Türkiye karanlığın yoğun olduğu bir dönemde.

Ancak binlerce yıllık tarih serüveninde yılgınlık nedir bilmeyen, üzerine atılan toprağı atmasını bilen necip Türk Milleti, güneş misali yeniden doğmak için günleri saymaya başlamıştır.

Aldanmışlık, yanılmışlık etrafımızı sarsa da, bükülmez bileklerimiz, eğilmez başlarımız, gem vurulamayan hürriyet aşkımız ve tertemiz imanımız yönümüzü yeniden tayin etmek için bize ilham olmaktadır.

Demokrasi kültürümüz var olduğu günden bu yana geçen zaman içerisinde devletimiz ilk kez böylesine sinsi ve içten başlatılmış bir kuşatmanın etkisinde kalsa da, Bizans'ın surlarını aşmasını bilen Fatih misali bu kuşatmayı aşacağımızdan da şüphemiz yoktur.

92 yıllık cumhuriyet tarihimizde geldiğimiz noktada tüm değerlerimize karşı ağır bir saldırı başlatılmışken, aziz milletimiz suni ve sanal mevzularla ayrıştırılmaya çalışılırken, karşımızda duran çıkış yolu bize öze dönüşü ve devletle milleti yeniden buluşturmayı mecbur hale getiriyor.

13 yıldır Türkiye'yi tek başına yöneten AKP iktidarının ülkeyi getirdiği noktada milli itibar kalmamış, kamu düzeni bozulmuş, toplumsal yapı tahrip edilmiş, sosyal bunalım patlama yapmış, açlık ve sefaletin boyutu git gide artmıştır.

Bu durumda şuur sahibi olması gereken iktidar, Oğuz töresinin esası olan "milleti koruma ve doyurma" sorumluluğunu kötüye kullanmış, kendi menfaatini milletinkine tercih etmiş ve böylelikle düzenin bozulmasına sebep olmuştur.

Ülkeyi yönetenler servetlerine servet katarken, millet gün geçtikçe fakirleşmiştir.

Milletten alınan, saltanat sevdası güdenlerin saraylarına harcanmış, milletin hakkı olan, ülkeyi yönetmek için yetki alanların ve mahdumlarının evlerinden, yatak odalarından, ayakkabı kutularından fışkırmıştır.

* * *

Tarih boyunca Türk'ün ayak bastığı her toprak parçasında görülen adalet, günümüzde bozguna uğratılmış, hukuk haklının ve mazlumun değil üstünün ve zenginin olan bir hale getirilmiştir.

Milletçe yaşadığımız ayrışma öyle bir safhaya ulaşmıştır ki, fertlerin bir birlerine olan tahammül derecesi ortada kalmamış, cinayet vakaları ve intiharlar günden güne artarken, ayrışmanın inanç temeline kadar uzandırılması neredeyse Müslüman Türk Milleti'nin camilerine kadar ulaşmıştır.

Cemiyetin çıkarları yok kabul edilmiş, böylelikle ferdiyet esasına dayalı bir sistem yaratma çabası hız kazanmıştır.

Vatan için can veren ve kan döken kahramanlar ile, vatana kurşun atan, millete saldıran hainler neredeyse yer değiştirilmiş, ülkeyi idare edenler tarafından hatta hainler kahramanlara tercih edilmiştir.

Milletin feryadına aldırış etmeyenler, millete kurşun sıkan canilerin fikirlerini benimsemiş, millete giden yolları unutanlar İmralı ve Kandil'in yollarını ezberlemiştir.

Bunlar kadar vahim olanı ise biçere kalmış mazlumlar Doğu Türkistan'dan, Kırım'dan, Musul, Kerkük, Tuzhurmatu'dan, Halep ve Rakka'dan, Gazze'den, Filistin'den, Batı Trakya'dan, Libya ve Yemen'den feryat edip Anadolu'dan aman dilerken, dertlerine derman olunamamıştır.

Anadolu mahzun olduğu vakit, tüm Türk İslam aleminin de mahzun kalacağı bir kez daha anlaşılmıştır.

İşte böylesi bir dönemde Türk İslam aleminin kurutuluşu yine bu topraklardan doğacak güneşi, bayrağını dalgalandıracak rüzgarın esmesini beklemektedir.

* * *

MHP bu inançla ve azimle milletin üzerine doğacak güneş, bayrağını dalgalandıracak rüzgar olmak için yarın Ankara'dan sadece Türkiye'ye değil, tüm mazlum milletlerin coğrafyasına haykırmak için seslenecek.

Okunan ezanların sedasındaki kederi ortadan kaldırmak, göz yaşı ile ıslanmış tüm Türk İslam coğrafyasını sevgi ve vahdet ile güldürmek için haykıracak.

11. Kurultayını gerçekleştirecek olan MHP için tek başına iktidar olma hedefi herkes nazarınca kararlılıkla ve mutlak inançla taşınan bir düşünce halinde.

Devlet Bahçeli'nin, Türk Milleti'nin son ümidi olduğu gerçeği, MHP'nin azim ve kararlığını, iktidar yürüyüşünde daha da artırıyor.

Tertemiz kişiliği, bilge duruşu, vizyonundaki eşsizliği, Türk Milleti'nden başka bir sevdasının olmayışı MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Başbakanlığı için herkesi aynı hedefte buluşturuyor.

Bu durum sadece MHP nazarında değil, bugünkü gelinen noktada Türk Milleti için kabul edilen ortak görüşün kendisidir.

Kurultaydan yükselecek çağrı ile "Bizimle Yürü Türkiye" diyecek olan MHP, milletin yegane umudu olduğunu biliyor ve devletle milleti yeniden buluşturacak, özü koruyacak ve milletin değerlerini geleceğe taşıyacak bir anlayışla çağrıda bulunacak.

MHP, Türk Milleti'nin kanayan yarasına derman olmaya, çaresizlikleri aşmaya, engelleri yıkıp geçmeye kararlı.

7 Haziran devletle milletin MHP ile buluşacağı; ayrımcılığın, kayırmacılığın, yoksulluk ve yolsuzluğun yok olacağı bir milat olacak.

 

İsmail Özdemir/ORTADOĞU