Cumhurbaşkanı olmasından hemen sonra Recep Tayyip Erdoğan'a sevdalanan eski MHP'li yeni AKP'li Yıldırım Tuğrul (T)'yi görünce direkt aklıma Diriliş Ertuğrul dizisindeki "Kara Toygar" tiplemesi geliyor. Kara Toygar, "Diriliş Ertuğrul" dizisinin biyografisinde "Haçlı entrikasının kuklası olan Selçuklu komutanı Kara Toygar" diye tarif ediliyor.

AKP, 1 Kasım seçimleri öncesi MHP'ye zarar verebilmek adına "Alparslan Türkeş'in oğlu" etiketini siyasi sermaye olarak kullanmak için bu zat-ı devşirerek piyasaya sürdü. Önce Bakan, sonra AKP milletvekili adayı yaptı. Zaten bu iki hamle AKP'nin tüm oyununu göstermeye yetmektedir.

Yıldırım Tuğrul (T)'nin bakanlık görevini kabul etmesinden hemen sonra yaptığı basın toplantıları, çıktığı televizyon programları, suratının niye bu kadar karardığına dair önemli delil olmaktadır. Çünkü her konuşmasında yalanı, iftirayı nefes alıp vermek kadar rahat kullanmaktadır. Adeta "Yüzü kasap süngeriyle silinmiş" deyimini haklı çıkaracak kadar bir utanmazlık içindedir.

Geçen hafta tüm yalan, iftira ve utanmazlığıyla birlikte Haber Türk Tv'nin ekranındaydı.

Daha programın başında 'Baykal görüşmesi yapıldığında bir MHP'li de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü' denilen MHP'li siz miydiniz? sorusuna, "Ben onun Sayın Bahçeli olduğunu düşünüyorum." Şeklinde cevap vererek kendi suçunu bastırmak adına iftira atmıştır. Bu iftirayı atarken hiç utanmamış, kapkara olmuş suratıyla rahatsız edici bir gülüş tekniğini kullanmıştır.

7 Haziran seçimlerinden sonra Recep Tayyip Erdoğan'la CHP'den kamuoyunun bilgisi dahilinde Deniz Baykal, HDP'den gizlice Celal Doğan, MHP'den gizlice Yıldırım Tuğrul (T) görüşmüştür. Deniz Baykal, Saray'a gitmemiş görüşmeyi Dışişleri konutunda yapmış, Celal Doğan ve Yıldırım Tuğrul (T) ise gizlice Kaçak Saray'da Recep Tayyip Erdoğan'la görüşme yapmıştır.

Yıldırım Tuğrul T. Kaçak Saray'a gidişini her ne kadar gizlese de Deniz Baykal yakın çevresine MHP'den gidenin Yıldırım Tuğrul (T) olduğunu söylemiştir. Kaçak Saray'ın ağzı gevşekleri de sağda-solda Yıldırım Tuğrul (T)'nin Saray'a geldiğini o günlerde dillendirmişlerdir.

Zaten MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de o günlerde "Benden habersiz Erdoğan ile görüşeni partiden atarım" demişti. Yıldırım Tuğrul (T) tam deşifre olmadan Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkisini güçlendirerek önce bakanlık, sonra da AKP'den milletvekili adayı olma yolunu tercih etmiş ve MHP ile yollarını ayırmıştır. Şimdi ise suçunu bastırmak adına MHP'ye bol bol çamur atmaktadır. Oynadığı her oyun tiyatrodan ibarettir. Recep Tayyip Erdoğan yazıyor, bu zat da aklınca oynuyor.

Programın başında "Sarayla görüşen Sayın Bahçeli" iftirasını atıyor, 15 dakika sonra ise bu iftirasını unutarak "Nasıl ülkeyiz ki Türkiye'nin milliyetçi partisi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi suç kabul ediyor ve görüşeni de partiden atıyor." diyebiliyor. Saray'la görüşen MHP Lideri Devlet Bahçeli ise, seni "Sarayla görüşüyorsun" diye niye partiden atsın? Sana verilen rolü oynamak isterken bile heyecandan bir dediğin diğer dediğini tutmuyor.

Yıldırım Tuğrul (T) yine konuşmasının bir yerinde "Tayyip Bey Cumhurbaşkanı seçildikten sonra dosya göndererek Türk Kurultayları için görüşmek istedim. Kendisi randevu verdi. Tayyip Bey cumhurbaşkanı olduktan sonra Köşk'e giden ilk muhalefet milletvekiliyim. Devlet Bey yine suratını asmıştı." diyor...

Sen MHP'nin Genel Başkan Yardımcısısın ve yine hiç kimseye haber vermeden, her konuşmasında Ülkücülere, Milliyetçilere hakaretler eden Recep Tayyip Erdoğan'la Cumhurbaşkanı olduktan hemen sonra konuşmaya gidiyorsun... MHP'nin haberi nasıl oluyorsa sen görüştükten sonra oluyor? Bu ahlak mı, bu adamlık mı?

O görüşmede Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı (TÜDEV) Başkanı olarak, yeni Cumhurbaşkanı olmuş Recep Tayyip Erdoğan'dan ne istedin, o istek karşısında Recep Tayyip Erdoğan o günlerde ya da sonrasında sana ne verdi? İşte bu nokta çok önemlidir. Recep Tayyip Erdoğan'a birden sevdalanmasının sebebi, ne aldığının tam öğrenilmesiyle daha net anlaşılacaktır.

