Türk futbolunun renkli teknik direktörlerinden Yılmaz Vural, bir süre önce çıkardığı ve hayatını anlattığı "İnadım inat" isimli kitabını beyaz perdeye taşımayı istiyor.

Bursa'nın merkez Nilüfer ilçesinde bir fabrikada düzenlenen imza günü etkiliğine katılan Vural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çevresindeki birçok arkadaşının yıllardır kendisine, yaşadıklarını bir kitapta toplaması konusunda tavsiyelerde bulunduğunu ancak vakit yokluğundan bunu biraz gecikmeli gerçekleştirdiğini anlattı.

Deneyimli teknik adam, geçmişte bazı filmlerde rol aldığını anımsatarak, bundan mutluluk duyduğunu, yazdığı kitabı da filme dönüştürmeyi planladığını söyledi.

Yönetmenlerin, filmlerin bazı yerlerinde "film renk kazansın" diye kendisine rol verdiğini anlatan Vural, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar bana çok ciddi senaryolarla gelenler oldu, 'Film çevirelim, sen oyna' diye. Filme dönüştürmek mümkün olursa, kitabımın senaryosunu hazırlatıp film yapma da planlarım arasında var. İnsanlar kitabı okurken keyif aldıklarını söylüyorlar. Hatta arkadaşlar, 'Bunu filme çevirmek çok yanlış bir şey olmaz' diyorlar. Artık mesleğimde belli bir noktaya geldim. İlerleyen günler ne olacağını gösterir.'' 

Sunay Akın teşvik etti

Yakın aile dostu olan yazar Sunay Akın'ın bir sohbet sırasında kendisine "Şu konuştuklarımızı yazsan, bu kitabı ilk ben satın alırım." dediğini belirten Vural, bu teşvikin üzerine kitap yazmaya karar verdiğini belirtti.

"İş olsun diye yazılmış bir kitap değil" 

Kitabın ilk yazıldığında yaklaşık 600 sayfadan oluştuğunu vurgulayan Vural, şöyle devam etti:

"Kitap çok titiz incelemelerden geçti. Avukatlar, mahkemelik bir şey var mı diye okudular. Sonuçta bazı şeyleri kitaptan çıkarmak zorunda kaldık. 'Bütün bunları yayınlarsak mahkemeden başını kaldıramazsın' dediler. Sonucunda ortaya bir şey çıktı. Kimsenin canını acıtmadan ama bir şeyleri de anlatarak... İş olsun diye yazılmış bir kitap değil.'' 

Neden ''İnadım inat''?

Yılmaz Vural, kitabına neden ''İnadım İnat' ismini verdiğini ise şöyle açıkladı:

"Orada bir şeye sarılmışlık ve onun peşinde koşmuşluk, inatçılık var. Beni gördükleri yerlerde her göreve yakıştırıyorlar. Yaptıklarımı takip ediyorlar, söylediklerimin arkasındalar. Hoşuma gidiyor bu. Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu, Bursasporlusu, bütün takımlar... Dile kolay, 27 farklı takımda çalıştım. Ülkemizde 7 coğrafi bölge var hepsinde ikişer üçer kez oldum. Kendi mesleğimle ilgili neyin, nasıl olduğunu çok iyi bilenlerden birisiyim. Ülkem benden çok iyi yararlanamadı diye düşünüyorum. Bunu ifade etmeye çalışıyorum. Hatta kitabın sonunda da diyorum ki; daha maç bitmedi maç devam ediyor. Bu kitabın da devamı olacak inşallah. Vakit bulursam eksik kalan çok şey var, onları da anlatmak istiyorum."