MHP'nin seçim beyannamesinin açıklanması ile birlikte, bir defa daha gördük ki, Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün mesele, milli, kararlı, dürüst, iş bilen, Türk milletinin önceliklerini, Türkiye'ni şartlarını esas alan bir partinin işbaşına gelmesidir. Aksi halde, 13 yıldır olduğu gibi kaynaklar, imkanlar heder edilmekle kalmıyor, ülkenin varlığı ve birliği de çok ciddi bir tehlike altına giriyor.

ONLAR YAPIYOR!

Beyannamenin ayrıntılarına geçmeden önce, Arena spor salonunu dolduran binlerce ülkücünün coşkusunu ve nelere öncelik verdiğini değerlendirelim. Türkiye'nin her yerinden gelmiş olan Türk milliyetçileri, 7 Haziran'ın bir dönüm noktası olacağını biliyorlar. Son derece ümitli ve coşkulu bir şekilde liderlerini dinledi, bütün Türkiye gibi heyecanla MHP iktidarı döneminde yapılacakları öğrendiler. Özellikle AKP karanlığını ortaya koyan değerlendirmeler büyük karşılık buldu. Sayın Bahçeli'nin, AKP reklamlarının altının nasıl boş olduğunu ortaya koyan, "Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor, onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardır: Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz, onlar yapıyorlar. Biz rezillikleri konuşuyoruz, onlar tatbik ediyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz, onlar uyguluyorlar." Sözleri büyük alkış aldı.

MİLLİYETÇİLİK

Seçimler yaklaştıkça, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere, AKP adına konuşanların milliyetçilik görüntüsü vermeye çabalamalarını ibretle izliyoruz. Sayın Bahçeli'de bu duruma özellikle dikkat çekti ve sorduğu şu sorular ve milliyetçilik değerlendirmesi salondan büyük karşılık gördü:

"Sayın Davutoğlu, şayet Orhun Anıtları'nın yolunu yaptırmak seni ve saraydaki efendini milliyetçi yapıyorsa, Van Akdamar Adası'nda Ermeni Kilise'sini baştan ayağa imar etmek acaba sizi ne yapacaktır? Yol yapmak sizin milliyetçi olmanıza yetiyorsa, Yahudi Cesaret Madalyası almak, Papa heykelleri altında imza atmak, papaz elbisesi giyip poz vermek size hangi sıfat ve unvanı kazandıracaktır? Yol yapmakla milliyetçi oluyor idiyseniz, 1 trilyon 370 milyar liraya kaçak ve karanlık saray diktiğinizde bu millet size ne diyecek, nasıl seslenecektir? Aklınca bize milliyetçilik öğretmeye kalkışan Davutoğlu, düne kadar milliyetçilikle hesaplaşma vakti geldi diyen çelişki abidesidir. Davutoğlu'nun ne dediği, neyi savunduğu, nerede durduğu, kim olduğu muammadır. Davutoğlu'na sesleniyorum, saraydakine de duyurmasını özellikle tavsiye ediyorum: Adam olmayandan milliyetçi olmaz. HDP-PKK'yla sahnede itişip atışan, kuytularda el ele, gönül gönüle 7 Haziran sonrası koalisyon planları yapandan milliyetçi olmaz. Beyannamesinde Türk ifadesini tek bir yerde dahi kullanmayan, 2023 sözleşmesini PKK'yla, küresel cinayet şebekesiyle ve haçlı organizasyonuyla yapandan milliyetçi olmaz. Türküm diyemeyenden milliyetçi olmaz."

