MHP, resmi olağan kongre tarihini 18 Mart 2018 olarak belirlediği halde, olağanüstü kongre telaşına girenlerin kimi 7 Haziran seçim akşamı, kimi de 1 Kasım seçim akşamı hazırlıklarına başlamıştı. MHP'de olağanüstü kongre gibi bir gelenek yok. Ama bunların acelesi var. Fırsat bu fırsat diyorlar. Bu fırsatta kaçarsa, silinip gideceklerini çok iyi biliyorlar.

Bu sürecin adını da "Değişim" koydular. Aslında "Değişim" ifadesini 2003 yılından itibaren tüm MHP kongre atmosferlerinde ve MHP'yi olağanüstü kongreye götürmek için imza toplama tertiplerinde kullandılar. Bundan öncede iki kere imza toplama gayretine girdiler ama yine başarılı olamadılar.

2005 yılında da bu imza toplama işini ilk başlatan Ramiz Ongun ve Namık Kemal Zeybek ikilisiydi. Ramiz Ongun en son Recep Tayyip Erdoğan'ın yemek sofrasında görüldü. Diğeri de "Şu an da bir parti var desteklenecek oy verilecek o da İşçi Partisi" diyerek Doğu Perinçek'in televizyonlarına, örgütlerine kadar düştü.

Bakalım şimdi imza toplayanlar, Ülkücüleri istismar edenler soluğu hangi yeni oluşum ve partide alacaklar merakla bekliyoruz.

Yazılarımda bu durumlara vurgular yaptığım için muhatapları ve yandaşları çıldırmış gibi bana saldırıyorlar. Sosyal medyada hakaretler, iftiralar rüzgâr gibi estiriliyor. Bunlar diyor ki: "Sadece biz yazalım, biz konuşalım, bizim bu planlarımıza yönelik kimse yazı yazmasın, kimse konuşmasın"

Yeniçağ'dan, Aydınlık'tan, kimi yeni kurulmuş toplam 15-20 haber sitesinden, sosyal medyada açtıkları sahte Facebook ve Twitter hesaplarından MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye ve yönetimine saldırıyorlar. Öyle seviyesizler, öyle gözü dönmüşler ki, aslında bu halleri bile niye acele ettiklerini, niye telaşlı olduklarını göstermeye yetmektedir.

Ve bunlar bize "Yazma" ve  "Değişim hayallerimize dokunma" diyorlar…

Biz yazmasak, maskelerini düşürmesek rahat rahat at koşturacaklar tabi…

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun… Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın MHP'de değişimi destekleyen yazılarını, televizyon programlarını ve MHP'de değişim isteyenlere yaptığı güzellemeleri paylaşmış… 

Ahmet Hakan kim?

7 Haziran seçimleri öncesi HDP'yi cilalayan, 1 Kasım seçimleri sonrası da "Başkanlık sistemi olabilir, Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorum" yazılarını yazan muhterem biliyorsunuz…

***

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun. Bakıyorsun geçtiğimiz yıllarda BBP'de Genel Başkan adayı Yavuz Ağıralioğlu'na destek için, onunla beraber Türkiye'yi gezen Adnan İslamoğulları isimli Yeniçağ yazarının yazılarını paylaşmış… Adnan İslamoğulları bir sahte isimdir. Onun BBP kongreleri zamanında da Selim Cem sahte ismiyle fitne yaydığı iddia ediliyordu. Yine de kendisine iyilik yapıp gerçek ismini yazmıyorum. Ama o BBP'li olduğu halde, MHP kongresi hakkında, sanki MHP'li gibi fitne yazıları yazmaya devam ediyor. Bu adamın yazılarını paylaşanlar, bize "Yazma" diyor işte…

***

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun. Bakıyorsun 1992 yılında Başbuğ Türkeş'i "Amerikancı, İsrailci, kâfir, ihaleci, menfaatçi, fikir endişesi, siyaset ahlâki kalmamış, fırsatçı, dayatmacı" suçlayarak ayrılanların içinde yeralan ve BBP'nin her kademesinde görev almış olan Yeniçağ Gazetesi yazarının yazılarını paylaşıyor. Bu kişi yıllar sonra MHP'ye katılmış, çok kısa bir süre MHP'de kaldıktan sonra ayrılmıştı. Bu kişi "MHP, CHP'leşti" içerikli yazdığı mektupla ve AKP medyasında MHP eleştirileri yaparak gündem olan ama ne hikmetse CHP'ye katılarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Mansur Yavaş'a 2014 yerel seçimlerinde de danışmanlık yapmıştı. CHP'ye oy vermiş, CHP'ye oy istemişti. Oysa o Mansur Yavaş CHP bayrakları altında düzenlediği basın toplantısında "Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan bütün tartışmalar bitecektir. Örgütle birlikte, el ele çalışarak Ankara'yı kazanacağız."  demişti. Büyük ihtimal en son oy verdiği parti CHP olan bu yazar, MHP'de "Değişim" için yazı yazıyor. Onu paylaşan sözde Ülkücülerde bana "yazma" diyor…

