Nebati, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Zorlu küresel şartların yaşandığı ve küresel konjonktürün hızlı değiştiği bir dönemde, makroekonomik ve finansal istikrar ile fiyat istikrarını eş zamanlı olarak sağlamak, yüksek katma değerli üretimi teşvik etmek, tedarik zincirlerindeki değişimi fırsata çevirmek ve cari işlemler açığı sorununu kalıcı olarak çözmek amacıyla "Türkiye Ekonomi Modeli"ni devreye aldıklarını belirten Nebati, modelin hedefleriyle uyumlu olarak; sanayinin milli gelir içindeki payının artış eğilimine girdiğini, turizm sektörünün dünyadan aldığı payın arttığını ifade etti.

Nebati, enerji dışı cari işlemler dengesinde önemli bir iyileşme kaydedildiğini, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta önemli kazanımlar elde edildiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke için resesyon riskinin arttığı bu dönemde, modelimiz sayesinde Türkiye ekonomisi güçlü biçimde büyümeye devam ederken, büyümenin kompozisyonu da dengeli bir görünüm sergilemektedir. Türkiye, 2021 yılında yüzde 11,4 oranındaki GSYH büyümesi ile G20 içinde en hızlı büyüyen ülke olmuş ve son 50 yılın en yüksek büyüme oranını kaydetmiştir. Bu büyümenin 6,6 puanı yurt içi talepten, 4,8 puanı ise net dış talepten gelmektedir. Belirtmek isterim ki net dış talebin büyümeye olan bu katkısı, 2001'den sonra ulaşılan en yüksek rakam olmuştur.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın neden olduğu belirsizlik ortamına ve zayıflayan küresel ekonomiye rağmen, gayrisafi yurtiçi hasılamız reel olarak 2022 yılı ilk yarısında yüzde 7,5 büyüme kaydetmiştir. İkinci çeyrek itibarıyla yüzde 7,6 büyüme oranıyla Türkiye OECD'de en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer almıştır. Yılın ilk yarısında ekonomimiz, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme hedefimiz doğrultusunda dengeli görünümünü korumuştur. Büyümeye net dış talebin katkısı ilk çeyrekte 3 puan, ikinci çeyrekte ise 2,7 puan olmuştur."

Nureddin Nebati, 2022 yılının ikinci yarısına ilişkin öncü göstergelerin, küresel yavaşlamanın da etkisiyle ılımlı büyümeye işaret ettiğini vurgulayarak, "Yıl geneli için yüzde 5 oranında bir büyümenin gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2023 yılında da dengeli görünümünü koruması beklenen ekonomik büyümenin yüzde 5 olması hedeflenmektedir." dedi.

Toplam istihdamın salgın öncesi dönemin üzerine çıkarak tarihi yüksek seviyelere ulaştığının altını çizen Nebati, "Böylece, işsizlik oranı tek haneye düşmüştür. Geride bıraktığımız son 20 yıllık dönemde Türkiye ekonomisi bir yandan üretirken bunun karşılığında istihdam sağlayabilen bir yapıya bürünmüştür." ifadelerini kullandı.

Nebati, Orta Vadeli Program çerçevesinde, güçlü istihdam artışının devamı ve işsizlik oranının düşüş eğilimini sürdürmesinin öngörüldüğünü söyledi.

"Enerji hariç cari denge fazla verme eğilimini sürdürüyor"

İhracatın tarihi rekorlar kırmaya devam ettiğini vurgulayan Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında atılan adımlarla ihracatçıların küresel tedarik zincirindeki aksaklıkları fırsata çevirmeyi başardığını ve ihracatı büyümenin lokomotifi haline getirdiğini belirtti. Nebati, "İhracatımız 2022 yılının her ayında rekor kırmış ve ekim ayında yıllıklandırılmış 253 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bugün Türkiye, 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan ve dünya ihracatından aldığı payı yüzde 1'in üzerine çıkaran güçlü bir ekonomi konumundadır. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ihracatın 305 milyar dolara ulaşmasını hedefliyoruz." diye konuştu.

Nebati, artan küresel enerji fiyatlarına bağlı olarak yüksek seyreden enerji ithalatı ile toplam ithalatın da yükseldiğini dile getirdi.