TÜRKİYE'NİN HALİ

Tedaviyi doğru yapabilmek için teşhisi doğru koymak gerekiyor. MHP iktidarı nasıl bir Türkiye devralacak? Bu sorunun cevabını sayın Bahçeli şu değerlendirmeyle ortaya koydu: "13 yıldır tek başına iktidar olan AKP, milletten aldığı desteği adalet, huzur ve refah için kullanmak yerine gerilim, cepheleşme ve çatışma ekseninde heba etmiştir. Milli iradeyi yolsuzluk, adaletsizlik ve bölücülük için kılıf yapmıştır. Bugünkü Türkiye tablosu, tam bir yıkım ve hezimet tablosudur. Türk ekonomisinin çok ciddi yapısal sorunları bulunmaktadır. Tasarruflar dibe vurmuş, borçlar tavan yapmıştır. Yatırımlar azalmış, büyüme daralmıştır. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı gerilemiş, sanayi üretimi ve ihracatı dışa bağımlı hale gelmiştir. Sanayimiz, üreticimiz zor durumdadır. Ülkemizde büyük bir manevi buhran yaşanmaktadır.

TOPLUMSAL ÇÜRÜME

Toplumsal şiddet tırmanmış, asayişsizlik artmıştır. İntiharlar, hırsızlık, gasp, kasten adam öldürme, çocuk istismarı ve kadına şiddet suçları katlanmıştır. Boşanmalar artmakta, yuvalar dağılmaktadır. Alkol tüketimi ve uyuşturucu bağımlılığı 11 yaşına kadar inmiştir. AKP döneminde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayyuka çıkmıştır. Yolsuzluğu ve kanunsuzluğu kendilerine bir nevi hak ve imtiyaz olarak gören sakat bir anlayış oluşmuştur. Ülkemizde hırsızlar, kaçakçılar, rüşvetçiler, kasacılar, kutucular, havuzcular, vurguncular cirit atmaktadır. AKP ile iç içe olan ihale lobileri, rant lobileri, faiz lobileri milletin kaynaklarını hamutuyla götürmüştür. Milli ve manevi değerlerimiz tahrip edilmiştir. Eğitimin milliliği kaybolmuştur.

TERÖR VE ASAYİŞ

Adaletsizlik zirve yapmıştır. Terör azmış, bölücülük cesaret bulmuştur. Türkiye uluslararası camiada itibarsızlaşmıştır. Bölücülük, hiç olmadığı kadar ivme ve güç kazanmıştır. Ardı arkası gelmeyen tavizlerle bölücülük sorunu derinleşmiştir. Sözde demokratik söylemlerle kılıflandırılan bölücü talepler kabul ve karşılık görmüştür. Bölücü terörle yürütülen müzakere süreci, ne PKK'nın dağdan inmesine ve silah bırakmasına; ne de birlikte yaşama iradesinin güçlenmesine yol açmıştır. Sadece taviz ve teslimiyet döngüsünde ilerleyen bir hükümet icraatı ile birliğimiz zedelenmiş ve Türkiye zayıflatılmıştır. Yol kesme, yakma, yıkma, adam kaçırma, bombalama ve katliamlar sürmektedir. PKK terörü Türkiye'nin bekasını, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini, huzur ve refahını tehdit etmeye devam etmektedir. AKP'nin açılım ve sözde çözüm politikası iflas etmiştir.

BÖYLE GİTMEZ

Tablo budur. Türkiye'nin AKP'ye daha fazla tahammül edemeyeceği muhakkaktır. Türk milletinin bu musibete daha fazla dayanamayacağı açıktır. Artık 13 yıllık kayıp, yenilgi ve israf dolu yıllara son vermek, yanlışa dur demek lazımdır. Bunun yolu MHP'nin iktidarından geçmektedir. Nitekim, MHP seçim beyannamesini, "onarım" ve "huzur" başlıkları altında toplamış ve bunun için yapılması planlananları sıralamıştır. Bütün Türkiye, hatta bütün dünya gördü ki, son derece detaylı, gerçekçi ve ülke şartlarına uygun bir program hazırlanmış ve Türk milletine sunulmuştur. Ülkenin bugünkü halini ortaya koyduktan sonra, MHP iktidarı döneminde yapılacakların ayrıntılarını bir sonraki yazımıza bırakalım.

Orhan Karataş/Ortadoğu