İzmir'in Bayraklı ilçesinde yaşayan Makbule Bahar’a 2007 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde hemşirelik yaptığı sırada nörolojik bir hastalık olan multipl skleroz (MS) teşhisi konuldu. Hastalığı yüzünden severek yaptığı mesleğini 13 senenin ardından bırakmak zorunda kalan Bahar, hipertansiyon, şeker, astım ve vertigo hastası da olması nedeniyle yüzde 57 engelli raporu aldı. 2014 yılında düşme nedeniyle İzmir'deki bir devlet hastanesine başvurdu. Hastanede kendisine MR çekildiğini ve durumunun normal olduğu belirtilerek eve gönderildiğini iddia eden Bahar’ın kalça ve bacak ağrıları ise dinmedi. 1 yıl sonra dizinden iki kez ameliyat geçiren genç kadın daha sonra başka bir devlet hastanesine başvurdu. Ameliyatından 2 ay sonra bu devlet hastanesinde MR çekilen Bahar’a avasküler nekroz olduğu ve hastalığının 2'nci evreye ulaştığı söylendi.

‘ENGELLİLİK ORANIM ARTTI’

Bu şekilde yanlış teşhis aldığını anlayan ve ameliyatında ihmal olduğunu ileri süren Bahar şunları söyledi:

"Ameliyattan sonra iki ay sonra çekilen MR'da avasküler nekroz hastası olduğum anlaşıldı. Böyle bir şeyin aniden gelişmesi, 2. evreye gelmesi mümkün değil. Gittiğim hastane beni boşu boşuna ameliyat etmiş oldu. Ben normal MR ile ameliyata alındım. Boşu boşuna dizimden iki kere ameliyat oldum. Bu olaydan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi sürecim başladı ancak ilk geçirdiğim ameliyatlar sebebiyle engel oranım arttı ve tedavim için geç kalındı."

'NÖROLOG YOK EBE VAR'

Konuyla ilgili hukuki mücadele başlatan Makbule Bahar'ın avukatı Cenk Çağdaş Çakır ise süreci şöyle anlattı:

"Makbule hanımın gerçekleşen ameliyattan sonra sakatlık durumu ortaya çıktığı için, ameliyatı yapan ekip hakkında şikâyette bulunuldu. Ekip sorunun nerede olduğunu tespit edemediği için 'açıp bakmak' amacıyla bir ameliyat gerçekleştirmiş. Dava aşamasına geçmeden önce idari soruşturma yapılması gerekiyor ve Konak Kaymakamlığı öncelikle bu soruşturmayı reddetti. Bunun üzerine İzmir 1. Bölge İdare Mahkemesi'nde açılan davada bu ret kararı kaldırıldı. Şu an için Konak Kaymakamlığı yeniden bir soruşturma başlattı ve Makbule Hanım'ın mevcut tıbbi durumunu değerlendirmek üzere bir adli tıp bilirkişisi yakında bir randevu verecek. Ekipte eksiklerin olduğu gerek Konak Kaymakamlığı'nın yaptığı soruşturmada, gerekse mahkemedeki evraklarda yer alıyor. MS hastası olduğu için ameliyatta bulunması gereken nörolog, ameliyat sırasında ameliyathanede hazır değil. Fakat ekipte orada asla olmaması gereken bir ebe var. Makbule hanıma yapılan ameliyat zaten acil bir durumda yapılan bir ameliyat değil. Bir MS hastasına, kendi doktoruna danışılmadan asla yapılmaması gereken bir müdahale. Sonunda hiçbir şey elde edilemiyor. Sadece sorunun nereden kaynaklandığına bakmak için yapılan ameliyat sonucunda şu an Makbule Hanım yüzde 77 engelli hale geldi. Makbule Hanım'ın zararını tazmin etmek için biz arabuluculuk yoluna da gidiyoruz. Şu an yüzde 77 olan engel durumunun zaman içinde çoğalma riski de var. Konak Kaymakamlığı sıfırdan bir araştırma yapıyor. Çok büyük olasılıkla bir iki ay içinde, Cumhuriyet Savcılığı’na ceza işlemler için soruşturma izni vereceğini düşünüyorum."

'BAŞKASI YANMASIN'

Ameliyatla birlikte zor bir süreç yaşadığını anlatan Makbule Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim MS hastası olduğum için tam teşekkürlü bir hastanede nörolog eşliğinde veya izniyle ameliyat edilmem gerekirdi. Ben tüm bu sebeplerden dolayı hukuki süreci başlattım. Bununla birlikte epikriz raporlarında ameliyata 2 anestezi uzmanı, bir ebe ve bir doktor girdiği anlaşıldı. Ebenin diz ameliyatında ne işi var çok merak ediyorum. Daha sonra birçok ameliyat geçirdim, toplamda 9 ameliyat oldum. Engel oranım yüzde 77'ye yükseldi. Tedavim için geç kalındı. Bundan sonraki süreçte bilirkişi tam kaybımın ne kadar olduğunu tespit edecek. Hukuki işlemler başladı. Ben bu ihmalleri ortaya çıkarmak istiyorum. Ben yandım başkası yanmasın. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Benim hayatımı bitirdiler. Bana da 13 sene can emanet ettiler, ben de hemşireydim."