Irak'ın kuzeyine bir harekat düzenlendi ki! ne harekat.

Hem siyasi hem de askeri sonuçları açısından çok uzun süre tartışılacak ve bir o kadar da karmaşık olayları beraberinde getirecek bir durum.

AKP hükümeti ciddi bir siyasi ustalıkla iktidarının başından bu yana yapamadıklarını sanki bu harekatı bekliyormuşçasına bir bir yapmaya başladı.

Bunlar toplumun değişik kesimlerinden tepki almaktan korkulan ama AKP'nin tabanına söz verdiği olgular.

Tam askeri harekatın başladığı gün türban yasası cumhurbaşkanı tarafından onaylandı.

Aslında çok daha şiddetli tartışmaların yaşanabileceği türban tartışması harekatın gölgesinde neredeyse ikinci planda bir hadise olarak varlığını sürdürmeye çalışıyor.

Maliye bakanı mart ayında daha sıkıntılı bir ekonomik sürece gireceğimizi söyledi.

Ama bu durum hiç kimsenin umurunda değil. Çünkü harekat devam ediyor ve kimsenin şimdilik maliye bakanını duyacak durumu yok.

Maliye bakanı iki ay sonra ben uyarmıştım arkadaş dese kimsenin diyecek bir lafı yok.

200 YTL'lik yeni banknotlar piyasaya çıkacakmış.

Bu demek oluyor ki yeni bir develüasyon kapıda, ama önemli değil çünkü şu sıralar kimsenin bununla ilgilenecek vakti yok.

Güney Kıbrıs'ta seçim oldu ve K.K.T.C.'nin başında bulunan Talat misali AB ve ABD'nin istekleri doğrultusunda hareket edecek yeni bir lider seçildi.

Uzun vadede yeniden bir referandum ile güney ve kuzeyi birleştirme çabaları sonuç verecek ve Türk askeri Kıbrıs'tan çıkmak zorunda bırakılacaktır.

DTP denilen ılımlı teröristler bütün kinlerini kusarak doğu ve güneydoğu bölgelerimiz başta olmak üzere ülkenin dört bir tarafında kışkırtıcılık yapıyor.

Ancak devlete karşı girişilmiş olan bu hareket karşısında devlet kendini korumak yerine resmi makamları aracılığı ile eylem yapma iznini kendi eliyle veriyor.

Televizyon ekranlarında sözde aydın, gazeteci, yazar sıfatıyla bir takım zevat bu kaosu fırsat bilerek TSK ve T.C. Devletine karşı üstü örtülü tehditler yağdırarak kinlerini kusmaktalar.

Bütün bu kargaşanın içinde medyaya fazlaca hatta hiç yansımadan da diyebileceğimiz ve mecliste başta MHP olmak üzere muhalefet partilerinin şiddetle karşı çıktıkları vakıflar yasası onaylandı.

Vatan toprağının kısmen yada tamamen hiçbir şekilde devredilemeyeceğini bile bile AKP tarafından onaylanan  bu yasa  ile azınlıklara özerk bölgeler oluşturma izni de verilmiş oldu.

Medya gücünü elinde bulunduran iktidar istediği gibi yorumlattırdığı akıl almaz icraatlarına karşı askeri harekatı kamufle olarak  kullanmaktadır.

Evet Irak'ın kuzeyine askeri harekat gerekiyordu.

Ancak her zaman olduğu gibi mevcut iktidar bunu da bir ülke meselesi olmaktan öte kendi siyasi emelleri için araç olarak kullanmaktadır.

Eğitim sisteminin çöktüğü, işsizliğin resmi rakamların kat kat üstünde olduğu, haciz memurlarının kapıları aşındırdığı, mevcut iktidarın kendi zenginlerini oluşturduğu şu dönemde çok dikkatli ve çok temkinli olmak zorundayız.

Her ne olursa olsun milli birlik ve bütünlüğümüzü bozmamalı ve ümitsizliğe kapılmamalıyız.

Mevcut iktidar yerel seçimlerin yaklaşmasına çeyrek kala sihirli bir değnek değmişçesine ülkenin milli çıkarlarını savunuyor gibi görünüyor.

Göründüğü gibi olmayan bu durum batıya hediye edilen vakıflar yasasının geri yansımalarıdır.

Unutulmasın ki bu güne kadar askeri harekatı onaylamayan batı birden bire Türk ve Türkiye sevdalısı olmamıştır.