İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "İç piyasada tekrarlayan şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin iyi bir iş çıkardığını söylemek mümkün." dedi.

Şimşek, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) resmi desteğinde, Borsa İstanbul ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı iş birliğinde Al-Iktissad Wal-Aamal Group (AIWA) tarafından düzenlenen 12. Türk Arap Ekonomi Forumu'nun (TAF'2017) açılışında konuştu.

Şimşek, Orta Doğu bölgesi için gelecek dönemin pek parlak görünmediğini ancak bunun güneşin doğuşundan önceki karanlığa benzediğini ifade ederek, "Çünkü bölgenin muhteşem bir potansiyeli var." dedi.

Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin kritik olmaya devam edeceğini belirten Şimşek, petrol ihracatının önceki döneme göre biraz daha iyi çıkacağı yönünde bir kanaat olduğunu, 2016 yılı ve öncesinde fiyatlardaki aşağı yönlü baskının biraz aşılacağına yönelik bir öngörü bulunduğunu kaydetti.

Bütçe açıklarının 2016'ya göre daraldığını, cari açığın da geçen yıla göre bir miktar iyileşme kaydettiğini ifade eden Şimşek, "Dolayısıyla bölge için ekonomik görünüm çok parlak olmasa da bir önceki döneme göre daha iyi potansiyel arz etmekte." dedi.

- "Güce aç bir grup tarafından gerçekleşen kalkışma bu bölümün finali oldu"

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin zorlu bir dönemden geçtiğini ancak ekonominin büyük direnç göstermeyi başardığını belirterek, "İç piyasada tekrarlayan şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin iyi bir iş çıkardığını söylemek mümkün." ifadesini kullandı.

Büyüme oranının 2002 ve 2015 yılları arasında yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleştiğini, bunun çok sağlam bir performansa işaret ettiğini kaydeden Şimşek, 2016'nın Türkiye için zorlu bir yıl olduğunu, buna rağmen aynı dönemde büyümenin eksiye geçmediğini, artı büyüme kaydedildiğini, bütün bunların Türkiye ekonomisinin ne kadar dirençli olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Son yıllarda küresel anlamda ekonomide pek çok kriz yaşandığını, bütün bunların sonucunda jeopolitik gerilimler olduğunu ve doğru işlemeyen devlet sistemlerinde büyük etki yarattığını ifade eden Şimşek, iç piyasaya bakıldığında Türkiye'nin çeşitli şoklarla karşı karşıya kaldığını, güce aç bir grup tarafından gerçekleşen kalkışmanın bu bölümün finali olduğunu söyledi.

İç şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve sağlam kaldığını söylemenin mümkün olduğunu vurgulayan Şimşek, bunun da Türkiye ekonomisinin yapısının ne kadar sağlam, direnç kabiliyetinin ne kadar yüksek olduğunu gösterdiğini kaydetti.

- "Anayasa reformu çok daha demokratik bir ülkenin temellerini atacak"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Küresel medyada sanki Türkiye demokrasiden uzaklaşıyormuş gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor. Aslında durum bunun tam tersi." dedi.

Türkiye'nin Anayasa reformu yoluyla istikrar kazanacağını, idari istikrarın mümkün olacağını belirten Şimşek, Anayasa reformunun çok daha demokratik, çok daha sağlam ve güçlü bir ülkenin temellerini atacağını söyledi.

Şimşek, şunları kaydetti:

"Ne yazık ki Türkiye'de algı ile gerçeklik arasında büyük bir boşluk oluşmuş durumda. Bu algı gerçeklere dayanmıyor. İnsanların kendi idraki ile alakalı bir durum. İnsanlar ne görmek istiyorsa onu görüyor. Anayasa değişikliği Türkiye'yi uluslararası normlara yaklaştıracak. Yapmaya çalıştığımız şey, idare anlamında ya da bir hükümet sistemi olarak, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi içermekte. Başkanlık sistemi dediğimizde, pek çok ileri demokrasi ülkesinde bunun olduğunu görüyoruz. ABD gibi, Fransa gibi ülkelerde başkanlık sistemi var. Türkiye için önerilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de küresel anlamdaki en iyi uygulama örneklerinden hiçbir fark arz etmiyor. Parlamenter sistemin kuvvetli parlamento meclis kısmı muhafaza edilecek ve başkanlık sisteminde de hükümeti, halk tarafından doğrudan seçilen bir başkan idare edecek. Yürütme aslında Cumhurbaşkanlığı makamı adı altında konsolide olmuş olacak.

Bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan arasında bölünmekten ziyade idare tek başlı hale gelecek. Burada soru şu; bir kontrol mekanizması var mı, bu uluslararası normlarla paralel mi? Evet, kesinlikle öyle. Yargı bağımsız. Yargının üyeleri ağırlıklı olarak parlamento tarafından çoğunluk oyu neticesinde seçilecek. Geri kalan üyeler başkan tarafından seçilecek. Bu, Fransa ve ABD gibi ülkelerde halihazırda devam eden sistem ve örneklendiği şekilde işlenecek. Dolayısıyla Türkiye'nin Anayasa değişikliği ile aslında geriye doğru götürülmeye çalışıldığı gerçeklere dayanan bir yargı değil. Bu Anayasa değişikliği ne yazık ki özüyle değil, sözüyle değerlendiriliyor ve bu anlamda söz konusu algı da ağırlıklı olarak birtakım şüpheler üzerinden ilerliyor. Kişilerin kendi idraklerinden kaynaklanan şüpheler üzerinden kurulan bir algı söz konusu. Aslında başkanlık sisteminin, Anayasa reformunun idari ve siyasi istikrar getireceği aşikar."

(Sürecek)​