Doç. Dr. Uludağ, AA muhabirine, kurak dönemlerin ardından kış aylarında etkili olan kar yağışının sevindirdiğini belirtti.

Yeryüzüne düşen yağışın bir kısmının yer altına sızdığını, bir kısmının yüzeysel akışa geçtiğini, bir bölümümün ise buharlaştığını belirten Uludağ, "Eğer bir bölge ormanlıksa, yeryüzüne düşen yağışın büyük bir kısmı yeraltına sızar, az bir kısmı yüzeysel akışa sahip olur." dedi.

Uludağ, yeryüzüne düşen her damlanın değerli olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin yıllık su gelirinin 500 milyar metreküpün üzerinde olduğunu, bu miktarın 274 milyar metreküpünün buharlaştığını anlatan Uludağ, yağışların kar şeklinde olmasının suyun yer altına sızmasına zemin hazırladığını vurguladı.

"Kar demek varlık yılı demektir"

Uludağ, kar yağışının yer altı sularını beslediğini ve bereket getirdiğini belirterek şunları kaydetti:

"Karın yerde uzun süre kalması su hacminin artmasına katkı veriyor. Tabana yavaş yavaş sızma yaparak suyun yer altına toplanmasını sağlıyor. Kar yağışının etkisi biraz daha geç ama daha uzun süreli oluyor. Kar yağışları yer altı sularını doğrudan besleyen ve yüzeysel akışla buharlaşmayı sınırlı tutan bir yağış şeklidir. Haberlerde bazen görüyoruz 'yağış geliyor afet oluyor' diye. Doğal bir olay afet olamaz. Bunun afete dönüşmesinin nedeni bizim yanlış arazi kullanımımız ve bu şartlara uygun hareket etmememiz. Anadolu'da kar demek bereket ve varlık yılı demektir. Kar, yer altı sularının dolması için önemli bir parametredir."