Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER), Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh, hastalığın saatini geri alarak Parkinson hastalarının yaşama yeniden dönmelerine imkan sağlayan beyin pili tedavisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Zırh, beyin piliyle hastaları yeniden hayata bağlayabildiklerini belirterek “İlaç tedavisine yeterli yanıt vermeyen, şiddetli titreme nöbetleri geçiren veya katılık ile tutukluk nedeniyle hareket edemeyen Parkinson hastalarında beyin pili başarılı sonuçlar veriyor” dedi.

"Yeniden sosyal hayata dönüyorlar"
Dr. Zırh, yardımsız yaşayamayan, sosyal hayattan kopan bu hastalarda, yeniden bağımsız yaşayabilmeyi, sosyal hayatlarını yeniden kazanabilmeyi mümkün kılan beyin pili tedavisiyle ilgili sözlerine şöyle devam etti: "Bu noktada ameliyata uygun ve operasyondan yarar görecek doğru hasta seçimi ve ameliyat sırasında beyin pili elektrotlarının beyinde doğru yere konulması büyük önem taşıyor. Ameliyat sonrasında gerekli pil ayarlamalarının yapılmasının ardından hastalar eski sağlıklı günlerine yakın hallerine dönebiliyor".

"İlaç tedavisi yetmeyebilir"
Dr. Zırh, daha önceden ilaç tedavisine iyi cevap veren hastalarda artık yeterli fayda görülemediğinde ameliyat seçeneğinin gündeme geldiğine işaret ederek, “Kabaca yüzde 10-15 hasta, uzun dönemde cerrahiye aday hale geliyor. Bunlara ilave olarak özellikle titremenin ön planda olduğu hastaların bir kısmı daha baştan ilaç tedavisine yeterli cevap veremiyorlar. Bu gibi başta ilaç tedavisinden yarar göremeyen hastalar da cerrahi tedaviye uygun aday iseler daha erken dönemde ameliyat edilebiliyor. Erken yaşta hastalık bulguları başlamış ve yüksek doz ilaç tedavisi almak zorunda olan hastalar bu tedaviye aday hastalar olarak değerlendiriliyor” diye konuştu.

"Ameliyatta hastayla karşılıklı yardımlaşma"
Hastalara takılan pil cihazının tıpkı kalp pili gibi cilt altına yerleştirildiğini ifade eden Dr. Zırh, "Beynin içinde tespit edilen sorunlu bölgelere iki adet elektrot yerleştiriyoruz. Göğüste cilt altına kalp pili gibi bir pil yerleştiriliyor ve cilt altından geçirilen uzatma bağlantılarıyla elektrotlar pile bağlanıyor. Daha sonra bilgisayar aracılığıyla hastaya iyi gelecek frekansları ve uyarı parametrelerini ayarlıyoruz. Medikal tedaviye yeterli cevap vermeyen, hareket bozukluğu olan bin 350'den fazla hastayı ameliyat ederek yaşam kalitelerine önemli ölçüde katkı sağladık. Bu hastaların 850'den fazlasına da beyin pili taktık. Ameliyatın büyük bir kısmında hasta uyanık ve bizimle konuşuyor, sohbet ediyoruz. Kimi zaman torunlarından bahsediyor, kimi zaman maç sohbetleri yapıyorlar. Ameliyatta hastayı uyanık tutmamızın amacı hastalıktan sorumlu hücreleri ve etrafındaki anatomik oluşumların yerini bulmak. Bunun için de ameliyatı, hastayı uyanık tutarak yapıyoruz. Bu sayede hastanın tepkilerini ölçerek sorunlu bölgeye ulaşmamız daha kolay oluyor" diye konuştu.

"Başarının sırrı, 'mikroelektrot kayıt ve stimülasyon tekniği"
Dr. Zırh, beyin pili ameliyatında kullanılan teknik ile ilgili ise şu değerlendirmede bulundu: "Beynin içinde 2-3 milimetre çapındaki bir anatomik oluşumu bulup oraya müdahale ediyoruz. Sonuçların son derece yüz güldürücü ve risklerin bu kadar az olmasını sağlayan, yani ‘doğru yere doğru müdahale edilmesini sağlayan' en güvenli yöntem ise ‘Mikroelektrot Kayıt ve Stimülasyon Tekniği'dir. Bu teknik sayesinde beyindeki hastalıktan sorumlu hücreleri tek tek dinleyebiliyor ve doğru yerlerini saptayabiliyoruz. Bu teknoloji bizi amacımıza ulaştırıyor ve bu teknik sayesinde beynin fizyolojik haritasını çıkarıyoruz. 80 mikrondan daha az hata payı ile tespit ettiğimiz hastalıklı bölgeye beyin pili elektrotlarını yerleştiriyoruz".

"Yüzmek serbest ama araba kullanmak önerilmiyor"
Beyin pili ameliyatından sonra hastaların günlük yaşamlarına da değinen Dr. Zırh, "Pil takılan hastaların günlük yaşantılarında hiçbir değişiklik olmuyor. Hastalar çok sert olmayan, kafa travmasına neden olmayacak her türlü sportif faaliyeti sürdürebilir, tenis oynayabilir, bisiklete binebilir ve yüzebilir; fakat araba kullanmalarını önermiyoruz. Bunun dışında eski zamanlarda hastalara MR çekilmesini istemiyorduk. Ancak günümüz teknolojisi uygun ayarlarla, bilgi ve donanımı olan merkezlerde bu hastalara her türlü MR görüntülemesinin yapılabilmesini sağlamaktadır" açıklamalarında bulundu.