Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Şanlıurfa'daki Ceylanpınar Tarım İşletmesinde, "elit" diye tabir edilen damızlık koyunlardan doğan üstün özellikli "İvesi" cinsi kuzular özenle yetiştiriliyor.

Yüksek süt verimi ve etinin lezzetiyle bilinen ivesi cinsi koyunlar, dünyanın sayılı tarım işletmeleri arasında gösterilen ve alanında en büyük olan Suriye sınırındaki Ceylanpınar Tarım İşletmesinde, damızlık olarak yetiştiriliyor. Her yıl besicilere katkı sunmak amacıyla ihaleyle satılan koyunlar, ülkenin hayvancılık sektörüne de önemli katkı sağlıyor.

İşletmede yaklaşık 93 bin küçükbaş hayvan bulunuyor

Yaklaşık 93 bin küçükbaş hayvanın bulunduğu işletmede, yüksek verimli 35 bin koyundan elde edilen üstün özellikli 38 bin bin civarındaki kuzu, veteriner hekim, sağlık teknisyeni ve 300 civarında çoban tarafından özenle takip ediliyor.

Doğumların başlamasıyla kuzu seslerinin yankılandığı işletmede, koyunların tam otomatik makinelerde sağılmasının ardından yavruların her gün aynı yer ve saatte annelerini emmesi sağlanıyor.

Drone ile görüntülenen buluşmada, bir kuzunun yaklaşık bin 500 hayvanın olduğu ortamda saniyeler içinde annesine kavuşması dikkati çekiyor.

Gün boyunca sürekli kontrol altında tutulan kuzular, üç aydan sonra sütten kesilerek besiye alınıyor. Kuzulardan büyük bir bölümü ihaleyle satılırken damızlık olarak yetiştirilenler ise daha sonra sürüye dahil ediliyor.

"Üstün özellikli damızlık hayvan yetiştiriyoruz"

Ceylanpınar Tarım İşletmesi Küçükbaş Hayvancılıktan Sorumlu İşletme Şefi Bora Sarıçam, 12 ayrı koyun grubunda kuzularla birlikte yaklaşık 93 bin hayvan yetiştirdiklerini ve bunlara özenle baktıklarını ifade etti.

İşletmede kuzulama sezonunun tamamlandığını ve bu dönemde işlerinin daha da arttığını vurgulayan Sarıçam, şöyle konuştu:

"Dünyanın en büyük ivesi popülasyonuna sahip işletmemizde kuzu doğumları tamamlandı. Bu sezon 37 binin üzerinde kuzu doğdu. Yüzde 27'lik bir ikiz doğum oranımız var, bu söz konusu ırk için oldukça iyi bir rakam. Burada her şey sistematik olarak ilerliyor. Hayvanların çiftleşme dönemi, kırkım, kuzu doğumları, hepsi belli tarihlerde kayıt altına alınarak yapılıyor. Kuzular kasım ayının 16'sından itibaren doğmaya başlıyor ve ve doğum sezonu aralık ayının sonlarına doğru tamamlanır. Daha sonra 90 gün boyunca kuzular her gün aynı yer ve zamanda anneleriyle buluşarak süt emmeleri sağlanıyor. Ardından sütten kesme programı uygularız. Bu süreçte damızlığa uygun erkek ve dişileri ayırıyoruz. Burada boy, cüsse, renk, anne ve babasının özellikleri, annelerinin ikizlik oranı, süt verimine bakıyoruz. Buna göre ayırıyoruz ve bu sayede kuzunun gelecekteki performansını belirliyoruz. Geriye kalanları ise ihaleyle satıyoruz. Nisan ayında hayvanların kırkım ve yıkama işini gerçekleştiriyoruz. Her yıl bu şekilde sistemli olarak çalışmalarımız aralıksız devam eder."

Bora Sarıçam, işletmede 300'ün üzerinde çobanla çalıştıklarını, görevlilerin kuzuların her şeyi ile yakından ilgilendiğini dile getirerek bu durumun hayvanlar için önemli olduğunu kaydetti.

"Hiçbir kuzu başka bir anneye gitmez"

Özellikle kuzularla ilgilenmenin kendilerine huzur verdiğine dikkati çeken Sarıçam, "Her sürüde yaklaşık 600 koyun var, her ağılda ise 800 civarında kuzumuz bulunuyor. Yani buluşma esnasında bir kuzu yaklaşık bin 400 hayvanın içinde çok kısa bir sürede annesini bulabiliyor. Anne ve kuzusu birbirlerini ses ve kokudan tanır. Hiçbir kuzu başka bir anneye gitmez. Bu kuzuların annelerini kısa sürede bulmaları Allah'ın bir mucizesi. Kuzuları yaklaşık 1 saat anneleriyle vakit geçirdikten sonra tekrar ayırıyoruz." diye konuştu.