Turizmin, dünya ortalamasının üzerinde bir hızda büyüyerek salgın öncesi seviyelerinin üzerinde bir performans gösterdiğine dikkati çeken Nebati, yılın geri kalanında da turizmdeki seyrin devam etmesi ve rekor gelir elde edilen 2019 yılının da oldukça üzerinde performansa ulaşılmasını beklediklerini kaydetti.

Bakan Nebati, "Cari işlemler dengesi enerji ithalatı kaynaklı açık verirken enerji hariç cari denge fazla verme eğilimini sürdürmektedir. Ayrıca vurgulamak isterim ki enerji faturası geçen yılın aynı seviyesinde kalsaydı şu an cari işlemler açığını konuşmuyor olacaktık." dedi

Nebati, uygulanan politikalarla cari işlemler dengesini orta ve uzun vadede kalıcı olarak iyileştirmeyi amaçladıklarını ifade etti.

Katma değerli üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve milli imkanlarla geliştirmek, elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek, dijital dönüşümü hızlandırmak ve iş gücünün niteliklerini iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguladıklarını anlatan Nebati, diğer yandan, 2023 başında Karadeniz'deki doğal gaz çalışmalarının tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfi ile enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı ve cari işlemler dengesi ile dış finansman ihtiyacı üzerindeki baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedeflediklerini söyledi.

Nebati, dış finansman üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlayan yaklaşımlarının da reel sektörün döviz pozisyonuna olumlu yansıdığını dile getirdi.

Uluslararası rezerv pozisyonunu güçlü tutmanın öncelikleri arasında yer aldığını aktaran Nebati, "TCMB brüt rezervleri yılbaşına göre 3 milyar doların üzerinde artarak 28 Ekim itibarıyla 114,2 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır." bilgisini verdi.

Enflasyonla mücadele

Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında enflasyonla mücadeleyi birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin yaptığı gibi tüketim, üretim ve yatırım daralmasına neden olacak faiz artışları yoluyla değil, ekonominin üretim kapasitesini artıracak arz yönlü politikaları geliştirerek sürdürdüklerini belirtti.

"Hedefimiz, ülkemizi güçlü bir üretim ekonomisi haline getirmektir. Böylece durgunluk, yüksek işsizlik ve istikrarsızlık sorunlarını yaşamak yerine, insan odaklı bir yaklaşımla, kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyoruz." diyen Nebati, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşlarımızın karşılaştığı sıkıntıların elbette farkındayız. Alım güçlerinde gerçekleşen kaybın önüne geçmek için hükümet olarak üzerimize düşen hiçbir sorumluluktan kaçmıyoruz. Vatandaşlarımızı, çalışanlarımızı, emeklilerimizi, esnaf ve çiftçilerimizi enflasyona karşı ezdirmemek için gelir ve harcama politikalarını etkin bir şekilde kullanıyoruz."

KKM uygulaması

Döviz kuru oynaklıklarının önüne geçerek finansal istikrarı tahkim etmek amacıyla Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesapları (KKM) uygulamasını devreye aldıklarını anımsatan Nebati, uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:

"Vatandaşlarımızın KKM'ye destek ve teveccühleri sayesinde milli para birimimizde istikrar güçlendirilmiş ve TL'ye olan güven artmıştır. 9 Kasım itibarıyla 2,3 milyon mudinin yaklaşık 1,5 trilyon TL'lik tasarrufu bu hesaplarda değerlenmektedir. Hazine tarafından desteklenen KKM hesaplarına bugüne kadar yaklaşık 91,6 milyar TL destek ödemesi gerçekleştirilmiştir. Hazine destekli hesaplarda yenileme oranı yaklaşık yüzde 70 seviyesindedir. KKM hesaplarının toplam vadeli mevduatlar içindeki payı ise yüzde 27'dir.

KKM uygulaması olumsuz jeopolitik gelişmeler, küresel finansal koşullardaki sıkılaşma, avro-dolar paritesindeki gelişmeler ve arz güvenliğine ilişkin yaşanan tüm sorunlara rağmen finansal istikrarın sürdürülmesinde etkin rol oynamıştır. KKM uygulamasıyla birlikte TL mevduatın ortalama vadesi 2 katına yükselmiş, sektörün en önemli risklerinden olan vade uyumsuzluğunda önemli iyileşme sağlanmıştır. Ayrıca döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı yaklaşık 17 puan düşüş göstererek yüzde 52,3"e gerilemiştir."

