"Siyasi partiler Anayasa ve kanunlardan kaynaklanan haklarını kullanmalıdırlar. MHP'de 200'ü aşkın il ve ilçede imza toplanmış ve genel merkezimize gönderilmiştir. MHP, konuyu incelemekte ve çok yönlü ele almaktadır.

Bu hakkın kullanılması doğrudur, ancak her partinin geleneğine uygun siyasi anlayışı ile uzlaşma içinde ne partiyi ne şahsiyetleri tahrip edecek davranışlara yaklaşmadan demokrasi örneği verilmelidir. Ancak basın yoluyla veya muhtelif fısıltıyla MHP'yi tasfiye etmeye yönelik çabalara yönelik yanlışlıklar olmuştur.

17 il başkanımız bunu yapmışlardı. Teşkilatlarımız kapatılmış değildir. İl başkanları aynı zamanda delegedir. 12'nci Sulh Ceza Mahkemesine partimize dava açmışlardır. Bir partinin il başkanısınız, orada ortaya konulan gerekçelerin sorumluluğunu taşıyacaksınız. Sonra da bu sorumluluktan sarfı nazar edip MHP'yi şikâyet edeceksiniz. Bunu kabul etmek mümkün değildir. 17 il başkanı görevden alınmış ve yerlerine yenileri atanmıştır. Bunların beyanları ayrıca incelenecek ve disiplin yoluyla da gereği yapılacaktır. Kimse Türkiye'nin bu hassas döneminde milli direncin son söz sahibi olan MHP'yi başka bir kanala sürüklenmek gibi bir hataya düşmemelidir. Bu hata tespit edilirse hiç kimse affedilmeyecektir."

MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP'de gerçekleşen bazı il ve ilçe başkan değişikliği noktasında çok açıklayıcı ve son noktayı koyan açıklamayı bu şekilde yaptı.

Özellikle MHP Genel Merkezini mahkemeye veren il başkanları, bir meçhul yolculuk uğruna ülkücü ahlak ve adaba uymayan bir davranış içine girmişlerdir. "Ben Ülkücü değilim" diyen bir hanımın peşinden gidecek kadarda şuurlarını kaybetmişlerdir. Sanki o makamlara kendileri mahkeme kararıyla geldiler. Sanki kendileri o makamlara kayyum tarafından atandı... Görevden alınan Tokat, Çorum, Aksaray il başkanları sizde zamanında atama ile o koltuklara oturmamışıydınız? MHP'yi mahkemeye veren imzayı atarken hiç mi utanmadınız, hiç mi yüzünüz kızarmadı?

MHP ve Ülkü Ocakları çizgisini hiç bozmamış birinin peşinden gitseniz onu da dert etmeyeceğiz... Ama haliniz nereden tutarsak tutalım elimizde kalıyor. Hele "7 Haziran'da milletvekili oldum, 1 Kasım'da olamadım" düşüncesiyle omurgasını kaybedenler ise gerçekten acınacak bir haldedir.

17 İl başkanı görevden alınıp, yerlerine yeni il başkanı atanınca hepsi mazlumları oynuyor. Hala "Teşkilatların kapısına kilit vuruldu" propagandasını yapıyorlar. Hangi il ve ilçe başkanlığının kapısına kilit vuruldu? Yeni atanan il ve ilçe başkanları parti binalarında "Hayırlı olsun" kabulleri yaparken, bu propagandayı yapmaya utanmıyor musunuz? Gerçi utanmaları olsa şimdi MHP'yi mahkemeye vermelerini konuşuyor olmazdık...

Bugüne kadar yaptığınız hizmetler adına "Allah razı olsun" deriz de, utanmanız gereken konuları da hatırlatırız. "Ülkücü değilim" ifadesi ağzından çıkmış birinin peşinden sürüklendiğimiz maceraya karşı hem uyarıcı oluruz, hem de buna karşı mücadele ederiz.

MHP Ülkücülerin partisidir. MHP ideolojisi olmayan, davası olmayan, dününe 40 parti sığdıranların, devşirme zihniyetlerin partisi asla değildir.

MHP'nin eksiği, yanlışı varsa bunu düzeltecek olanda her zaman dediğim gibi bu hareketin öz evlatlarıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli görevinin başında iken başka birini "Genel Başkanım" diye karşılamak düşünce namussuzluğudur.

MHP Lideri Devlet Bahçeli görevinin başında iken, onun fotoğrafı altında "Onunla olmuyor, değişim şart" demek demokrasi değil edepsizliktir.
Bir zamanlar PKK'nın partisi HDP'nin barajı geçmesi için canını dişine takan Ahmet Hakan gibilerini "Değişim" isteğinizin Goebbels'i yapıp MHP'yi maceralara sürüklemenize asla müsaade etmeyeceğiz.

Çünkü Ülkücü Hareketin her anında emeği, fedakârlığı, mücadelesi olan Lider Devlet Bahçeli'yi davası, ideolojisi olmayanların kumpasları karşısında gözümüz gibi koruyacağız...
O ilke ve ülkü adamı da, siz kimin adamısınız?