KOCAELİ (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararnamesine ilişkin, "FETÖ'cü olan yargı mensuplarına yönelik işlemlere herhangi bir itirazımız olmadı, bugün de olmaz, yarın da olmayacaktır. Ancak, bu kararın iktidara koşulsuz biat etmeyen savcıları, hakimleri sürgün kararnamesi olduğunu çok iyi biliyoruz. 16 Nisan referandumu süresince söylediğimiz yargıyı tamamen iktidarın kontrolü altına sokma çabasının bir başka eşiğinde daha bulunuyoruz." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki için Ankara Güvenpark'tan başlatılan yürüyüşün 21. gününde Kocaeli'nin Hereke mevkisindeki verilen molada toplandı.

Tezcan, toplantının ardından yaptığı açıklamada, CHP'nin Gemlik Belediye Meclis Üyesi Avukat Özgür Aksoy'un öldürülmesine dikkati çekerek, "Avukatlık mesleğini icra eden belediye meclisi üyesi arkadaşımız katledildi. Acısını paylaşıyoruz. Ailesine başsağlığı diliyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşün son haftasına girdiklerini anımsatan Tezcan, pazar günü büyük buluşmayı gerçekleştireceklerini söyledi.

Tezcan, 15 Haziran'da Ankara'dan yola çıkıldıktan sonra toplumun her kesiminden yürüyüşe destek verildiğini belirterek, "Gönlünü burayla paylaşan vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Dalga dalga büyüyen yürüyüşümüz Maltepe'deki büyük buluşmaya gidiyor. 9 Temmuz'da saat 18.00'de Maltepe'de o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz. Adalet özlemi ve isteği olan herkesin buluşması ve oradan sesini bütün dünyaya yükselteceği o büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.

Mitingle ilgili bir kurallar bütünü belirleyecekleri bilgisini veren Tezcan, bunları kamuoyuyla da paylaşacaklarını kaydetti.

Tezcan, mitinge ilişkin ise şunları söyledi:

"Bu yürüyüşün tek bir sloganı var. O da 'Hak, hukuk, adalet.' Tema sadece adalet. Bu yürüyüşün afişi, flaması ve bayrağı sadece adalet pankartı, Atatürk posterler ve Türk bayrağı olacak. Bunun dışında pankart, flama taşınmayacak. Hiçbir kuruluş, dernek, sivil toplum örgütü, siyasi parti bayrağı ve afişi taşınmayacak, sloganı da atılmayacak. Adalet yürüyüşü güzergahında yürüyüşüne devam ederken, Türkiye'nin adalete ne kadar ihtiyacı olduğunu yaşanan olaylar bir kere daha gösteriyor."

- Kararname değerlendirme

Hakimler ve Savcılar Kurulunun yaz kararnamesine ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

"780 hakim ve savcı sürgün edildi. Yerleri değiştirildi. İktidarın 'FETÖ'cü hakim ve savcılara yönelik işlem yapıyorum.' deme şansı da kalmadı. Çünkü 3 bin 500 hakim ve savcıyı FETÖ'cü oldukları için ihraç ettiler. FETÖ'cü olan yargı mensuplarına yönelik işlemlere herhangi bir itirazımız olmadı, bugün de olmaz, yarın da olmayacaktır. Ancak, bu kararın iktidara koşulsuz biat etmeyen savcıları, hakimleri sürgün kararnamesi olduğunu çok iyi biliyoruz. 16 Nisan referandumu süresince söylediğimiz yargıyı tamamen iktidarın kontrolü altına sokma çabasının bir başka eşiğinde daha bulunuyoruz. Bu hakim ve savcılar içerisinde FETÖ ana dava iddianamesini hazırlayan Necip Cem İşçimen var. Kızağa alındı. Çok ciddi bir hazırlık yapmıştı. Bunlar FETÖ ile mücadele eden savcılar. Bu kararnamede kontrollü darbenin kara kutusu Adil Öksüz'ü tutuklama istemiyle sevk eden savcı sürgün edildi. Hani FETÖ ile mücadele? Bu kararnamede, 16 Nisan'dan önce sosyal medya paylaşımlarında 'Hayır diyenler yarın PKK'lı teröristler olarak muamele görmeye hazır olsun.' diyen savcılar terfi ettirildi."

Tezcan, AK Parti'nin demokrasi nöbetlerine başladığını belirterek, şunları kaydetti:

"Biz bu kutlu yürüşü başlattığımız zaman 'Adalet adliye sarayında aranır. Sokaklarda aranmaz.' diyenler demokrasiyi meydanlara nöbet tutarak arama noktasına gelmişler. Bu önemli ve ibret verici bir gelişmedir. Bu çağrıyı yapanlar ve başlatacak olanlar acaba Türkiye'de demokrasiyi kimin kaybettirdiğinin farkındalar mı? İktidar kim var Türkiye'de. Biz mi yönetiyoruz Türkiye'yi?"