Reel sektöre yönelik kredi destekleri

Bakan Nebati, finansal istikrarın güçlendirilmesinin yanı sıra Türkiye Ekonomi Modeli'nin önceliklerini yerine getirmede reel sektörün finansmana kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde erişiminin oldukça elzem olduğunu vurguladı.

Bu bağlamda, kredilerin tüketim yerine üretken alanlara yönlendirilmesi ve amacına uygun şekilde iktisadi faaliyetle buluşmasının selektif kredi politikasının odağını oluşturduğunu ifade eden Nebati, şöyle konuştu:

"2022 yılında yaklaşık 7 bin ticari işletmemize 54 bin kredi işlemi ile 71 milyar TL kredi ve 61 milyar TL'lik kefalet kullandırdık. İlave olarak, ülkemizin üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artırmak için ihracatçılara ve turizm sektörüne uygun faizli, uzun vadeli toplam 150 milyar TL'lik kredi imkanı sunduk.

Selektif kredi yaklaşımımızın katkısıyla bankacılık sektörü toplam kredi hacminde 2022 yılında gerçekleşen yaklaşık 2 trilyon TL'lik artışta, imalat sanayi öncülüğünde kullandırılan ticari nitelikli krediler belirleyici olmuştur.

Ülkemizin büyümesi ve kalkınmasında önemli bir rol üstlenen KOBİ'lerin bankacılık sektöründen kullandıkları kredi hacmi ekim ayı itibarıyla 1,7 trilyon TL'yi aşmıştır. KOBİ kredilerinin tarihsel ortalamasının üç katı üzerinde büyümüş olması modelimizin çıktılarıyla uyumludur. KOBİ kredisi kullanan müşteri sayısı eylül ayı itibarıyla 4,3 milyon adedi geçmiştir.

Yakın dönemde devreye aldığımız ilave makro ihtiyati tedbirlerin olumlu yansımalarını son dönemde kayda değer biçimde azalış gösteren politika faizi ile kredi faizi makasında görüyoruz. İlerleyen zamanlarda da kredi politikamızda selektif yaklaşımımızı sürdürerek yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı kredi kullandırımını önceliklendirmeye devam edeceğiz."

Nebati, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının bütçelerine ilişkin yaptığı sunumda, attıkları güçlü adımlarla kamu maliyesini sağlam temeller üzerine inşa ettiklerini söyledi.

Bütçe disiplinini kalıcı hale getirirken elde ettikleri kazanımları vatandaşların hizmetine sunduklarını ifade eden Nebati, "Küresel ekonomik krizlerin, jeopolitik gerginliklerin ve salgın koşullarının yaşandığı olağanüstü durumlarda vatandaşlarımıza ve ekonomiye sağladığımız teşvik ve desteklere rağmen bütçe disiplininden asla taviz vermedik, vermiyoruz, vermeyeceğiz." diye konuştu.

Nebati, bu yıl olumlu seyreden ekonomik aktiviteyle birlikte ağırlıklı olarak gelir ve kazançlardan alınan dolaysız vergilerin katkısıyla bütçe gelirlerinin güçlü bir artış gösterdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bu yıl doğal gaz ve elektrik tüketimine yönelik sübvansiyonlara, sosyal kesimlere sağladığımız ilave desteklere, çalışanlar ve emeklilerimize yaptığımız ücret ve maaş artışlarına ve vazgeçtiğimiz vergi gelirlerine rağmen, merkezi yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 3,4 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Aynı dönemde bütçe açığının milli gelire oranının Japonya'da yüzde 7,9, Fransa'da yüzde 5,1, İngiltere'de yüzde 4,3, Hindistan'da yüzde 9,9 ve Çin'de yüzde 8,9 olması öngörülmektedir. Görüldüğü üzere ülkemiz bütçe performansıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışmaya her alanda olduğu gibi bu alanda da devam ediyor."

