Oslo'da AKP-PKK pazarlık masasına oturduğunda PKK'lı teröristlere ne diyordu bunlar:  "Rahatsız olduğunuz vali, komutan, kaymakam varsa bize bildirin, değiştirelim"

AKP-PKK pazarlıklarını önce inkâr ediyorlardı. "PKK ile görüşen, pazarlık yapan alçak, namussuz, şerefsiz" diye yeri göğü inletiyorlardı. Sonra ortaya görüşmeye dair ses kayıtları çıktı ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan inkârını bırakarak  "Hakan Fidan'ı İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim." itirafında bulunmuştu.

AKP'yi temsilen masada oturanlar, öyle dehşet ifadelerde bulunuyordu ki, masada oturan PKK'lıları AKP'lilerden, AKP'lileri PKK'lılardan ayırmak zordu. AKP resmen Türk devletini PKK'nın hizmetine sunmak için tekliflerde bulunuyordu.

Oslo'da "Rahatsız olduğunuz vali, komutan, kaymakam varsa bize bildirin, değiştirelim" diye PKK'ya teklif götürenler, PKK'ya bu teklifleri yapanlar şimdi başkaları gibi davranmaktadır.

Cumhurbaşkanı görünümlü Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz gün televizyon ekranlarından "Çözüm sürecine ihanet ederek değerlendirildi. Çözüm süreci bunlar silah stoklama süreci olarak değerlendirdi. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Şimdi Valilikler vasıtasıyla sokağa çıkma yasağı ilan ederken evlerde kimler var. Bunu görecek." diyor.

Başbakan görünümlü Ahmet Davutoğlu ise daha önce "2013 Mayısı'nda Türkiye'den geri çekilmesine karar verilen unsurlar, aksine son 2 yıl içinde Türkiye'de kendi yıkıcı ve yıpratıcı saldırılarını artırabilmek için ciddi bir yığınak yapma teşebbüsüne yöneldiler" itirafında bulunmuştu.

Sizin gibi Cumhurbaşkanı, sizin gibi Başbakan varken PKK niye silah bıraksın, niye hedeflerinden vazgeçsin ki?

PKK kurulduğu günden bu yana sizin kadar PKK'ya taviz veren başka bir Cumhurbaşkanı, Başbakan görmüş müdür?

Siz çözüm süreci masalları anlatırken, PKK elbette silah depoluyor ve yeni militanlar kazanıyordu. MHP Lideri Devlet Bahçeli sizi sürekli "yanlış yoldasınız" diye uyarmadı mı? Her uyarı ve tespitinde haklı çıkmadı mı?

Ama siz PKK'ya yol açmaya, onlarla her fırsatta pazarlık masasına oturmaya devam ettiniz.

Oslo'da Türk devletini PKK'ya teslim etmeye karar vermiştiniz ve bugün sayenizde PKK çok rahat terör eylemi yapıyor ve canlarımızı şehit etmeye devam ediyor.

PKK silah depolarken siz ne yapıyordunuz? Elbette vatanseverlere saldırıyordunuz! 

"Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık" diye kendinizden geçiyordunuz.

Bir taraftan İmralı'da teröristbaşı Öcalan ile pazarlık yaparken, diğer taraftan bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisini "terörist" diye cezaevine tıkıyordunuz.

TSK'nın, Emniyetin, İstihbaratın velhasıl terörle mücadele edecek her kurumun düzenini bozdunuz. Terör örgütleri hakkında istihbarat toplayıp, önlem alacağınız yerde "muhalefet partilerine nasıl operasyon yaparız" diye kendi aranızda bunların kararını alıp, uyguladınız. Şimdi terör örgütü PKK yollara tonlarca bomba yerleştiriyor ruhunuz duymuyor. Duymaz elbette, çünkü böyle bir anlayışınız olmadığı gibi, önleyecek devlet sistemini de bozdunuz.

"Yeni Türkiye" dediğiniz alçak manzara işte bu…

"PKK silah depoladı" diye itiraf sırasına geçenler, Cumhurbaşkanı seçimlerinden önce Barzani'ye, geçtiğimiz Cumhuriyet yıldönümünde Türkiye üzerinden açtığınız koridorla Kobani'deki PKK'lı teröristlere silah gönderen siz değil misiniz?

Türk milletini kandırmaktan, aldatmaktan usanmadınız mı?

Ey Türk milleti, sende bunlar tarafından aldatılmaktan, kandırılmaktan bıkmadın mı?

"Kürdistan'a selam olsun" diyenler Türkiye'yi yönetiyor… Uyan artık uyan…

Yıldıray Çiçek / Ortadoğu