Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni'nde konuştu.

Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni'ne katıldı. ( Murat Kula - Anadolu Ajansı ) 

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, ramazanın tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diledi. 

Erdoğan, "Bu mübarek günlerde Filistin başta olmak üzere Müslüman kanı döken tüm zalimleri Rabbimin Kahhar sıfatıyla kahretmesini temenni ediyorum. Ülkesinin özgürlüğü, milletinin geleceği, ezanın dinmemesi, bayrağın inmemesi için görev başında olan tüm güvenlik görevlilerimizi Rabbim korusun, esirgesin diyoruz." ifadesini kullandı.

"Misli ile intikamları alınmıştır"

Son üç günde Hakkari'de şehit olan 5, Azez'de şehit olan 2 asker ile Şırnak'ta şehit edilen 2 sivil vatandaşa Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Şehitlerimizin kanları yerde bırakılmamış, misli ile intikamları alınmıştır, alınmaya da devam edecektir. Sınırlarımızda ve sınırlarımız ötesinde tek bir terörist kalmayana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

"Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor ve bir göğüs, nefes almak için rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye, yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli, kim demiş meçhul asker diye?" şeklindeki dizeleri aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Evet, şehitler tepesi belki hiç boş kalmayacaktır ama kimsenin bu güzel ülkeyi elimizden almaya da gücü yetmeyecektir. Şehadeti en büyük şeref olarak gören bir milleti kendi yürekleri doğrudan karşımıza çıkmaya yetmediği için terör örgütlerini kullanarak dize getirebileceklerini sananları hüsrana uğratmaya devam edeceğiz. Bu gafiller bin yıldır olduğu gibi bundan sonra da hedeflerine ulaşamayacaklardır." 

"Her yıl ilk iftar şehit yakınları ve gazilerle" 

Tören münasebetiyle asker ve polis şehitlerin yakınlarıyla gazilere devlet övünç madalyası ve beratı takdim edileceğini belirten Erdoğan, her yıl ilk iftarlarını şehit yakınları ve gazilerle yaptıklarını, bu yıl da madalya törenini buna vesile kıldıklarını bildirdi. 

Devlet övünç madalyası ve beratı takdim edilecek asker ve polisler ile ailelerine Türkiye'ye yaptıkları hizmetler için şükranlarını sunan Erdoğan, "Şehitlerimizi rahmetle minnetle hürmetle yad ediyor, Allah onlardan razı olsun diyorum. Gazilerimize mücadeleleri, fedakarlıkları sebebiyle en kalbi teşekkürlerimi şahsım ve milletim adına sunuyorum." şeklinde konuştu. 

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki törende sadece Ankara'daki 59 şehit yakını ve gaziye devlet övünç madalyası ve beratını vereceklerini belirten Erdoğan, diğer şehirlerde ikamet eden şehit yakını ve gazilere de kendi adlarına madalya ve beratlarının takdim edileceğini dile getirdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehitlik ve gazilik payesini hiçbir maddi karşılıkla kıyaslayabilmek mümkün değildir çünkü onlara en büyük müjdeyi Rabbimiz veriyor. Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de şehitlerimizle ilgili 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız' öyle buyuruyor. Aynı şekilde gazilerimiz için de çok büyük müjdeler var. Biz ancak şehitlerimizin aziz hatıralarına sahip çıkmakla şehit yakınlarımıza ve gazilerimize layık olabilmek için çalışmakla mükellefiz." diye konuştu.

Tevcih edilen madalya ve beratların manevi birer hatıra olduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Devlet olarak şehit yakınlarımıza ve gazilerimize sahip çıkmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Tazminattan maaşa, kamuda işe yerleştirmeye kadar şehit yakınlarımıza ve gazilerimize tanınan pek çok hak bulunuyor. Şehitlerimizin geride kalanlarına ve gazilerimize sahip çıkacak imkanlara hamdolsun sahibiz. Hiç şüphesiz bu kardeşlerimize gösterilebilecek en büyük saygı, cenaze törenlerinden başlayarak hayatlarının her aşamasında onlara gereken hürmeti göstermek olacaktır. Milletimiz, şehit yakınlarını 'teröristler' olarak yaftalayan, hele hele bölücü terör örgütü mensuplarıyla bir tutanları asla unutmayacaktır." 

"Kanımızın son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğiz"

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un, "Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın, siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın." dizelerini okuyan Erdoğan, "Bu ülkede şehadeti göze almış 82 milyon vatandaşımız olduğu sürece Allah'ın izniyle hiçbir alçak topraklarımızı kirletemeyecektir. Rabbimizin vadettiği günlere kavuşana kadar son nefesimize, kanımızın son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, 34 farklı ülkede 78 şehitliği bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şehitlik ve gazilik makamı insanımız için en büyük şeref payesidir. Balkan Savaşı'ndan Çanakkale'ye, Mısır ve Suriye'den Galiçya'ya, Kafkas Cephesi'nden İstiklal Harbi'ne kadar coğrafyamızın dört bir köşesinde savaşan dedelerimizin, büyük dedelerimizin aziz hatıralarıyla büyümüş bir nesiliz. Kore'de, Kıbrıs cihadında kahramanlıklar gösteren babalarımız, baba dostlarımız vardı. Ardından terörle mücadelede kaybettiğimiz arkadaşlarımız, dostlarımız, akrabalarımız ve evlatlarımız oldu. 15 Temmuz'da yediden yetmişe kadın ve erkeğiyle topyekun millet olarak kıyam ettik. 

Evlatlarımızın yurt içinde ve dışında yazdıkları kahramanlık destanlarının her gün bir yenisini duyuyoruz. Bütün bunları tek millet için yapıyoruz, tek bayrak için yapıyoruz, tek vatan için yapıyoruz, tek devlet için yapıyoruz. Eğer biz mücadeleyi bırakırsak, milletimizin tek bir ferdine bile özgürlüğü de bu vatan toprağında yaşamayı da çok göreceklerin olduğunu biliniz. Vatana, ezana ve bayrağa sahip çıkmak için verilen mücadele başkadır, siyasi heva ve hevesler için nefisler ve çıkarlar için verilen mücadele bambaşkadır."

Milletin kendisine, belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı gibi görev ve makamları layık gördüğünü anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizim şu saatten sonra kendi nefsimiz veya kendi siyasi çıkarlarımız için herhangi bir yanlış yola tevessül etmemiz mümkün değildir. Kırk yılı aşkın süredir siyasette, çeyrek asırdır milletin hizmetinde, 11 yıl başbakanlık, 5 yıl cumhurbaşkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak bizim tek derdimiz ülkemizdir, milletimizdir, 82 milyonun geleceğidir. Tek amacımız Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırarak evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonları için güçlü bir ülke bırakmaktır. Bu mücadelede en büyük dayanağımız kahraman askerimizdir, polisimizdir, jandarmamızdır, bekçimizdir, güvenlik korucumuzdur, istihbaratçımızdır. Hayatını bu davaya adamış resmi, sivil tüm Alperenlerdir. Rabbim hepsinin de yolunu ve bahtını açık etsin. Rabbim bu ülkeyi ve milleti ebediyete kadar kain ve muzaffer eylesin."