Bakan Nebati, vatandaşları, esnafı, çiftçiyi ve ihtiyaç duyulan tüm alanları desteklediklerini vurgulayarak, bu yıl asgari ücrete kadar olan tutarları tüm çalışanlar için vergi dışı bırakarak 90,6 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçtiklerini kaydetti. Bu süreçte atılan vergisel adımları anlatan Nebati, "Enflasyonla mücadele kapsamında bu yıl 276,8 milyar lira vergi gelirinden vazgeçmiş oluyoruz." dedi.

"Elektrik tüketim desteği 4 milyon haneye çıkarılacak"

Vatandaşların alım güçleri ve refahını artırmaya yönelik vergi indirimlerine de dikkati çeken Nebati, vatandaşların en temel harcamalarını da desteklediklerini söyledi. Nebati, hanelerde kullanılan doğal gazda yüzde 80, elektrikte ise birinci kademede yaklaşık yüzde 50 sübvansiyon sağladıklarını anımsatarak, "2,1 milyon haneye 150 kilovatsaate kadar elektrik tüketim desteği sağlıyoruz. Hedefimiz bu desteğin 4 milyon haneye çıkarılmasıdır. Bu kapsamda, 2023 yılında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna 4,8 milyar lira tutarında kaynak ayrılması planlanmıştır." diye konuştu.

Nebati, doğal gaz desteği için de 2023 yılında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan 1,8 milyar lira tutarında kaynak ayrıldığını belirtti.

Nureddin Nebati, asgari ücret, kamu görevlileri ile emeklilere yönelik maaş düzenlemelerine de değinerek, "Topladığımız verginin her lirasının vatandaşlarımıza tekrar hizmet olarak dönmesini sağlamak ve alın terinin karşılığını verebilmek için işlerimizi yapmaya gayret ediyoruz." ifadesini kullandı. Nebati, yatırıma, istihdama, üretime ve ihracata yönelik büyüme odaklı vergisel destekleri de güçlü bir şekilde sunmaya devam ettiklerini söyledi.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye yönelik atılan adımlar hakkında da bilgi veren Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Vergi incelemelerinde sektörel ve fonksiyonel uzmanlaşma modeline geçerek yenilikçi denetim teknikleriyle mükellef haklarını önceleyen bir yaklaşımla denetimlerimizi sürdürüyoruz. 2023-2025 dönemini kapsayan Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı'nı hayata geçireceğiz. RADAR sisteminin de katkısıyla kayıt dışı ekonomiyle mücadelede etkinliği artırıyoruz. Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemiyle, tüm süreçleri elektronik ortamda yürütüyoruz. Kağıt belge kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor ve bu konuda adımlarımızı sıkılaştırıyoruz. Kamu harcamalarında tasarruf sağlanması ve kamu alımlarının rasyonel bir temelde gerçekleştirilmesi bir diğer hedefimiz olmuştur."

Bakan Nebati, dünyanın en güvenilir pasaportunu üretir hale geldiklerini anlatarak, "Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, yürüttüğü AR-GE çalışmalarıyla birlikte dünyanın en güvenli pasaportunu üretir hale gelmiştir. Bunun için de yurt dışından farklı ülkelerden çeşitli talepler geliyor, Darphane, ilgili ülkelerle görüşmeler yaparak bu konuda şu anda iletişim halinde." ifadelerini kullandı.

Kamu maliyesindeki disiplinli duruş ve uygulanan etkin borçlanma politikaları neticesinde, Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının 2021 yılında yüzde 41,8 olduğunu kaydeden Nebati, bu oranın, zorlu koşullar ve enerji fiyatlarının geçen yıla göre iki katına çıkmış olmasına rağmen 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 39,3'e gerilediğini belirtti. Nebati, "AB üyesi ülkelerde ise bu oran, ikinci çeyrek itibarıyla ortalama yüzde 86 seviyesinde olup, 2022 yılsonunda Fransa'da yüzde 112, Almanya'da yüzde 71 ve İtalya'da yüzde 147 olması beklenmektedir." dedi.

