu sayıların daha da katlanabileceğini belirtti.

“Ağır hasta sayısının önümüzün sonbahar ve kış ayları olduğunu düşünürsek daha da artması muhtemeldir”
Son 1 aydır vakaların artış eğiliminde olduğunu belirten Doç. Dr. Kayıpmaz, “Bildiğiniz gibi son 1 aydır ağır vaka sayısında bir artış söz konusu. Neredeyse ağır hasta sayımız bine yaklaşmış vaziyette. Yani yeni tanı konan hasta sayısı iyileşen hasta sayısının önünde gidiyor. Sonrasında, kronik hastalıkları olan ya da 65 yaş üzerindeki bireylerin de enfekte olması ile birlikte sonuç olarak ağır hasta sayımızda bir artış görüyoruz. Ağır hasta sayısının, önümüzün son bahar ve kış ayları olduğunu düşünürsek daha da artması muhtemeldir. Çünkü sadece korona virüs değil diğer solunum yolu enfeksiyonları da bilindiği üzere bu mevsimlerde artış gösterir. Bunların da artması ve zatürrenin de diğer etkenlerinin ortaya çıkması ve artış göstermesi ile birlikte ağır vaka sayısında bir miktar artış olacağını öngörebiliyoruz. Bunun da önüne geçebilmemiz için en önemli etkenler de tedbirlerdir” şeklinde konuştu.

“Bu hasta gruplarımızda hastalığın daha ağır seyrettiğini görüyoruz”

Acil servisten yoğun bakıma geçişte bazı ek hastalıkların etkili olduğunu belirten Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz, “Özellikle acil serviste izlediğimiz durumu daha kritik hastalarımızda en sık gördüğümüz ek hastalıklar, yüksek tansiyon, diyabet yani şeker, kronik akciğer hastalığı, kalp damar hastalıkları, yine beyin damar hastalıkları, bunun yanı sıra obezite ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalığın daha ağır seyrettiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra kanser tedavisi görmekte olan hastalarımızı da bunların yanına ekleyebiliriz. Bu hasta gruplarımızda daha çok yoğun bakım ihtiyacı olduğunu ve hastalığın daha ağır seyrettiğini görüyoruz” diye konuştu.

“Aşı çalışmalarını son derece ümit vaat edici buluyoruz”

Aşı çalışmalarının hızlı ve ümit vaat edici bir şekilde ilerlediğini kaydeden Kayıpmaz, “Aşı çalışmalarını son derece ümit vaat edici buluyoruz. Özellikle böyle tüm dünyayı etkilemiş ciddi bir hastalıkta aşı çalışmaları da olmazsa olmazdı. Bu yönde gayet hızlı ilerlemelerin katedildiğini görüyoruz. Burada ABD ve Almanya ortaklığı ile geliştirilen bir aşının Faz-3 yani çok sayıda kişi üzerinde denenen aşamasının dünyanın birçok ülkesi ile aynı anda Türkiye'de de yürütüleceği bilgisini aldık. Bunlar da gerekli onaylamaları aldıktan sonra katılımcıları almaya başlayacaklar ve aşının Faz-3 çalışmaları ülkemizde de gerçekleştirilmiş olacak. Bunun yanı sıra yine Çin ve Rusya'dan ülkemizde Faz-3 çalışmalarını gerçekleştirmek üzere talepler var. Bunlarla ilgili de Sağlık Bakanlığının yetkili kurulları görüşme halinde, ona göre de belki ilerleyen günlerde diğer Faz-3 çalışmalarının da ülkemizde gerçekleşebileceğini öngörüyoruz. Bunun haricinde ülkemizdeki aşı çalışmalarında da belli bir aşamaya gelindiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.