Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “1,5 milyardan fazla insanın kalbinde müstesna bir yeri olan Peygamber Efendimize (SAV) ve diğer kutsallarımıza hakaret edilmesini ifade özgürlüğü olarak göremeyiz” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 12. Büyükelçiler Konferansı’nda Türkiye’nin yurt dışı ve merkez teşkilatında görevli büyükelçilere hitap etti. Konuşmasında 10 Kasım’ın önemine değinen Bakan Çavuşoğlu, “Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Atatürk ve Cumhuriyetimizi kuran, bize hediye ve emanet eden, tüm ecdadımızın ruhları şad olsun. Bu yıl Milli Egemenliğimizin 100. Yıldönümünü kutluyoruz. Üç yıl sonra ise Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünü şevkle, gururla kutlayacağız” ifadelerini kullandı.

Salgın döneminde bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları aktaran Bakan Çavuşoğlu, yurt dışındaki vatandaşlara verdikleri hizmetlerden örnekler anlattı.

“ADA’DA TÜRK TOPLUMUNU EŞİT GÖRMEYEN SORUNLU BİR ZİHNİYET VAR. AB BU ZİHNİYETİ ÜYE YAPTI VE ÇÖZÜM UMUTLARINI TIKADI”

Kıbrıs’ın Türkiye’nin milli davası olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda çözüm yollarını tıkayanın kim olduğunun belli olduğunu dile getirerek, “Ada’da Türk toplumunu eşit görmeyen sorunlu bir zihniyet var. AB bu zihniyeti üye yaptı ve çözüm umutlarını tıkadı. Şimdi üstüne bir de ortak zenginliklere ‘el konulması’ teşebbüslerine, en azından sözde destek çıkıyor. İyi de, bunlara bizim müsaade edeceğimiz varsayımının ardındaki kibir ve yanılgı nereden kaynaklanmakta? Bugüne kadar siyasi eşitliği kabul etmediler. Siyasi eşitliğin olmadığı yerde egemen eşitlik olmalıdır. Kıbrıs Türkü artık sırf müzakere etmek için masaya oturmayacaktır. Son seçimlerde de bu mesajı açıkça verdiler” aktarımında bulundu.

“DOĞU AKDENİZ’DE EN UZUN KIYI ŞERİDİNE SAHİP ÜLKE OLAN TÜRKİYE’NİN, KENDİ KIYILARINA HAPSEDİLMESİNİ VE HAKKI OLAN KAYNAKLARDAN VAZGEÇMESİNİ KİMSE BEKLEMESİN”

Doğu Akdeniz’deki meselenin, kaynakların hakkaniyetli paylaşımı olduğunu kaydeden Bakan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bölgede istikrarsızlığı yaratanlar, Türk’ün haklarını gasp edebileceğini düşünenlerdir. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye’nin, kendi kıyılarına hapsedilmesini ve hakkı olan kaynaklardan vazgeçmesini kimse beklemesin. Bizi dışlayan, hatta karşısına alan girişimlerin de başarı şansı yoktur. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Sayın Cumhurbaşkanımızın son İzmir depreminde verdiği mesaj da bunu veciz şekilde ortaya koydu. Yunanistan ile sorunları konuşarak halletmek istiyoruz. Önkoşulsuz diyalog ve diplomasiye kapımızı kapatmıyoruz. Yunanistan Başbakanı, Fransa, Almanya, İngiltere’deki gazetelere yazı yazıp başka ülke kamuoylarına yaranmaya çalışırken, biz bir Yunan gazetesine makale yazarak, doğrudan Yunan halkına seslendik. Dedik ki, isterseniz gerginlik ve tırmanma ile yaşayalım veya diplomasi, diyalog ve işbirliği yapalım: Seçim Yunanistan’ındır. Türkiye hamdolsun her yoldan gitmeye muktedirdir! Her türlü makul diplomatik açılımı da onlara sunuyoruz: İstikşafi Görüşmeler, gelir paylaşımı, Bölgesel Konferans gibi somut öneriler hep tarafımızdan geldi. Sadece Yunanistan’la değil tüm kıyıdaş ülkelerle bu meseleleri konuşmak için Doğu Akdeniz Konferansı toplanmasını önerdik. Kırılgan olan bölgemize hakkaniyeti, huzur ve işbirliğini artık diplomasiyle kazandırmak için ilgili tüm aktörlerle birlikte çalışmayı öneriyoruz.”

“İDLİB’DE ATEŞKESİN MUHAFAZASI İÇİN FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ”

Türkiye’nin, Suriye’deki gelişmeleri milli güvenlik ve bölgesel istikrar perspektifinden izleyip yönlendirdiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “10 yıldır istikrarsızlık içindeki bu komşumuzun artık terörden arındırılması, halkının beklentilerini karşılayacak, siyasi bir çözüme kavuşması, mültecilerin dönüşünün sağlanması en başta bizim hedefimiz. Bu anlayışla, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin yarattığı tehdide karşı harekatlarımızı başarıyla icra ettik. Sınırımızda terör koridoru oluşturmaya çalışanlara izin vermedik. PKK/PYD/YPG’nin bölücü gündemi ve siyasi sürece dahil olma çabalarını engelliyoruz. Adı sanı ne olursa olsun hiç kimsenin bölgemizde terörü meşrulaştırmasına izin vermeyeceğiz. İdlib’de ateşkesin muhafazası için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bölgedeki masum insanları korumakta kararlıyız” dedi.

“1,5 MİLYARDAN FAZLA İNSANIN KALBİNDE MÜSTESNA BİR YERİ OLAN PEYGAMBER EFENDİMİZE (SAV) VE DİĞER KUTSALLARIMIZA HAKARET EDİLMESİNİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLARAK GÖREMEYİZ”

Hoşgörmek veya birlikte yaşamayı öğrenmek yerine başkalarının dinlerini tanzim etmeye yeltenmenin apaçık densizlik olduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Biz hoşgörü ve birlikte yaşama kültürünün savunucusu olmaya devam edeceğiz. 1,5 milyardan fazla insanın kalbinde müstesna bir yeri olan Peygamber Efendimize (SAV) ve diğer kutsallarımıza hakaret edilmesini ifade özgürlüğü olarak göremeyiz. Duruşumuz bu kadar net ve haklı. BM, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi çok taraflı platformlarda bu işin bayraktarlığını yapmaya devam ediyoruz. Bu vesileyle, Dışişleri Bakanlığı olarak bundan sonra yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve göçmen karşıtlığı gibi konularda bilhassa Batı’da yaşanan gelişmelere ilişkin yıllık raporlar hazırlayacağımızı buradan duyurmak istiyorum. Bu raporlar yoluyla işlenen suçları teşhir edeceğiz, yasal süreçlerin takipçisi olacağız.”

(İHA)