Tanıyanlar biliyor, ben yine de ismini yazmıyorum. Biraz hukukum var onu korumak istiyorum. Yok eğer bu pervasız şekilde yazdığı "MHP'de değişim" yazıları devam ederse, abisine, ablasına yazdığım gibi ona da çok özel bir mektup yazısını artık yayınlayacağım…

Bu kadar çizgi kırıklığından utanmasını bekliyoruz. Dün Başbuğ Alparslan Türkeş'e, bugün MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye… Yeter artık bu kadar fitne…

***

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun. Daha önce Milli görüşçü Oğuzhan Asiltürk'ün danışmanlığını yapan, sonra Abdullah Gül'ün başbakanlığında, daha sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığında onların basın danışmanlığını yapan ve şuan Yeniçağ Gazetesi'nin Ankara temsilcisi olan Ahmet Takan isimli kişinin hayali ve iftira yüklü yazılarını paylaşıyor… MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırsın yeter, onlar için tek ölçü o…

***

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun. Doğu Perinçek'in Aydınlık gazetesinde yazan, Doğu Perinçek'in partisine oy verdiğini açıkça yazan, MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye attığı iftiralarla meşhur Sebahattin Önkibar'ın yazılarını paylaşıyor. 

O sadece bir Devlet Bahçeli düşmanı değil, aynı zamanda Başbuğ Alparslan Türkeş'e de düşman… Son çıkardığı kitaplardan birinde Başbuğ Türkeş'e şu ithamlarda bulunuyordu:

"Türkeş'in ABD serüveni sorgulanmaya muhtaçtır."

"Türkeş katıksız bir ihtilalciydi ve pragmatikti. 

"Kendini ve gençliği kullandırması iktidara ulaşma adınaydı."

"Türk milliyetçiliğini cephe ideolojisi yapması iyi olmamıştır"

 "Parayla ilişkisi iyiydi yani pek severdi."

"Gelelim hükme! Türkeş dava adamı mıydı?Dürüst olmam gerekirse gözü kapalı olarak öyleydi diyemem.İnancı, ahlakı ve fikirleri vardı ama uğruna canını verecek bir davası olduğuna inanmam! Fikri Türkiye'deki pek çok politikacı gibi konjonktüre göre değişti ya da şekillendi."

"Alparslan Türkeş de o liderler misali değişen zamana göre ayrı bir kalıba giriyordu. Bir dönem Turancı, komitacı ve ihtilalci, bir dönem Türkçü, bir dönem Türk/İslam sentezcisi, bir dönem darbe karşıtı demokrat ve bir dönem çoğulcu ve de Atatürkçüydü. Sahici olan hangisiydi? Hepsi ya da hiçbiri… Dedik ya iklime ve şartlara göre şekillendi. MHP'yi dükkânı gibi görürdü."

 "Yaşlanan Türkeş Türk milliyetçiliğini zenginleştirip metotlaştırmadı ve vizyonlu kadroları yetiştiremedi."

***

Şimdi bu adamın yazılarını paylaşan sözde Ülkücü, bana "MHP'yi ve Devlet Bahçeli'yi savunan yazı yazma" diyor…

***

Biri geliyor bana "yazma" diye sesleniyor. O kişinin sosyal medya sayfalarına girip inceliyorsun.  12 Eylül 2010 referandumunda AKP ve cemaatin yanında saf tutarak "Evet" için çalışan, Kürt Açılımına destek veren, AKP'den aday adayı olmuş ne kadar adam var,  onların "MHP'de Değişim" isteyenlerin yazılarını paylaşıyorlar… 

***

Bana "Yazma" diye saldıran tipler… 18 Mart 2018 tarihindeki MHP kongresine kadar yazmayın, bizde yazmayalım… Bırakın da AKP ile mücadele edelim, bırakın da Recep Tayyip Erdoğan'ın açtı 35 tane dava ile ilgilenelim…

Çoğunuz 40 parti, 40 yapı gezdiğiniz halde "MHP'de Değişim" isteyen yazı yazıyorsunuz da, biz niye çizgimiz dümdüz iken MHP hakkında savunma ve koruma içerikli yazılar yazamıyoruz? 

Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür?

Bu nasıl akıl, bu nasıl bir mantıktır?

MHP'nin eksiği, yanlışı varsa bırakında samimi Ülkücüler, çizgisi hiç bozulmamış adamlar tartışsın, konuşsun… Size ne oluyor?