Mehmetçik sınır içinde teröristlerle,

Fırat kalkanı sonrası sınır dışında İdlib’de,

Büyük bir mücadele veriyor.

Bu bir “olağanüstü” durum…

Daha açıkçası “örtülü savaş” halidir.

*

Öyle ki;

İdlib’in kontrolü çok önemlidir.

Ama yeterli değildir.

Çünkü…

Menbiç ve Afrin PYD’nın kontrolündedir,

O nedenle Astana mutabakatına sadık kalarak,

Afrin’ide tehdit merkezi olmaktan çıkarmalıyız.

*

Tabi böylesine önemli ve zor günlerde,

Milletimizde birlik ve beraberlik içinde olmalı,

Milli devlet, milli kimlik, milli ahlak, milli duruş…

Milli inanç, milli güç ve milli şuur!

Özetle “milli bütünleşme” mutlaka sağlanmalıdır.

*

Peki, öyle mi?

Bazı siyasi partilerin…

Bazı sözde gazeteci, yazar ve yorumcuların…

Bazı akademisyen, ilim ve bilim adamlarının,

Sergiledikleri tavır ve tutumlar,

Sizce sorumlu vatandaş tavrı mıdır?

Hayır.

*

Bizim bildiğimiz şu ki,

Böylesi olağanüstü hallerde, insanlar kenetlenir. 

Devlet, millet, vatan ve bayrak ön plana çıkar.

Geride ne kaldıysa hepsi teferruat sayılır.

Bütün ihtilaflar dondurulur.

Tartışmalar, polemikler ertelenir.

Küçük hesaplar, rafa kaldırılır.

*

Şimdi sorarım sizlere,

Büyük Türk Milletini parçalamaya karar vermiş,

Bunca şer odağı ve kirli güç karşısında,

Bu bizim fitneciler kime hizmet etmektedir.

Türkiye ve Türk milletine olmadığı açık!

O zaman bunlara “vahdet” sergiliyorlar diyebilir miyiz?

Diyemeyiz,

Çünkü bunların yaptığı “vahdet değil ihanettir”.

*

Demek ki,

İstiklâl Marşı’nda yazan muhteşem mısraları unutmayıp,

Harbiye Marşı’nda, yıldırımlar yaratan ırkın ahfadı’nı hatırlayıp,

Milletimizin istiklalini her şeyin üzerinde tutmalıyız

Zaman,

Şer odaklarına birliğimizi bozdurmadan,

Türk’ün gücünü dosta düşmana gösterip,

Yaşananlara “milli bakma” zamanıdır.