div>

"Sayın Genel Başkanın bir bildiği vardır" yüksek siyasetiyle gidilecek bir yer yoktur. Herkes ne biliyorsa, bunu kendisine destek veren dava arkadaşlarıyla paylaşmalıdır. Kitleyi hor gören, onu yüksek siyaseti idrakten aciz bir beden gücü olarak değerlendiren politika, ikiyüzlü ve gayri ahlaki bir politikadır."

***

"Lütfen, kulislerde kopartılan birkaç yönetim kurulu üyeliğine kimlerin getirildiğini düşünün ve Sayın Genel Başkanın "sadece kendine has bilgilerle yürüttüğü yüksek siyasetin" anlamını çözün. Elbette demokratik bir parti yapılanmasında keyfilik olamaz, yöneticiler kerameti kendinden menkul otoritelere dayanarak diledikleri gibi davranamazlar. Yöneticiler, kendilerine güç veren kitlelerin hesap sormasından "bir bildiğim var" şeklindeki gülünç gerekçelerle kurtulamazlar."

***

"Taleplerimiz ya Sayın Genel Başkan'ın "ben bilirim" tavrıyla, ya da "düzeltileceği" vaadiyle hasıraltı edildi. Düzeltileceği vaadine hiçbir zaman inanmadık, çünkü düzeltileceği beyan edilen yanlışlıkların, aktörler değişse bile, hep arka planında asıl düzenleyicinin Sayın Genel Başkan olduğunu biliyorduk. Sayın Genel Başkanın "ben bilirim" tavrını da uzun süre sineye çektik"

***

"Daha önce sürekli eleştirdiğimiz hanedan politikalarına benzer bir anlayışın birkaç yönetim kurulu üyeliği için hareketimize taşınmasını protesto ettik"

***

Bu sözler bugünün MHP'si içinde sözde muhalif birine ait sözler değildir. Bu sözler merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na ait sözlerdir. MHP'den ayrıldığında ve ayrıldıktan sonra buna benzer birçok konuşması ve açıklaması vardır. Bu sözlerin muhatabı ise Başbuğumuz Alparslan Türkeş'tir.

MHP'den ayrıldıkları vakit merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'e özetle "Amerikancı, İsrailci, kâfir, ihaleci, menfaatçi, fikir endişesi, siyaset ahlâki kalmamış, fırsatçı, dayatmacı" suçlamasında bulunmuşlardı. Bir gece de MÇP ve Bizim Ocak'ı ikiye bölmüşlerdi. Bu ayrılmada Turgut Özal'ın ve Fethullah Gülen'in etkisi ve dahli olduğu hep konuşulur.

Başbuğumuza en ağır suçlamalarda bulunan merhum Muhsin Yazıcıoğlu, Başbuğ Türkeş'in vefatından yıllar sonra bir ölüm yıldönümünde mesaj yayınlayarak "Bu millet Alparslan Türkeş'i anlamadı" demişti.

Yukarıdaki sözlerden yıllar sonra gelinen nokta "Bu millet Alparslan Türkeş'i anlamadı" olmuştu.

Bugünde benzer sözlerle MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırıyorlar. En ilginç olanı da MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldıranların bir ortak özelliği dün Başbuğ Türkeş'e "Köşene çekil" diyenlerin olması ve çok parti gezmekle, çok fikir değiştirmekle bilinen kişiler olmasıdır.

Adamlar BBP'nin kurucusu ama şimdi "Devlet Bahçeli köşene çekil" yazıları yazıyorlar.

Adam merhum Başbuğ Türkeş'in yönettiği MHP'nin divanında bulunmuş ve 1 Kasım seçimleri öncesi gazetesindeki köşesinde, "BBP'ye oy ver" çağrısını "Efendim barajı aşamazmış. AK Parti ve diğer yanlış partilerin vebalini çekmektense, Öbür dünyada şehitlerin kan davasının bedelini ödemektense, Sen oyunu ver, gerisini Allah'a bırak… Safını belirle… Dost sevinsin, düşman üzülsün…" yazısı ile yapıyor ama "Devlet Bahçeli köşene çekil" diyebiliyor.

Adam merhum Başbuğ Türkeş'in yönettiği MHP'nin divanında bulunmuş ve Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde "Pazarlığı önlemek için ilk turda Erdoğan seçilmeli" diyor ama o da çıkmış "Devlet Bahçeli köşene çekil" diyebiliyor.

Yani öyle bir süreç yaşıyoruz ki, kimin eli, kimin cebinde belli değildir.

MHP'de "demokrasi çığırtkanlığı" yapanların geneline bakın, çok parti gezen ve çok fikir değiştirenlerdir. Bunlar da 1 Kasım seçimleri sonrası MHP'nin oy oranına üzülen samimi Ülkücüleri istismar ediyorlar. Oysa bunların derdi ne MHP, ne Ülkücülüktür. 

Destek için gittiği kapılarda geçmişteki "Solcu" kimliği yüzüne vurulanlar, "Eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım" diyenler MHP'nin çizgisini sorguluyor, Devlet Bahçeli'nin Liderliğini tartışıyor. Gel de kahrolma, gel de bu hale üzülme…Bunlar "MHP Genel Başkanı olacağız" diyor…

Allah Ülkücülerin şuurunu her daim açık tutsun… Birliğimizi, beraberliğimizi hep korusun…

"Bu millet Devlet Bahçeli'yi anlamadı" dememek için, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin uyarılarını, tespitlerini, bilgeliğini bugünlerden anlamak lazımdır. Tarih herşeyin öğreticisidir.