ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 216'sı tutuklu, 268 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan'daki duruşma salonunda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Sanık eski Uzman Çavuş Devrim Soylu, 16 Temmuz 2016 itibarıyla yıllık izne ayrılacağını, akşam saatlerinde kışlaya gelmesi konusunda mesaj geldiği için de kendi arabasıyla kışlaya gittiğini bildirdi.

Sanıklardan eski yarbay Ejder Yıldırım'ın talimatıyla Ankara Emniyet Müdürlüğüne girdiğini belirten Soylu, "Ejder Yıldırım'ın olduğu araca bindik. Ankara Emniyetine geldiğimizde Yıldırım, ateş etmemizi emretti. Yıldırım'ın beni vurmasından korktuğum için bir şey diyemedim, emir üzerine Ankara TEM'e girerken havaya ateş ettim. Ejder Yıldırım, TEM'de 5 ofisi kontrol ettikten sonra çıktı, biz de 6-7 kişi içeride kaldık. Baskı ve korku üzerimizden kalktıktan sonra gelen polislere teslim olduk." diye konuştu.

FETÖ ile herhangi bir bağlantısının olmadığını ve darbe girişimini polislere teslim olduktan sonra öğrendiğini savunan Soylu, olay sırasında herhangi birinin vurulduğunu ya da yaralandığını görmediğini belirterek tahliyesini istedi.

Sanık er F.D. ise sanıklardan eski üsteğmen Mustafa Fidan'ın alarm verildikten sonra kendilerini topladığını ve kışladaki garajlar bölgesine götürdüğünü söyledi.

Rütbeli personelin konuşmalarında "tatbikat" konusunun geçtiğini ileri süren F.D, "Ankara Emniyet Müdürlüğü önüne gittiğimizde, Ejder Yıldırım uçaksavarlara rütbelilerin geçmesini söyledi. Yıldırım'a halk, 'Ne yapıyorsunuz?' dediğinde o da halka 'Kanunlara uyun.' dedi ve ardından halka doğru ateş etti. Ali Görmez üsteğmenin annem yaşındaki kadına ateş ettiğini gördüm. Halka ateş etmemi istediler ama ben havaya ateş ettim." dedi.

Askeri aracın içine girdiklerini, araca gaz bombası atıldığı için nefes alamadıklarını ve tekrar dışarı çıktıkları sırada gözaltına alındıklarını belirten F.D, "Bizi bu duruma getirenlerden şikayetçiyim. FETÖ ile bağlantım yok, tahliyemi istiyorum." ifadesini kullandı.

- "Yarbay Yıldırım kilolu, bıyıklı polisi vurdu"

Sanık er S.E.Ş. de revir istirahatli olduğu için garajlar bölgesine en son kendisinin gittiğini ve o sırada da herkesin mühimmat almış olduğunu söyledi.

Zırhlı personel taşıyıcıya (ZPT) bindiğinde kendisinin de mühimmat aldığını anlatan S.E.Ş, daha sonra Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiklerini bildirdi.

S.E.Ş, "Yarbay Ejder Yıldırım'ın TEM Şube Müdürlüğü önünde kilolu, bıyıklı, kel ve elinde akrep denilen silah olan polisi vurduğunu gördüm. Ayrıca Ejder Yıldırım, bu polise yardıma gelenlere de ateş etti. Ancak bu yardıma gelenler vurulmadı. Bunu gördüm. Ejder Yıldırım'ın emriyle ben ve H.G. havaya ateş ettik. Başka ateş eden görmedim." diye konuştu.

Sanık er H.G. de darbe girişimi sırasında sanıklardan eski uzman çavuş Gökhan Şahin'in "Genelkurmay Başkanlığına saldırı olmuş, kırmızı alarm var, herkes içtima alanına gelsin." dediğini ve içtimadan sonra kışladan çıkarak Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiklerini aktardı.

Sanıklardan eski uzman Çavuş Devrim Soylu'ya, "Komutanım, Genelkurmaya gidecektik, neden buraya geldik?" diye sorduğunu ileri süren H.G, şöyle devam etti:

"Soylu, 'Emniyeti IŞİD basmış' dedi. Ejder Yıldırım da bulunduğumuz yere geldi ve telefonla konuşurken hava desteği istediğini duydum. Ejder Yıldırım, tüm araçlara ateş emri verdi ve bütün araçlardaki erler ateş etti. Ateş ettiğim sırada silahım bozuldu, Devrim Soylu da bana neden ateş etmediğimi sordu. Silahımın bozulduğunu söyleyince de bana başka bir askerin silahını verdi."

Çatışma sonrası araca girdiklerini belirten H.G, sivil bir polisin gelerek yaşananların terör saldırısı değil darbe girişimi olduğunu ifade ettiğini ve ardından da polislerin teslim aldıklarını kaydetti.

Darbe girişiminde bulunmadığını ve FETÖ ile bir irtibatının olmadığını savunan H.G, tahliyesini talep etti.

- "Görmez, 'en büyük asker bizim asker' diyen kadını vurdu"

Tutuksuz sanık er S.M, sanık Tarık Kaya'nın halka ateş etmeleri için kendilerine emir verdiğini ancak ateş etmediklerini iddia etti.

Ateş emrini Kaya'ya sanık eski yarbay Ejder Yıldırım'ın telefonla verdiğini sonradan öğrendiğini belirten S.M, "Emin olmamakla birlikte Ejder Yıldırım'ın şoförü Kadir Yavaş'ın da halka doğru ateş ettiğini gördüm. Bu ateş ile vurulan olup olmadığından emin değilim." dedi.

ZPT şoförü olduğunu söyleyen tutuksuz sanık er A.M.A. da silah ve mühimmat almadığını iddia ederek, Ejder Yıldırım'ın bir polisi ayağından vurduğuna şahit olduğunu, bu sırada sanık eski üsteğmen Ali Görmez'in de "yapmayın" diye bağıran yaşlı bir kadına ateş ettiğini ifade etti.

Benzer bir ifade veren tutuksuz sanık er D.D. ise Ali Görmez'in "En büyük asker bizim asker" diyen yaşlı bir kadını vurduğunu gördüğünü aktardı.

Daha sonra başka bir komutanın emri ile emniyet binasının uçaksavarla tarandığını söyleyen D.D, sanık Eray Demir'in de halkı uzaklaştırmak için tabancasıyla havaya ateş ettiğini belirterek, "Kemal Bayram ZPT'nin kulesinden indi. Gökhan Şahin kuleye çıkarak hedef gözetmeksizin ateş etti, kolundan yaralanınca aracın içine girdi." ifadesini kullandı.

Sanık D.D, Ejder Yıldırım başta olmak üzere dışarı çıkmalarına engel olmayan herkesten şikayetçi olduğunu söyledi.

Tutuksuz sanık er K.Ö. de Ejder Yıldırım'ın bir polis ile bir sivili vurduktan sonra Yıldırım'ın öncülüğünde TEM binasının içine girdiklerini bildirdi.

Sanık K.Ö, yarım saat sonra Abdülkadir isimli bir polisin kendilerine "Sizler bu vatanın evladısınız, kandırmışlar sizi" demesiyle teslim olduklarını kaydetti.

Duruşmaya, yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.