Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, son 14 yılda Türkiye'nin küresel kriz, iç ve dış şoklara rağmen ortalama yüzde 5,6 büyüdüğünü belirterek, "Yeni Orta Vadeli Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5,5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını arttırdığımız bir büyüme politikası hedefliyoruz." dedi.

Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın yanı sıra kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla Kalkınma Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, Yeni Orta Vadeli Programı (2018-2020) açıkladı.

Şimşek, yeni OVP'nin temel amacının, makro ekonomik istikrarın sürdürülmesi, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin arttırılması, iş ve yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, kamuda kurumsal kalitenin arttırılması yoluyla büyümenin hızlandırılması, istihdamın arttırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi olduğunu vurguladı.

Bu çerçevede enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin sürdürülmesi ve cari dengenin iyileştirilmesinin önem arz ettiğine dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

"Türkiye ekonomisi 2016'da karşılaştığı iç ve dış olumsuzluklara rağmen yüzde 3,2 oranında büyümüştür. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle 2016'nın son çeyreğinden itibaren ekonomide hızlı bir toparlanma gerçekleşti. 2017'ye ilişkin göstergeler yıl genelinde yüzde 5,5 büyüme oranının yakalanabileceğine işaret etmektedir. Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5,5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını arttırdığımız bir büyüme politikası hedefliyoruz. Son 14 yılda küresel krize ve birçok iç ve dış şoka, jeopolitik gerginliklere rağmen Türkiye ortalama yüzde 5,6 büyümüştür."

Söz konusu hedeflerin son derece gerçekçi olduğuna işaret eden Şimşek, "Nihai hedefimiz tabi ki ülkemizin refah seviyesini daha da yükselterek ekonomimizi üst gelir seviyesine taşımaktır. Program dönemi sonunda kişibaşı milli gelirimizin 13 bin doları aşacağını tahmin ediyoruz. Bu seviye bugün itibarıyla Dünya Bankası tanımına göre üst gelir grubuna çıkmak için belirlenen eşik değerin üzerindedir." diye konuştu.

- "Yıl sonu enflasyon yüzde 9,5"

Şimşek, geçen yıl ekonomideki ivme kaybının da etkisiyle işsizlik oranında tedrici bir artış söz konusu olduğunu belirterek, istihdamı arttırmaya yönelik alınan tedbirler ve ekonomik büyümedeki hızlanma sonucunda işsizlik oranında yılbaşından itibaren kademeli bir iyileşme sağlandığını ifade etti. Program dönemi boyunca bu eğilimin devam edeceğini öngördüklerinin altını çizen Şimşek, "2019 itibarıyla işsizlik oranının yeniden tek haneye düşmesini ve 2020 yılında yüzde 9,6 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz ki bu, güçlü iş gücüne katılım oranı ve çalışma çağı nüfusundaki artışa rağmen sağlanacaktır." ifadelerini kullandı.

Bu yılın sonunda enflasyonun yüzde 9,5 olacağını öngördüklerini kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:

 "Önümüzdeki dönemde enflasyon hedefle uyumlu patikaya gelene kadar para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesi beklenmektedir. Yeni Orta Vadeli Program (2018-2020) döneminde enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz. 2016'da milli gelire oranla yüzde 3,8'e kadar gerileyen cari işlemler açığının 2017'de altın ve enerji dengesindeki bozulma nedeniyle bir miktar artmasını bekliyoruz. Diğer yandan program döneminde uygulayacağımız politikalar sayesinde cari açığın, gayri safi yurtiçi hasılaya oranla kademeli olarak düşerek 2020'de yüzde 3,9 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Cari işlemler açığının finansmanını iyileştirmeye yönelik çabalarımız devam etmekte. Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi bu konuda temel önceliğimizdir."

Şimşek, ekonomiyi desteklemek için alınan tedbirlerin etkisiyle 2017'de merkezi yönetim bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 2 olmasını öngördüklerini kaydederek, "Bütçe gelirlerinin kalitesinin, cari harcamalarda tasarrufun arttırılması ve yatırım harcamalarının etkinleştirilmesi sonucunda program dönemi boyunca açığın kademeli olarak iyileşmesini hedefliyoruz. 2018'de yüzde 1,9 olarak gerçekleşmesi beklenen merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını program dönemi sonunda yüzde 1,6'ya düşürmeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, 2017'de yüzde 2,4 seviyesine yükselmesi beklenen kamu kesimi borçlanma gelirinin milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 1,3'e gerilemesini hedeflediklerini vurguladı.

Geçen yıl Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun gayri safi iç hasılaya oranının yüzde 28,1 olduğunu hatırlatan Şimşek, "Bunun 2017 sonunda sınırlı artarak 28,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2018'de bu seviyede kalacak olan borç stokunun program dönemi sonunda yüzde 27,5 seviyesine gerilemesini bekliyoruz." dedi.