Stratejik ölçütlere dayalı ve makroekonomik dengeleri gözeten bir borçlanma programı uygulandığını da aktaran Nebati, 2020 yılı sonunda 34 ay, 2021 yılı sonunda ise 54 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesinin bu yılın ekim ayı itibarıyla 69 aya kadar yükseldiğini bildirdi. Nebati, yıl başında yüzde 24,6 olan sabit getirili Türk lirası cinsi iç borçlanmanın ortalama maliyetinin ekim ayında yüzde 10,9'a gerilediğine dikkati çekerek, "Borç stokunun faiz oranlarına karşı duyarlılığını azaltmak amacıyla sabit faizli borçlanma araçları tercih edilerek değişken faizli borçların payı azaltılmıştır. 2019-2021 döneminde toplam iç borçlanmanın yüzde 38'i sabit getirili Türk lirası cinsi senetler ile sağlanmışken bu yılın ocak-ekim döneminde sabit getirili Türk lirası cinsi senetlerin payı yüzde 58'e yükselmiştir." diye konuştu.

"Dış finansman olanaklarını değerlendiriyoruz"

Nureddin Nebati, borç stokunun yapısını iyileştirmek için yurt içi borçlanmada döviz cinsi senetlerin payının azaltıldığını dile getirerek, bu çerçevede, 2022 yılında yurt içi döviz cinsi borçlanmaların azaltıldığını, Türk lirası cinsi borçlanmaya ağırlık verildiğini söyledi.

Piyasa koşullarına bağlı olmakla birlikte, önümüzdeki yıl da yurt içinde döviz cinsi borçlanmanın payını azaltmaya devam edeceklerini aktaran Nebati, "Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak gerek doğrudan gerek garanti sağlayarak uygun koşullarda dış finansman olanaklarını da değerlendiriyoruz. Ekim ayı itibarıyla Hazine geri ödeme garantisi altında 1,2 milyar dolar ve 1 milyar doları tahsisli olmak üzere, proje finansmanı amacıyla toplam 2,2 milyar dolar tutarında dış finansman sağladık. Sağlanan finansman sağlık, tarım ve enerji sektörlerindeki projelerin desteklenmesi amacıyla kullandırılmaktadır." diye konuştu.

Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulamasıyla Hazine nakit rezervinin güçlendirildiğini ve bütçeye katkı sağlandığını belirten Nebati, "Uygulama sayesinde toplamda 50 milyar lirayı aşan bir kaynak büyüklüğüne herhangi bir maliyet olmaksızın ulaşılmış ve 12 milyar lirayı aşan nema geliriyle merkezi yönetim bütçesine katkı sağlanmıştır." ifadesini kullandı.

Bakan Nebati, Sayıştay tarafından Meclis'e sunulan bakanlığının denetim raporuna yönelik de bilgi verirken, raporda yer alan bulgulara ilişkin gereken adımların atıldığını söyledi. Nebati, bazı bulgular konusunda ise yapılan işlemlerin halihazırda mevcut mevzuata uygun olarak yürütüldüğünün değerlendirildiğini ve bu hususları Sayıştay ile bir araya gelerek sonuçlandıracaklarını aktardı.

"Kredi Garanti Fonuna 7 milyar lira aktarılacak"

Bakanlığının 2023 yılı toplam bütçe teklifinin 2,2 trilyon lira olduğunu aktaran Nebati, şunları kaydetti:

"Faiz hariç tutulduğunda bütçe teklifi 1,6 trilyon lira olmaktadır. Bu teklifin yaklaşık yüzde 1'ine tekabül eden 15,5 milyar lira Bakanlığımız hizmetleri için kullanılacaktır. Bakanlığımızın bütçesinin faiz hariç yaklaşık yüzde 99'luk kısmı olan 1,6 trilyon lirası ise diğer kamu idarelerinin hizmetlerinin finansmanı için ayrılmıştır. Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumuna 405 milyar lira, mahalli idarelere verilen paylara 375,4 milyar lira, fon paylarına 117,4 milyar lira, yükseköğretim kurumlarına 127,9 milyar lira, kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün devredilen personelinin ücretleri ile köylerin altyapısının desteklenmesi amacıyla il özel idarelerine 6,2 milyar lira, su, kanalizasyon ve altyapı desteklerine yönelik 1,5 milyar lira, KİT'lere ve diğer kamu sermayeli kuruluşlara 489,9 milyar lira, bireysel emeklilik sistemi devlet katkısı ödemelerine 13,6 milyar lira, Kredi Garanti Fonuna 7 milyar lira, diğer giderlere 85 milyar lira aktarılarak kullanılacaktır. Faiz harcamaları için ayrılan kaynak tutarı ise 565,6 milyar liradır."