Meclis iç tüzüğünün önümüzdeki hafta Adalet Komisyonu'na geleceğini anımsatan Tezcan, "Biz TBMM'nin yetkilerini ortadan kaldıracak, kısıtlayacak ve yok edecek bir çalışmaya destek vermeyiz. Karşı çıkarız. Milletvekilini etkisiz hale getirecek bir iç tüzük çalışmasına karşı çıkarız. Muhalefeti susturacak bir iç tüzük çalışması demiyorum. Bu niyet sadece muhalefeti değil bütün milletvekillerini parlamentoyu etkisiz hale getirme girişiminin bir aracı olarak gündeme geliyor. İster iktidar, ister muhalefet, milletvekilinin hakkı milleti en etkili şekilde temsil etme hakkı ve görevidir. Bunu ortadan kaldıracak iç tüzük girişimlerine sonuna kadar direnecek ve mücadele edeceğiz. Önce paketin verilmesini bekliyoruz." diye konuştu.

Tezcan, yürüyüşe saldırı hazırlığındaki terör örgütü DEAŞ üyelerinin yakalandığı haberlerinin sorulması üzerine ise şunları söyledi:

"Bölgede bir DEAŞ operasyonu olduğu bilgisini aldık. Bunun bir rutin çalışma sonucu olduğunu öğrendik. Bu yürüyüşe dönük bir özel saldırı ve plana dayalı operasyon değilmiş. Emniyetin terör örgütlerine yönelik rutin çalışmasının bir parçası. Doğal olarak yürüyüş güzergahı buradan geçince emniyetin dikkati ve çabaları belli noktalara daha fazla yoğunlaşıyor. Bu yararlı da bir şey. Bu çerçevede yürüyüşe yönelik saldırı planı değil de genel operasyonlar çerçevesinde yapılmış bir önlem ve operasyon olduğu bilgisini aldık. Önlemlerin artırılmasından rahatsız değiliz. Bizim de talebimizidir. Bütün provokasyon girişimlerine karşı güvenli şekilde yürüyüşü tamamlayıp mitingi gerçekleştirmek istiyoruz. İlk günden bu yana emek veren emniyet ve jandarma mensuplarına teşekkür ediyoruz. Her geçen gün sayımız, kortej uzunluğu ve ilgi artıyor. Bu çerçevede vatandaşların korteje aranarak alınması önlemi bizce de uygun bir önlemdir. Daha önce de yürüyüş güzergahının kapatılmasını talep etmiştik. Araç girişlerine ve trafiğe kapatılmasını Tek şeritten gidiş gelişin verilmesi talebi..."

Hükümet üyelerinin yürüyüşe yönelik söylemlerini eleştiren Tezcan, bu tür söylemlerin provokasyon yapacakları cesaretlendirdiğini savundu.

Tezcan, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın bir televizyon programında, Kılıçdaroğlu'nun OHAL ilanından önce Başbakan Yıldırım ile yaptığı özel görüşmede "Doğrudur OHAL ilan edilebilir. Biz prensip olarak OHAL'e TBMM'de karşı oy kullanacağız. Fazla direnmeyeceğiz ifadelerini kullandı." açıklamasını değerlendirdi.

Elitaş'ın Yıldırım-Kılıçdaroğlu görüşmesinde bulunup bulunmadığı konusunda bir bilgisi olmadığını belirten Tezcan, şunları kaydetti:

"OHAL ilan edilirken, parti adına Meclis'te konuşmayı ben yaptım. Bizim orada söylediğimiz şey çok açıktır. 'Parlamentoyu devre dışı bırakmayın. 15 Temmuz darbe girişimine karşı parlamentoyla birlikte mücadele ettik. Bundan sonra hesaplaşma sürecinde de parlamento etkin bir şekilde devrede olmalı. Parlamentoyu devre dışı bırakırsanız çok farklı sonuçlar doğar.' dedik. Bizim uyarılarımızı dinlemediler. 20 Temmuz darbesini oluşturdular. 15 Temmuz'u bir fırsata dönüştürüp bir 20 Temmuz, OHAL darbesi yaptılar. Genel Başkanımızın, Sayın Başbakana ne söylediğini ben çok iyi biliyorum. 'Parlamento devre dışı bırakılmamalı. Meclis'te darbe girişimiyle alakalı neye ihtiyaç duyarsanız biz o süreçte destek vermeye hazırız. Türkiye'de demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. Bu görev en çok CHP'ye düşer. Bu nedenle OHAL'e evet diyemeyiz.' demişlerdir."