İzmir’deki itfaiye amiri Mehmet Akbulut (56) depremde ağır hasar alan binanın enkazından eşi ile 2 çocuğunu kurtardı. Başka bir bölgedeki görevi sırasında küçük kızının ‘Baba ablam ve annem ölüyor’ sözüyle binaya geldiğini anlatan Akbulut, “27 senedir bu görevi yapıyorum. Gölcük depreminde de insanlara yardım ettim. Ailemi betonlar arasında görünce ayaklarımın bağı çözüldü” dedi.

İzmir İtfaiyesi’nde Güney Bölge Amirliği yapan 2 çocuk babası Mehmet Akbulut (56), İzmir’deki 6,6 büyüklüğündeki deprem öncesinde farklı bir göreve gitti. Bu sırada deprem oldu ve hemen 2 dakika sonrası Akbulut’u 18 yaşındaki kızı Simay Akbulut arayarak ‘Baba annem ve ablam ölüyor. Ne olur yardım et’ dedi ve kapattı. Neye uğradığını şaşıran baba Akbulut, arabasına atlayarak Bayraklı ilçesindeki Egemen Apartmanı’na geldi. Ağır hasarlı binada zemin ile 1.’katta bulunan evinde çökmenin yaşandığını gören Akbulut, hemen itfaiye arkadaşlarıyla birlikte kurtarma çalışmalarına katıldı. Akbulut, ilk başta kendisini telefonla arayan kızı Simay’ı, ardından diğer kızı Simge ile eşi Mehtap Akbulut’u kurtardı.

Yaralanan Akbulut ailesi, ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

“ONLARI BETONLARIN ARASINDA GÖRÜNCE AYAKLARIMIN BAĞI ÇÖZÜLDÜ”

Deprem anında görevde olduğunu belirten Akbulut, o anları şu sözlerle anlattı:

"Deprem olduktan 2 dakika sonrası kızım arayarak, ‘baba ne olur bizi kurtar’ dedi. Binanın yıkıldığı hiç aklıma gelmedi. Hemen arabaya atladım, yoldayken yine kızım aradı, ‘Baba annem, ablam ölüyor. Ayaklarım duvarların altında ama ben iyiyim, annem kötü’ dedi. Müdür bey aradı ve kurtarma çalışmalarının başladığını söyledi. Trafik sıkışıktı. Arabayı bırakıp koşarak geldim. Arkadaşlarımız çalışmaya başlamıştı. Merdiven dayamışlardı, oradan bizim eve çıktım ama bir baktım başka bir kapı, başka bir salon. Geri çıktım başka bir balkona geçtim. Zemin üstü 1. Kat bizim dairemiz olması lazım, içeriye girdim benim ev değil. Arkadaşların çalıştığı yere yöneldim ve orada kızımla annesi birbirlerine sarılmışlar betonların arasındalardı. Ayaklarımın bağı çözüldü. Hemen kendimi toparladım, kurtarma çalışmalarına arkadaşlarımla beraber başladım. Tırnaklarımızla, iğneyle kuyu kazar gibi çalıştık. Çünkü etraflarında doğalgaz borusu, demirler, kablolar vardı. Kızım ayağım diye bağırıyor, eşim de ‘Mehmet ben nefes alamıyorum, ölüyorum’ diyordu. Nasıl kurtardım bilmiyorum. İlk beni telefonla arayan kızımı kurtardım, ondan sonra büyük kızımı, ardından da eşimi çıkarttık. Hepsini Ege Üniversitesi’ne gönderdik.”

“GÖLCÜK’TE BAŞKA İNSANLARA YARDIM ETTİM, BUGÜN KENDİ ÇOCUKLARIMI KURTARDIM”

Daha önce Gölcük depreminde 15 gün görev yaptığını ifade eden Akbulut, “O gün neler yaptığımı bilmiyorum, arkadaşlarımı çekmişim, çekilin ben kurtaracağım’ demişim. Gölcük’te de insanlara yardım etmek için gittim, bugün kendi çocuklarımı kurtardım. Allah’a bin bir kere şükür ediyorum, onları bana bağışladı. Nefes aldılar bu bana yeter. Allah kimseye kendi evladını kurtarmakla sınamasın ama bu sınavı geçtiğimi düşünüyorum. Yaptığım iyi bir şey var ki benim çocuklarımı bağışladı” diye konuştu.

(Suat Metin - Burak Yalman/İHA)