17 Mart 2014 tarihinde CNN Türk'te Enver Aysever'in sorularını yanıtlayan Yıldırım Tuğrul (T), Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak şunları söylemişti: "Karşımda bir siyasi parti var. Bunun başı, genel başkanı, başbakan olan şahıs, benim partime suikast yapıldığında, yani bizim partiyle ilgili kaset olayları yapıldığında hönkürüyordu. 'Neyi özel, genellll, genelll...' diye bağırıyordu. Şimdi aynı adam çıkıp diyor ki benim kriptolu telefonumu dinlediler. E baba, devletin sana güvenlik işleri için verdiği telefonu oğlunla para transferi için kullanma sen de... Herkes Tayyip Bey'i dinine bağlı ve onu yoğun yaşayan biri olarak tanıyor. Üç aydır ben yapmadım onlar yaptı demek yerine niye çıkıp 'Vallahi de billahi benim evimde böyle paralar yoktur, ben böyle bir haram işe bulaşmadım' demiyor. Benim tek talebim O'nun yargılanmasıdır."

***

17 Mart 2014 tarihinde "Oğluyla para sıfırlama iddiasına vurgu yapıyor ve yargılanmasını istiyordu" ve bundan tam 7 ay sonra, 16 Eylül 2014 tarihinde ise Çankaya Köşkü'nde onunla görüşme yaptı.

"Böyle suçladığın, yargılanmasını istediğin kişiyle ne iş çeviriyorsun?" diye sorarlar?... Ve bugün AKP'de bakan ve milletvekili adayı...

Yıldırım Tuğrul (T), temeli o günlerde atılmış görüşmelerin meyvelerini bugünlerde toplamaktadır.

Allah kimseyi Yıldırım Tuğrul (T)'nin haline düşürmesin.

"Günü geldiğinde de 'Milliyetçiliği ayağımın altına alırım' diyor. Senin o bacağını kırarlar, kırarlar." dediğin Recep Tayyip Erdoğan'a şimdi "Yüzde yüz milli Cumhurbaşkanı" benzetmesi yapacaksın... Bir yıl içinde ne oldu da bu kadar değiştin, bu kadar devşirilmeye müsait hale geldin?

Yıldırım Tuğrul (T), senin sadece yüzün değil, vicdanın bile kapkara olmuş...

"MHP'nin içinde yüzde 95 destek mesajları geldi. Partililerden, ülkücülerden destek mesajları geldi 'Rahmetlinin izinden gittiğim' yönünde." diye kendini AKP'ye pazarlıyorsun da, MHP'li ve Ülkücü olup da sana destek verdiğini söylediğin bir tane isim söylesene bize... Aksine yaptığın ihanetten dolayı, Ülkücü Hareketi ve MHP'yi birbirine kenetledin. Sana söylenen ve yazılanlardan, "Başbuğ Türkeş'in evladı olman sebebiyle" bizim yüzümüz kızarıyor.

Konuşmasında en ilginç cümlelerinden birisi de "Ben Meclis'teki odamda çalışırken seçimden iki hafta sonra Başkanlık Divanı yapıldı. Bana haber verilmedi. Gazeteci arayıp söyledi. Ben de sorduğumda 'sadece Genel Merkez'de bulunanlar çağrıldı' denildi. Ama durum böyle değildi." şeklindeki olmuştur. Hayırdır Tuğrul Efendi... Sen Cumhurbaşkanı Erdoğan'la gizli-kapaklı görüşmeler yapmaya giderken kime haber veriyordun?

Neymiş "7 Haziran seçimlerinden sonra kendisi çağrılıp istişare yapılmamış" . Seninle istişare yapılınca aldığın bilgileri Kaçak Saray'a koştura koştura yetiştirmeyeceğinin garantisi neydi? Sicilin ortada iken halen niçin maval okuyorsun?

"Ben en kralından ülkücüyüm." diyen Yıldırım Tuğrul (T), Ülkücülere "Terörist, köpekçi, mafya bozuntusu, kafatasçı, kovboy, ırkçı, it-kopuk, kandan beslenenler, hayvan, alçak, şerefsiz, Fatih-a okumayı bilmezler, biz bunların cemaziyelevvelini biliriz, çapulcular" diye hakaretler etmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın emir eri olarak sen olsan olsan "Diriliş Ertuğrul" filmindeki "Kara Toygar" olursun...

Haçlı Ordularına dua eden, Haçlı Cübbe giyen, Haçlı projelerde "Eşbaşkanlık" yapanların yanında ne Ülkücülüğü, ne milliyetçiliği Tuğrul Efendi?

Başbuğ Türkeş düşmanlarının, Ülkücülük düşmanlarının, milliyetçilik düşmanlarının yanında bize masal anlatma... Git AKP'li olmanın ezikliğini, utancını ve rezilliğini yaşa...

Zerre utanma duygun varsa, Başbuğ Türkeş'in kendisine, fikirlerine, ülkülerine düşman olanların safında kendini onlara pazarlamak adına "Başbuğ Türkeş'in ismini" ağzına alıp durmazsın...

Gerçi sende utanma olsa "Türk diye ırk yok" diyenlerin, "Türk milleti demeyin" diyenlerin ve Türklüğü her yerden silmeye çalışanların yanında ne işin olur?

Yıldıray Çiçek / Ortadoğu