Yoldar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuduzun dünyada bütün memelilerde görülebilen viral bir zoonoz hastalık olduğunu söyledi.

Kuduzun dünyadaki en ölümcül viral hastalık olduğunu belirten Yoldar, "Virüs, beyne ulaştığında, tedavi edilemez viral beyin iltihabı meydana getiriyor. Bu oluştuğu zaman artık semptomların geri dönüşü mümkün olmuyor ve hastalık ölümle sonuçlanıyor. Dolayısıyla bizim amacımız, bu hastalıkta virüsün beyne ulaşmasını engellemek." diye konuştu.

Virüsün beyne ulaşmasının antikorlar vasıtasıyla engellenebileceğini anlatan Yoldar, şöyle devam etti:

"Bunu da tabii ki aşılar aracılığıyla yapabiliriz. Virüsün beyne ulaşmasında ısırma noktası çok önemli. Birçok viral enfeksiyon aslında kan yoluyla gitmek istediği organa giderken kuduz, beyne periferik sinir yoluyla gitmektedir. Yani kuduz çevresel sinir sistemi yoluyla beyne ulaşır. Buradaki avantaj eğer kişi beyne uzak, ayak gibi bir bölgeden ısırılmışsa yol daha uzundur ve bu hastalıktan kurtulmak için avantaj sağlar. Fakat kol, yüz gibi daha yakın bölgeden ısırılmışsa durum daha risklidir. Burada yapılması gereken, kişi ısırıldıysa ilk önce yaranın sabunlu suyla yıkanmasıdır. Bu hayat kurtarabilir, çok önemli bir bilgidir. Bu sayede virüs kas fibrillerinde çoğalamayacak ve sinir hücrelerine, yani motor nöronlara giremeyecektir. Dolayısıyla sinirden sinire yayılımın önüne geçilerek, virüsün beyne geçişi önlenecektir. Tabii ki vakit kaybedilmeden hastaneye gidilmeli ve aşı olunmalıdır. Sabunla yıkamak sadece bir önlemdir."

"Kuduz vakalarının yüzde 99'u köpek kaynaklı"

Doç. Dr. Yoldar, kuduzun aşıyla önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek, kuduz bir hayvan tarafından ısırılan kişiye, eğer daha önce hiç aşısı yoksa 4 doz aşı uygulandığını, bunun yanında kuduza karşı geliştirilmiş antikorların verildiğini ifade etti.

Bu antikorların özellikle yara bölgesine enjekte edildiğini ve virüsün bloklanmasının böylelikle daha kolay olduğunu aktaran Yoldar, "Kişi aşılandığı için kendi antikorlarını üretmeye başlar ve virüs hastalık oluşturmadan kişiyi kurtarmak mümkün olur. Hastanın daha önce aşısı varsa bunların sadece 2 doz aşılanması yeterli olacaktır." dedi.

Kuduz hastalığının dünyada yılda yaklaşık 59 bin insanın ölümüne yol açtığına işaret eden Yoldar, şöyle konuştu:

"Kuduz vakalarının yüzde 99'u köpek kaynaklı. Dolayısıyla köpekler aşılanırsa kuduz enfeksiyonunu bitirme ihtimali ön görülüyor. En azından köpek kaynaklı bir kuduz enfeksiyonu görülmemesi için Dünya Sağlık Örgütünün yürüttüğü mücadele programı var. 2030'a kadar Dünya Sağlık Örgütü 'tek sağlık sıfır ölüm' mücadelesi yürütüyor. Hedef 2030'a kadar köpek kaynaklı kuduzun sıfıra indirilmesi."

Yoldar, Türkiye'de kuduz vakalarında hafif artış olduğuna dikkati çekerek, "Bu artışın nedeninin tilkiler olabileceği düşünülmekte. Tilkiler, köpek ve sığırlar çoğunlukta olmak üzere koyun, keçi, at eşek gibi hayvanları ısırıyor. Tilkilerin ve köpeklerin kavgası sırasında virüs bulaşıyor. O enfekte hayvanlar da insanlarla temas ettiği zaman insanlarda yayılım gösteriyor. Önemli olan vahşi doğayı da aşılamak. Onlarda aşılama, yemlerin içine ilaç konularak yapılıyor." dedi.

"Kuduz asla riske edemeyeceğimiz bir hastalık"

Yoldar, hayvan sahibinin, beslediği hayvanı kayıt altına almakla ve kuduz aşısı yaptırmakla yükümlü olduğunu vurguladı.

Hayvanı kaybolan kişinin, bunu ilgili yerlere bildirmekle yükümlü olduğuna da işaret eden Yoldar, şunları kaydetti:

"Hayvan sahipleri, eğer kendi hayvanları ısırıldıysa ya da kendi hayvanları bir başka hayvanı veya insanı ısırdıysa hiç zaman kaybetmeden bunu, Tarım ve Orman Bakanlığının il ve ilçe müdürlükleri ve sağlık kuruluşuna bildirmekle yükümlüler. Kuduz asla riske edemeyeceğimiz bir hastalık. Sadece ısırılma ve tırmalama yoluyla değil aynı zamanda açık bir yaradan bir hayvanın salyasının girmesi durumunda da önlem alınmalı. Çünkü hastalık bu yolla da bulaşabilir."