Oyunculukta eğitim almadan ünlenen pek çok kişi sektör gündeminden düşmüyor. Oyuncuların birçoğu projelerde yer almaya başladıktan sonra yurt içinde veya dışında kurslara giderek ya da oyuncu koçlarıyla çalışarak kendilerini geliştirmeye çalışıyor. Diğer yandan ise her sene birçok oyunculuk bölümü yüzlerce mezun veriyor. Çok fazla genç bu sektörde şans bulmaya ve tutunmaya çalışıyor.

Oyunculuk sektöründeki yeni nesli değerlendiren Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Oyunculuk Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğçe Mine Aktulay Çakır, "Eskiden okul biterdi, ondan sonra mücadele başlardı. Şimdi mücadele başlıyor ve gençler eğer tutturursa okuyup diploma almak istiyorlar" dedi.

Oyunculuk bölümünde okurken aynı zamanda projelerde de yer alan öğrencilerin ise önceliğinin okul olması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Çakır, "Önce okullarını bitirsinler sonra şanslarını denesinler. Çünkü okul devam ederken bir projede yer almaya başlayan öğrenciyi 4 saat boyunca sınıfta derse konsantre bir halde tutabilmek çok zor. Üstelik okulu aksattıklarında birçok arkadaşı mezun oluyor. Ve birlikte sahneye ilk adımı attıkları arkadaşları gittiği için her türlü provada zorlanmaya başlıyorlar" dedi.

İYİ BİR OYUNCU EĞİTİM ALSA DA ALMASA DA ÇOK ÇALIŞMALI

"Biz üniversitedeyken de bir anda ünlenenler vardı ama şimdi hala buradalar mı ona bir bakmak lazım” diyen Dr. Öğr. Üyesi Çakır, "Önce ünlü olan, bir yerlere gelen ama sonrasında bu uğurda çok fazla eğitim alanları takdir ediyorum kesinlikle ama bu durum bize şunu kanıtlamış oluyor ki asıl olan eğitim. Yani kim işin neresinden tutarsa tutsun, başlangıç noktasına mutlaka geri dönülüyor. Ben Kıvanç Tatlıtuğ’u çok başarılı buluyorum mesela. Onun azmini, çalışkanlığını ve ‘oyunculuk meselesi’ni çözüşünü çok saygıyla takdir ediyorum. Ama bu ünlü isimler milyonda bir. Eğitim almadan oyuncu olmuş ve ünlenmiş kişileri örnek alan öğrencilerime ben onların da çok çalıştığını söylüyorum. Bu kadar insan tekrar geri dönüp de bu işin eğitimini alıyorsa bunun bir nedeni olmalı" ifadelerini kullandı.

'ARTIK GENÇLERİN DİKKATİNİ DAĞITAN ÇOK FAZLA ŞEY VAR'

Gençlerin artık sabırsız olduğunun ve çok uzun süre sahnede kalmalarının zorlaştığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Çakır, konuşmasına şöyle devam etti:

"2006 yılında Hacettepe’den mezun oldum. Biz öğrenciyken dizi sektörü bu kadar yaygın değildi. Aynı zamanda teknoloji de bu kadar ilerlememişti. Hepimizin cep telefonu yoktu, varsa da zaten internet yoktu. Ama son 15 yıl içerisinde teknolojideki bu hızlı gelişme ile beraber sosyal medya çok önemli bir unsur haline geldi. Gençleri şimdi sabırsız olarak niteliyoruz ama bizim zamanımızda dikkatimizi dağıtan, dışarıdan bizi çağıran herhangi bir uyarıcı yoktu. Şimdi ise çok fazla uyarıcı var ve özellikle oyunculuk mesleğinde provaların saatler sürdüğünü düşünürsek artık gençleri sahnede uzun saatler boyunca tutabilmek çok zor oluyor."

'SADECE DİZİ OYUNCUSU OLMAK İSTEYENİN AKADEMİYE GELMESİ ŞART DEĞİL'

Oyunculuk bölümünde okuyan birçok öğrencinin artık hemen okulu bitirmek hatta hemen ünlü olmak istediğini de sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Çakır, "En büyük arzuları dizilerde oynamak. İstanbul’daki öğrenciler hem çok şanslılar hem de çok şanssızlar. Şanslılar çünkü sektör burada. Şanssızlar çünkü çok fazla insan var. Üstelik bu işi yapmak isteyenler sadece oyunculuk mezunu da değil. Müzik sektöründen olan da var, moda sektöründen olan da; o yüzden gençlerin işi biraz daha zor. Zaten gençler dizi oyuncusu olup hemen şöhret olmak istiyorlarsa, tek hedefleri buysa aslında akademi doğru yer değil. Ama donanımlı ve iyi bir tiyatro oyuncusu olmak istiyorlarsa okul şart" diye konuştu.

'İYİ BİR OYUNCU ERKEN KALKABİLMELİ'

Oyunculuk bölümünde okuyan bir öğrencinin belirli yazarları ve eserleri mutlaka bilmek zorunda olduğunu da kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Çakır, "Öğrenciler ilk zamanlarda çok heyecanlı ve istekli oluyorlar. Ama oyunculuk fazlasıyla disiplin gerektiren bir meslek olduğu için kendilerini ve isteklerini sorguluyorlar. Dişini sıkıp sonuna kadar devam eden çok öğrencimiz var.İyi bir oyuncu iyi bir gözlemcidir, çok fazla kitap okur, çok fazla film izler ve çok fazla gezer. Ve disiplinlidir, beslenmesine dikkat eder, egzersiz yapar. Ayrıca okuldayken de çıkabildiği kadar sahneye çıkmak zorunda. O stres faktörünü, duyguyu, heyecanı mutlaka burada tatması gerekiyor. Çok önemli olan bir diğer nokta ise şu ki eğer bir oyuncu sabah 6’da kalkamıyorsa işi çok zor" dedi.