Yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle güllaç, lokanta tezgahlarındaki yerini almaya başladı. Yufka, süt ve şeker üçlüsünden oluşan tatlının yapımının kolay olması sebebiyle ramazan aylarında tercih edildiğini belirten Bursalı lokanta işletmecisi Emir Topluk, "Anadolu'da çok fazla ramazan ritüeli var. Bu ritüellerin arasında güllaç da var. Güllaç tatlısı zaruri mutfağın bir sonucu. Anadolu'da halk, nişasta çuvallarını böceklenmemesi için saklamak zorunda kaldılar. Bunun için de kurutulmuş yufka haline getirip bir kaç yıl sonra kullanmak için kuru yufka halinde mısır nişastalarını sakladılar. İlk zamanlarda yufkaları kırarak yemeklerde, çorbalarda nişasta yerine kullandılar. 600 yıl önce de sarayda bunun tarifine rastlanıyor. Sütlü bir şerbetle yufkaların ıslatılması, aralarına ceviz konularak kat kat dizilmesi ve soğuk bir ortamda bekletilmesiyle yapılıyor. Yapımı çok kolay bir tatlı. Fazla malzeme gerektirmeyen bir tatlı. Ramazan aylarının da vazgeçilmezi" dedi.

Güllaçın yapım aşamalarından bahseden Topuk, "Gül suyuyla beraber pişirilen bir tatlı. Ramazanda gül suyuyla hoşaflar, şerbetler pişirilir. Aynı zamanda güllü aş denen güllaç pişirilir. Çok hafif bir tatlıdır. Özellikle saraylarda hanedanın, padişahların ve hanımların yemeyi çok tercih ettiiği bir tatlıdır. Hem sindirimi kolay hem de hafif olduğu için ramazana uygun bir tatlıdır. Bir tencereye süt ve şekeri ilave ediyoruz. Sütlü bir şerbet hazırlıyoruz. Kap ölçüsünde dizilen güllaç yapraklarını, aralarına ceviz de koyarak kat kat diziyoruz. Şerbeti ilave ettikten sonra da gül suyu ekleyebiliriz. Üzerini de nar veya kızılcıkla süsleyerek servis edilir" ifadelerini kullandı.