Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) 71'inci İcra Komitesi toplantısına online konuşmacı olarak katıldı.

Sığınmacıların ve yerlerinden edilmiş kişilerin yaşamak zorunda bırakıldıkları koşullardan derin kaygı duyduklarını belirten Yavuz Selim Kıran, bu durumu neredeyse son 10 yıldır vurguladıklarını hatırlattı.

Kıran, "Evlerini terk etmeye zorlanmış 80 milyon kişinin çektiği acıları görmezden gelmemiz mümkün değildir." ifadesini kullandı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) küresel salgının yeni ve büyük bir sınama yarattığını vurgulayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, salgının, sığınmacılar ve yerlerinden edilmiş kişiler üzerinde büyük etkisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin erken davranarak muhtaçlara yardım elini uzattığını ve böylece dünyanın 154 ülkesinden yardım çağrılarına cevap verme imkanı bulduklarını aktardı.

Kıran, yardımları sürdürmeye kararlı olduklarını, ancak uluslararası toplumun müşterek çabasını gerekli kılan küresel bir sorunla karşı karşıya bulunduğunun unutulmaması gerektiğini dile getirdi.

Salgın koşullarının, yerlerinden edilmiş kişiler açısından çok çeşitli zorlukları beraberinde getirdiğini kaydeden Yavuz Selim Kıran, sınırların kapanmasından ve küresel ikmal ve tedarik hatlarının sekteye uğramasından ötürü sığınmacılara yardım ulaştırılmasının zorlaştığını kaydetti.

Kıran, "Hudut politikalarının sonucu olarak birçok ülke, sığınma başvurularını vakitlice neticelendiremiyor. Bu durum gecikmelere yol açıyor, hatta bazı durumlarda sığınma başvurularının askıya alınmasına neden oluyor. Bu dönemde, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ne ve uluslararası hukuka aykırı şekilde geri itme olaylarında da artış yaşandığını gözlemliyoruz. Acilen küresel eyleme geçmemiz zorunlu hale gelmiştir. Aksi takdirde durum daha kötüye gidebilir. Bu nedenle, BM öncülüğündeki küresel Kovid-19 Acil Tepki Planı'nın geliştirilmesinden memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

BMMYK'nin planı uyarınca zor durumdaki sığınmacılara ve ev sahibi ülkelere yardımda bulunmak üzere 745 milyon ABD doları tutarında yardım toplama çağrısını takdirle karşıladıklarını belirten Yavuz Selim Kıran, bu meblağın yüzde 62'sinin taahhüt edilerek kayıt altına alındığını öğrenmekten memnuniyet duyduklarını aktardı.

Kıran, plana katkıda bulunanlara teşekkür ederek, "Mültecilere ev sahipliği yaparak en ağır yükü üstlenen önde gelen ülkelere toplanacak katkıların yönlendirilmesinde öncelik verileceğini ümit ediyoruz." dedi.

Salgının gelişmekte olan ülkeler üzerindeki olumsuz etkisini hafifletmek için nakit yardımı gibi kısa vadeli çözümlerin de önem taşıdığına işaret eden Dışişleri Bakanı Yardımcısı Kıran, ancak uzun dönemli toparlanmayı sağlamak için sürdürülebilir çözümlere gereksinim bulunduğunu kaydetti.

"Dünyada en fazla sayıda Suriyeli mülteciye/sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, bu konuda öncü rol üstlenmiştir. Bu nedenle, Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü dönüşlerinin sağlanması gündemimizde en üst sıradadır." diyen Kıran, salgın kontrol altına alındıktan sonra sığınmacıların dönüş süreçlerine yönelik küresel çabaların canlandırılması gerektiğini, bu bakımdan Mülteciler Hakkında Küresel Uzlaşı Belgesi'nin, adil yük dağılımını ve sorumluluk paylaşımını desteklemekle, yararlı bir rehberlik sağlandığını ve Kovid-19 salgını bağlamında bahse konu belgeden daha etkin faydalanmanın imkanlarının ele alınması gerektiğini aktardı.

Yavuz Selim Kıran, BMMYK'nin desteğiyle salgın süresince ve izleyen süreçte sığınmacıların korunmasına yönelik yöntemlerin görüşülmesi gerektiğini, sığınmacıların ve yerlerinden edilmiş kişilerin korunmalarının yalnızca ahlaki bir gereklilik olmadığını, aynı zamanda hukuki bir zorunluluk olduğunu belirtti.

Kıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu itibarla, koruma keyfiyeti uluslararası toplumun paylaştığı ortak bir amaç olmalıdır. Adil yük paylaşımı, etkin uluslararası iş birliği ve küresel eylem geliştirme yeteneği bu amaca ulaşmanın 3 temel unsurudur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Küresel Mülteci Forumu'nda belirttikleri üzere, 'Hiçbir ülkenin günümüz dünyasında mülteci sorununa coğrafi uzaklık, yakınlık merceğinden bakma lüksü yoktur. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü, mesafelerin anlamını yitirdiği bir dönemde, hepimizin kaderi ortaktır'. Bundan ötürü, BMMYK'nin liderliğiyle ve rehberliğiyle güçlendirilmiş bir uluslararası dayanışma çağrısı yapıyoruz. Bu önemli konuda gösterdiğiniz ilgiden ve toplantıya katılımınızdan ötürü sizlere teşekkürlerimi sunuyorum."