İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturması kapsamında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasıyla açılan davada, 13'ü tutuklu 90 sanığın yargılanmasına devam edildi.

2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

Tutuksuz yargılanan eski merkez valisi Ahmet Pek, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu savunarak örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığına ilişkin tespite katılmadığını söyledi.

İstihbarat kanalıyla ortaya çıkartılan ByLock'un hukuki delil gösterilemeyeceğini öne süren Pek, bu programı kullanmadığını iddia etti.

Kapatılan Bank Asya'daki hesabına ilişkin de savunma yapan Pek, faizsiz bankacılık dolayısıyla Bank Asya'yı tercih ettiğini, 17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından ise örgüt talimatıyla bu bankaya para yatırmadığını savundu.

40 yıllık meslek hayatı boyunca devlet hiyerarşisinde emir ve talimatla çalıştığını ifade eden Pek, "FETÖ'den hiçbir zaman emir ve talimat almadım. Herhangi bir örgüt mensubuna talimat vermedim. Bu örgüte hiçbir yardımda bulunmadım. Beraatimi istiyorum." dedi.

Tutuksuz sanık eski polis memuru H.Y. de 2005'ten 2013 yılına kadar "cemaat" denilen yapının içinde yer aldığını ancak hükümetle yaşanan dershane tartışmalarının ardından FETÖ'nün bakış açısının değiştiğini ve örgütün çığırından çıkmasından sonra yapıdan ayrıldığını savundu.

Sanık H.Y, "Görev yaptığım KOM şubedeki amir ve polislerin yüzde 80'i FETÖ'cüydü. Örgütün çok güçlü olduğu dönemde bu yapıdan ayrıldım. Örgüte dair bildiklerimi tek tek anlattım. Bana hain dediler, tehdit ettiler. Hatta 15 Temmuz 2016'dan önce örgütün bir yayın sitesinde adım açık bir şekilde yazılarak, bana tehditler savurdular. Darbe girişimi yaşandıktan sonra örgütün yüzü ortaya çıktı, haklı olduğum da kanıtlandı." ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, duruşmaya 29 Nisan Pazartesi günü devam edilmesini kararlaştırdı.

Dava ve iddianame

"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı.

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ilk başta 25 şüpheli tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

Dava dosyasındaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle 83'e, birleştirilen başka dosya nedeniyle de 91'e yükselmişti.

Halen 13 kişinin tutuklu yargılandığı davada örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı da 90'a düşmüştü.